Arabic English Turkish

19. Anadolu Buluşmaları 3. Gün 1. Oturumu: Teknoloji ve Dijitalleşmenin Aile Üzerine Etkileri

19. Anadolu Buluşmaları 3. Gün 1. Oturumu: Teknoloji ve Dijitalleşmenin Aile Üzerine Etkileri

Anadolu Federasyonu olarak 13 – 17 Ağustos 2025 tarihleri arasında “Tüten Ocak, Ailenin Geleceği” temasıyla düzenlediğimiz 19. Anadolu Buluşmalarında 3. Gün 1. Oturumu “Teknoloji ve Dijitalleşmenin Aile Üzerine Etkileri” adıyla gerçekleşti. Prof. Dr. Nusret Akpolat’ın moderatörlüğünü yaptığı oturuma Dr. İpek Coşkun Armağan, Prof. Dr. Hasan Hüseyin Taylan ve Dr. Ahmet Kaplan konuşmacı olarak katıldı. “Teknoloji ve Dijitalleşmenin Aile Üzerine Etkileri” isimli oturum, Prof. Dr. Nusret Akpolat’ın konuşmasıyla başladı.

DR. İPEK COŞKUN ARMAĞAN: “BİZ ÇOCUKLARA DENEYİM VERMEK, TECRÜBELERİMİZİ AKTARMA KONUSUNDAKİ KESİNTİLERDEN DOLAYI İYİ EBEVEYNLİK ŞEKLİMİZİ DE DEĞİŞTİRDİK.”

Oturumda söz hakkı alan Dr. İpek Coşkun Armağan, “Dijital Dünyada Aile Aklını Korumak” isimli sunumunu gerçekleştirdi. Aile Aklı nedir? Aile aklı bir krizde nasıl çalışır krizde görüş alabileceğimiz bir kanaat önderimiz var mı? Ve Ailede kriz anını yöneten kişi kim? Sorularıyla başlayan Dr. İpek Coşkun Armağan; “Bizim yeni nesillerimiz çok kırılgan. Çünkü çocukların beslendiği bir aile aklı yok. Biz artık aileden alacağımız aklı dijitalden alıyoruz. Şu an yeni neslin aldığı aklı algoritmik, reklam temelli akıllar. Biz çocuklara deneyim vermek, tecrübelerimizi aktarma konusundaki kesintilerden dolayı iyi ebeveynlik şeklimizi de değiştirdik. Ebeveyn- çocuk ilişkisi deneyim aktarma akıl vermeden çok en iyi marka telefonu alınca iyi baba- iyi anne oluyoruz.” dedi.

Ayrıca çocukların ebeveynlerinden daha mahremiyet duygusuna sahip olduğunu dile getirerek; “Ailenin zorlukları da vardır tamamen kutsanacak kutsal görülecek bir şey değildir fakat yine de dönüp dolaşıp baktığımızda toplumun psikolojisi ve sağlığı için aile değerlerine ve aileye sahip çıkmamız gerekiyor. İnsanlar yapay zekayı terapist olarak kullanıyor en çok kullanılma sebeplerinden biri bu. Yapay zekada en çok kullanılan duygu durumları; kaygı, depresyon stres, öz saygı problemleri.” dedi.

Aile Aklını korumak için ne yapılması gerektiğini soran Dr. İpek Coşkun Armağan; “Dinleme becerilerini güçlendirin dinleme bu bağlamda çok önemli. Dürtüsel ebeveynlikten uzaklaşmamız gerekiyor çocuklar dürtüsel ebeveynlerin tepkilerinden yoruluyor. Eşlerin birbirine değer vermeli, iyi davranmalı çocuğun değer eğitimi ebeveynlerin birbirine verdiği değerle başlar. Sofralarımız çok değerli sofralara ekran sokmamamız gerekiyor. Çocuklarımızla yetişkinleri aynı ortamda bulundurmaktan çekinilmemeli çünkü çocuklar sosyal davranış normlarını yetişkin bağlamında öğrenebilirler. Çocukların serbest zamanları doldurmak yerine yapılandırılmalı. Çocukların ergenlik dönemine kadar sesli olarak kitap okunmalı evin içinde. Düzenli iyilik yapılmalı ve çocuklara iyilik yapmak öğretilmeli.” dedi.

DR. AHMET KAPLAN; “BİLGİ TEK BAŞINA PUSULA DEĞİLDİR. DEĞERLER PUSULASINA İHTİYACIMIZ VAR. DEĞERLER PUSULASINI DOĞRU KULLANARAK DOĞRU BİR YOLDA İLERLERİZ.”

Oturumda söz hakkı alan Dr. Ahmet Kaplan, “Aile, Değerler ve Yapay Zekâ” isimli sunumunu gerçekleştirdi. Çocuğun yalnızca yapay zekâ kaynağından beslendiği fikrini göz ardı etmemek gerektiğini belirterek, “Çocuğun yapay zekadan elde ettiği verilerle bizim aramızdaki ilişkiyi arttıran şeyler yapabiliriz. Çocuğun yapay zekadan elde ettiği veriyi; Acaba bu bilgi sence doğru mu, bu bilgi nereden geliyor, bu bilgiyi kullanmalı mıyız gibi sorularla sorgulamasını sağlamamız gerekiyor.” dedi.

Çocukların hızlı para kazanmak için yöntemler araştırdığını dile getiren Dr. Ahmet Kaplan, “Değerler sistemini öğrenmemiş pusulaya sahip olmayan çocuk etik olmayan bilgilere yanlış yönlendirmeye çok çabuk ulaşabiliyor yapay zekâ ile. Çocuğun anne babasıyla arasındaki güven ve ilişkinin bu anlamda değerler pusulasından şaşmamasına, çocuğun bilgi dünyasındaki doğruyu bulmada etkili oluyor. Teknoloji aileyi güçlendirebilir veya zayıflatabilir bizim yöntemimize bağlı olarak. Yapay zekâ ile hızlı veriye ulaşmak çok güzel bir şey fakat doğru yönlendirme ve değer pusulası olmaması halinde etik dışı bilgilere ve yöntemlere hızlı ve kolay da ulaşmak mümkün bu bağlamda Aile ve aile ilişkileri, aile bireylerinin birbirine duyduğu güven önemli. Ebeveynler çocuklarına değerler sistemlerini öğretmeli.” dedi.

PROF. DR. HASAN HÜSEYİN TAYLAN: “AİLELERİN TELEFONA BAKARAK BİRBİRİNİ DİNLİYORMUŞ GİBİ YAPMASI İLİŞKİLERİN KALİTESİZLEŞMESİ YAYGINLAŞTI VE AİLE İÇİ İLETİŞİMSİZLİK ORTAYA ÇIKTI”

Oturumda söz hakkı alan son konuşmacı Prof. Dr. Hasan Hüseyin Taylan “Dijitalleşmenin Aile üzerindeki Etkileri” isimli sunumunu gerçekleştirdi. Teknoloji ve dijitalleşmenin engellenemez bir süreç olduğunu belirten Prof. Dr. Hasan Hüseyin Taylan; “İnternette de olduğu gibi insanlar uzak durmak istedi ama duramadı. Yapay zekâ da aynı şekilde. Yapay zekâ, bilgisayarlar teknolojiler bir fırsattır hatta daha da aktif kullanmamız gerekli. Bunun negatif yönü yapay zekâ ve interneti haber alma, eğlence sektöründe kullanılması. Fakat biz teknoloji determinizmiyle beraber sanki teknoloji her şeye kadirmiş gibi davranmaktayız. Sosyal bozulmaların tek sebebini teknolojiye bağlayamayız fakat sosyal çürümenin sebeplerinden biri de teknoloji.” dedi. Ayrıca teknolojiyle birlikte yeni bir neslin ortaya çıktığını dile getiren Prof. Dr. Taylan; “Dijital teknoloji ile erkekliğin bitmesine dair bir düşünce var; oyun sektörü, müstehcen siteler ile erkekler sorumluluk almaktan kaçıyor konfor alanını terk etmiyor. Çalışmak yerine eğlenmeyi oyun oynamayı tercih ediyor. Akademik başarının ciddi anlamda düştüğünü biliyoruz bu bağlamda özellikle erkekler akademik hayattan geri çekildi. Teknoloji; yeni bir neslin ortaya çıkışına sebep oldu. Eski sosyoloji kitaplarında kuşaklar arası fark konuşulunca dede ve torun arasındaki fark konuşuluyordu televizyonun aktif kullanıldığı dönemde anne/baba- çocuk arasındaki fark konuşuluyordu fakat şu an internet/yapay zekanın aktif kullanıldığı dönemle beraber kuşaklar arası farkı kardeşler arasında konuşuyoruz.” dedi.

İnternetle beraber gösterişçi tüketim yaygınlaştığını ve kişilerin bu gösterişçi kültürle beraber hayatlarında sürekli eksiklik bulunduğu belirten Prof. Dr. Hasan Hüseyin Taylan, “Sürekli beğenilmek isteyen kendini göstermek isteyen insanlar çoğaldı. Selamlaşma kültürümüz azaldı. Aile içi iletişimsizlik ortaya çıktı ailelerin telefona bakarak birbirini dinliyormuş gibi yapması ilişkilerin kalitesizleşmesini yaygınlaştı. Bu kalitesizleşmeyle beraber çocukların, eşlerin birbirlerine ailelerine aidiyetleri azalıyor. Fakat bu noktada yanlış yöntem olarak ebeveynlerin sert ve disiplinli bir biçimde çocukların ekran süresini sosyal medyaya ayırdıkları zamanı azaltmaya çalışıyorlar fakat bu sertlik çocukların hiç bilinmeyen sosyal medya platformlarına geçiş yapmasına sebebiyet verebiliyor. Müstehcen sitelerin hayatımıza girmesi cinsellikle erken tanışma. Müstehcen sitelerle beraber karı-koca ilişkilerinde güvensizliğin ortaya çıkması gibi problemler ortaya çıktı. Aile değerlerine olumsuz etkileri çoğaldı toplumsal değerlerin normların aktarıldığı mekanlardı. Şu an o deneyimleri aktaran kişiler değer aşılan kişiler internet öncüleri, fenomenler, influencerlar. Dijital teknolojilerin negatif yönlerinden nasıl uzak durabiliriz? Ekran süresini karşılıklı anlaşarak azaltmak; ebeveynlerin de bu konuda rol model olması gerekiyor. 0-3 yaş arası çocuklar ekranla hiç tanışmamalı. Dijital diyet/detoks yapmak; günün belli saatlerinde veya haftanın belli günlerinde dijitalden uzak durmak çeşitli aktiviteler yapmak çocukları da bu bağlamda spora, sanata, gönüllülük faaliyetlerine yönlendirmek.” dedi.

Author’s Posts

Image
Arabic English Turkish