Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu Toplandı
Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu Toplantısı Anadolu Buluşmaları 3.Gününde Eliz Otelde gerçekleştirildi. Önceki dönemin değerlendirmesinin yapıldığı toplantıda sonraki yıl için gerekli planlamalar ve istişareler yapıldı. Yeni dönemin müzakere konuları ve temel yetkinlik alanları belirlendi. Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığı toplantıda buluşmalarda gündeme getirilen stratejik politika belgesi değerlendirildi. Altı yıllık planlamanın belirlendiği toplantıda ilk iki yıl için iyi, ahlaklı ve nezaket sahibi insan yetiştirme hedefi, ikinci iki yıl için güzel, etkili ve etkin söz ve söylem geliştirme; üçüncü iki yıl içinse kalıcı eser amaçları belirlendi.
“Dijital Çağ ve Dönüşen Dünya” üst başlıklı buluşmaların da müzakere edildiği toplantıda yönetim kurulu üyeleri değerlendirme yaptı. Gelecek yılda birimlerin faaliyetleri ve yıllık planlamalarına dair analizler yapıldı.
All Stories
Anadolu Buluşmalarında 5. Gün Değerlendirme Toplantısı
Bu yıl Ankara Kızılcahamam’da 22-26 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirdiğimiz 16. Anadolu Buluşmaları değerlendirme toplantısı yapıldı. Birimlerin kürsüye gelerek değerlendirme yaptığı toplantıda Aile ve Kadın Derneği adına Fadime Eminoğlu, Anadolu Öğrenci Birliği adına Kerem Açıkkol, Evde Karakter Eğitimi adına Sena Bozcan değerlendirmede bulundu. İlgili birimlerin buluşmalar boyunca icra ettiği faaliyetlere yönelik analiz yapılırken konuklardan da program yorumları alındı.
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, katıldığım bu programda her konuşmacıdan istifade ettim. Böylesi müstesna bir program organize edildiğinden dolayı Anadolu Federasyonuna ve yönetimine teşekkür ediyorum dedi. Anadolu Öğrenci Birliğinden öğrencilerin ve konukların da yorumları alındı. Birçok ilden katılan konuklar programdan istifade ettiklerini ve memnuniyetlerini ifade ettiler.
Kapanış ve değerlendirme programında organizasyon heyetinde görev alan ekip arkadaşlarımıza takdim yapıldı. Hediye takdimleri akabinde Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında Aldemir,
Yine bir Anadolu Buluşmasında bizleri farklı illerden bir araya getiren Rabbime hamdolsun. Birçok kişinin emeği ile gayreti ile planlanan bu programda birbirinden kıymetli konuşmacı ve konukları ağırladık. Dün akşam ki sunumlarında Ali Bardakoğlu hocanın dediği gibi artık günümüzde yeni kavramlar ve muhtevalarla yeni dönemi inşa etmemiz gerekiyor. Bu inşa sürecinde her birimize ayrı ayrı sorumluluklar düşmektedir. Bu programların istişareleri evlerde iş yerlerinde dernek merkezlerimizde yapılarak planlandı. Burada çocuklar gençler onlara alan açılınca çok güzel öncülük ediyorlar. Bu minvalde birimlerimize ve salon ekibimize teşekkür ediyoruz. Özellikle programımıza medya aracılığıyla insanlarla paylaşan sosyal medya ve orta doğu medya ekibimize teşekkür ediyoruz. Bizlere bu mekanda hizmet veren Eliz Otel ekibine ve tüm gönüllülerimize teşekkür ediyoruz. Bu programdan hayırla gitmeyi ve hayra vesile olmasını Rabbimden diliyor hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Dedi.
Buluşmalarda 3. Gün Oturumları ve Birim Toplantıları Yapıldı
Anadolu Buluşmalarının 3. Gününde MÜSİAD Kurucu Başkanı Erol Yarar “Dijital Çağda Sivil Toplum Kuruluşları için Gündemler “ konulu bir konuşma gerçekleştirdi.
Hayatımızda neyi seçeceğiz ne yöne gideceğiz tasarrufunu Allah bize vermiştir.
Hayat bizim için sonsuzluğun anahtarıdır. Bu kısa hayatta kaybedersek ahretimizi ve sonsuzluğumuzu da kaybederiz. Bu hayat ciddiye alınması gereken, hayatımızın her anını iyi değerlendirmemiz gereken bir emanet olarak görmeliyiz. Hayatımızda neyi seçeceğiz ne yöne gideceğiz tasarrufunu Allah bize vermiştir. Mesuliyet alanımız bizim tercihlerimizle alakalıdır. Hepimiz insan fıtratı olarak gelişmeye açığız, ne zaman ki bunu kaybederiz o zaman insan fıtratımız bozulmuş demektir.
Yarar, şu konulara da dikkat çekti.
Ticaret yapacak adamımız kalmamıştı. Anneler evlatlarını bu bilinçle yetiştirmedi.
Allah dünyayı bize emanet etti ve bize büyük bir unvan verdi. Siz benim yeryüzündeki halifemsiniz dedi. Biz bu emanete nasıl sahip çıkacağız. Medine pazarını bugünkü çağın bilinci ile tekrardan tesis etmemiz gerekir. Allah’ın elleri ile inşa ettiği bu pazarı tekrar nasıl inşa edeceğiz? Müslümanlar bugün esir konumundadır. Osmanlı iktisadi meseleler yüzünden yıkıldı. Batı ile yarışamadık. Ticaret yapacak adamımız kalmamıştı. Anneler evlatlarını bu bilinçle yetiştirmedi. Müslümanlar dünyaya zühd diye kandırılan bir anlayışın peşinde gitti, Medine pazarı bize ulaşmadı.
Erol Yarar’ın konuşmasının ardından Hüseyin Şimşek “ Dijital Dünyada Yetkinlik ve Kariyer Savaşları” konulu sunumu için kürsüye geldi. Şimşek konuşmalarında şu ifadeler yer verdi;
Dijitalleşmeli miyiz kavramını artık tartışmıyoruz çünkü artık bu dönüşümün içindeyiz. Pandemi ile birlikte farkındalık arttı. Bugün dünyaya baktığımızda internet bankacılığı kullanmak istemiyorum diyemiyoruz.
Eğitimde dijital dönüşüme bakınca, pandemide eve mahkûm olduk ve evdeyken de bir şeyler olduğunu gördük. Online eğitim pazarında istediği eğitimi istediği zaman diliminde bireysel hıza göre öğrenebiliyor. Örgün öğretim bireyin birebir sınıfta eğitim almasıdır. Online eğitim bireyselleştirilmiş eğitimle birlikte olan bir gelişim.
Programda Hüseyin Şimşek’in konuşmasının ardından Anadolu Federasyonu birim toplantıları icra edildi. Birim toplantıları ve hasbihal oturumları akabinde akşam Hayri T. Güvenç ve Bekir Taha Güvenç tarafından müzik dinletisi yapıldı. Dinletiden sonra kürsüye “Dijital Çağda Sivil İnisiyatifin Geleceği” konulu konuşması ile Nihat Erdoğmuş geldi.
Erdoğmuş konuşmasına şu cümlelerle başladı;
Dijital dönüşüm bir yandan STK’ların faaliyetlerini, yönetim ve iş modellerini derinden etkilerken diğer yandan STK’larda etkinlik ve verimliliği artırma, kaynakların etkin kullanımını sağlama, planlama ve proje yönetimini daha iyi hale getirme ve faaliyetleri izlemeyi iyileştirme imkânı sunmaktadır. Dijitalleşme STK’ların stratejik tercihleri, örgütsel yapıları, faaliyetleri ve çalışma yöntemleri ile süreçlerinde de yeni yaklaşım ve uygulamalar gerektirmektedir.
Bugün karşı karşıya olduğumuz değişimler ve gelişmeler STK’ların geleceğe hazırlanmasını daha da önemli hale getirmektedir. Yeni teknolojilere erişim ve kullanma ile dijital araç ve platformların artması pek çok alanda olduğu gibi STK’larda iş yapma, çalışma ve istihdam biçimlerini de etkilemektedir. Bu gelişmeler yeni ve dijital teknolojileri kullanma yetkinliğine sahip çalışanlara duyulan ihtiyacı artırmaktadır. Bu gelişmeler imkânlar kadar bazı riskler de getirmektedir. Bugün karşı karşıya olduğumuz değişimler ve gelişmeler STK’ların geleceğe hazırlanmasını daha da önemli hale getirmektedir.
Bu yıl Dijital Çağ ve Dönüşen Dünya temasıyla gerçekleştirilen Anadolu Buluşmalarının 16.sında Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir açılış konuşması gerçekleştirdi.
23 Ağustos Salı günü gerçekleştirilen konuşmada Aldemir, günümüz dünyasına dair analizler yaparken geçmişin tecrübesiyle dönüşen dünyanın dijitalleşmesi ve beraberindeki sorunlara dair çözümlere yeni alternatif modellere değindi. İşte Aldemir’in konuşmasını İngilizce, Arapça ve Türkçe olmak üzere 3 dilde sizlerin istifadesine sunuyoruz.
Konuşmanın tam metnine alttaki linkten erişim sağlayabilirsiniz.
https://drive.google.com/file/d/1OIosE8vQC8QA3g0-KdCzpIlDPoBvVzl_/view?usp=sharing
Anadolu Buluşmaları 4. Gün Oturumları
Anadolu Buluşmaları 4. Gününde oturum ve seminer programları ile başladı. Gün içerisinde gerçekleştirilen seminer oturumlarında ilk olarak kürsüye “Dijital Çağda Birey ve Toplum” konusu ile Prof. Dr. Mehmet Görmez geldi. Görmez konuşmalarına şu ifadelerle başladı.
Artık bir sanal fıkhımız, dijital fetvamız oldu, ilimlerimizi de bu dünyaya taşıdık.
Ticaretimiz eğitimimiz paramız sanal dünya üzerinden yürümeye başladıkça varlık gayesi hakikat olan bizi hakikate davet eden dinimiz bile sanal dünyaya taşıdık. Bu sanal dünyanın meydan okumalarına karşılık vermek için biz hocaların bir fıkıh ve kelam öğretmemiz gerekir. Artık bir sanal fıkhımız, dijital fetvamız oldu, ilimlerimizi de bu dünyaya taşıdık.
Külli idrak ile emredildiğimiz halde dijital dünyada yalnızca görsel idrak öne çıkıyor.
Külli idrak ile emredildiğimiz halde dijital dünyada yalnızca görsel idrak öne çıkıyor. Günde 4-5 saatini ekran önünde geçiren her insan görsel idrakin egemenliğine giriyor ve tüm dünyayı hakikat üzerinden değil suret üzerinden görüyor. Görsel idrakin egemen olduğu insanda aslolan akıl değil gözdür.
Görmez konuşmalarını şu ifadelerle bitirdi;
Bireysel dindarlıklar oluştu dijital dönüşüm sonrası
Bireysel dindarlıklar oluştu dijital dönüşüm sonrası. Bireysel dindarlık biraz üzerinde durulsa toplumsal dindarlıktan daha derin olabilir. Ancak öyle değil. Tüm boyutları üzerinde yeniden düşünülmeli.
Belki bu toplantı sonrası madde madde ele alarak bunu eğitim sistemimize nasıl giydirebiliriz öneriler sunabiliriz.
Gün içerisinde yapılan etkinliklerden birisi ise Çocuk Buluşmaları kapsamında yapılan İşaret Dili Müzik Korosu ve Buluşmalar boyunca çocuklar tarafından büyük bir perdeye çizilen resimlerin izleyiciye sunulması etkinliği idi. Çocuk buluşmalarında eğlenerek bu çalışmalarda emek veren çocuklara seyircilerin önünde hediyeler verilip yoğun bir alkış tufanıyla tebrik edildiler. Akşam oturumunun ilkinde kürsüye “Beynimizin Koruyucusu Yok mu? Konulu konuşması ile Handan Kılıç geldi. Kılıç, şu sözlerle konuşmasına başladı;
Sosyal İzolasyon Beyne Ne Yapar?
Beyin diğer bir beyinle bağlantı kurarak öğrenir. Beyin bir başka beyinle ilişki kurarak kendini rahat ve güvende hisseder. Beyin bir başka beyinle ilişki kurarak normali oluşturur. İlişki yoksa yalnızsa beyin, hayatta kalmanın bize garip gelen yollarını bulur.
Ekran Beyne Ne Yapar?
Akış hızlı olduğunda ekran karşısındaki beyin kendi normalinden uzaklaşır ve hızlanır. Ekran karşısında geçirilen zaman sosyal iletişim fırsatlarının azalmasına yol açar. Ekran karşısında geçirilen zaman hayatı deneyimleme fırsatlarının azalmasına yol açar. Çocuklarda ilk 3 yaşta sıfır ekran, daha sonraki yaşlarda ekranın kısıtlı kalması devlet politikası olmalıdır.
Kılıç, bu sözlerle konuşmasını bitirdikten sonra “Çağla Yüzleşmek” konulu konuşması ile Prof. Dr. Ali Bardakoğlu geldi. Bardakoğlu konuşmasına şu ifadelerle başladı;
İnsanlık o ışıktan uzaklaştıkça kötüye gidecek tablosu vardır.
Ahir zaman algısı vardır Müslümanlarda, her şey gittikçe kötüye gidiyor diye söyleriz hep. Karamsar bir tablo çizilir daima. İnsanlık o ışıktan uzaklaştıkça kötüye gidecek tablosu vardır. Bu çok gerçek değildir. Veda hutbesini hatırlayalım, öyle nesiller gelir ki benim çağrımı daha iyi anlarlar der peygamber. Biz kötüysek işler kötüye gider.
Asıl olan olaylar vakalar değil onun üzerinde anlatılmak istenendir.
23 yıllık hayat içinde iner kuran ve olaylarla iç içedir. Bir eğitim verir, bilgi yerine bilinç sunar. Herhangi bir yanlış olay vuku bulsa kuran onun doğrusunu açıklar. Hayatın içinden bir gelecek inşası sunar. Olayların örneklerin kendisi değil, örnekler üzerinden anlatılmak istenen dinin konusudur. Asıl olan olaylar vakalar değil onun üzerinde anlatılmak istenendir.
İKİNCİ ÇOCUK BULUŞMALARI
Evde Karakter Eğitimi tarafından 2021 yılında başlatılan çocuk buluşmalarının 2.cisi, 4-11 yaş çocuklarımız için farklı illerden birbirinden yetenekli, kıymetli ve gönüllü eğitimcilerimizin katkıları ile 22-26 ağustos 2022 tarihleri arasında Ankara Kızılcahamam Eliz Otel’de gerçekleştirildi. 2. Anadolu Çocuk buluşmalarının ana teması Anadolu Federasyonunun düzenlediği 16.Anadolu Buluşmalarının başlığı olan “Dijital Çağ ve Dönüşen Dünya” olarak gerçekleştirildi.
Her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilen Anadolu Buluşmalarına katılan ailelerin çocuklarının daha kaliteli vakit geçirebilmelerini ve belirlenen konu ve temalarla ilgili farkındalıklarının artmasını sağlamak, öğrenmenin ve bilinçlenmenin eğlenerek de gerçekleşebileceğini görmelerine olanak tanıyoruz. Buluşmalara katılacak tüm ailelerin çocuklarını önceden tespit ediyor çalışacağımız yaş aralığında olan çocuklarımıza kişiye özel davetiyeler yollayarak programımızı önceden bildiriyoruz. Program içeriğimizi Anadolu buluşmalarının üst başlığına uygun ve paralel olacak şekilde belirliyoruz. Bu vesileyle çocuklar ebeveynleri ile aynı konuları kendi dünyalarına uyarlanmış hali ile görmüş, konuşmuş, tartışmış, uygulamış ve özümsemiş oluyorlar.
Çocukların hayatını giderek daha çok belirlemeye başlayan dijital teknolojiyi kutsamadan veya reddetmeden, çocuklara güvenli, farkında olarak ve bilinçli nasıl kullanılması gerektiğini göstermek hedeflenmektedir. Bunun yanı sıra duygularını tanımlayabilme, sağlıklı iletişim kurma, kendini doğru ifade edebilme, özgüven kazanabilme, varsayımsal düşünebilme, empati kurabilme, soyutlayabilme, kavram oluşturabilme, farklı bakış açısı kazanma ve farklı bakış açılarını hoşgörü ile karşılayabilme, sınırlarını bilme, benliğini keşfedebilme, başkalarının duygularına ortak olabilme, kendisi için istediğini başkası için isteyebilme, dijitale dair genel içerik öğrenebilme ve dijitalin üzerimizdeki olumlu-olumsuz etkisini görüp kontrol edebilme gibi kazanımlar hedeflenmektedi. İkinci Anadolu Çocuk Buluşmalarında; P4C Düşünce atölyesi, duygularımı tanımlıyorum atölyesi, Drama atölyesi, Müziği Resmediyorum atölyesi ve Dijital Farkındalık atölyesi geçekleştirildi.
Anadolu Buluşmalarında 2. Gün Oturumları
Onaltıncısını gerçekleştirdiğimiz Anadolu Buluşmalarında 2. Gün 23 Ağustos Salı günü başladı.
Sinevizyon gösterimleri ile başlayan programda Açılış Seminerini Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir gerçekleştirdi. Aldemir konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
Herkesten daha çok çalışmak ve daha kuşatıcı çalışmalar yapmak zorundayız.
Dünyada birçok bunalımın bir arada yaşandığı bu dönemde, biz de bir kenarda acılarımıza ağıt yakabilirdik. Allah bizi insan ve Müslüman olmakla şereflendirdi. İnsanlığın yaralarını sarıp acılarını dindirmek ve umudu yeniden yeşertmek için bu programa gelen kardeşlerimize selam olsun. Herkesten daha çok çalışmak ve daha kuşatıcı çalışmalar yapmak zorundayız. Ne olursa olsun biz yapalım bir şekilde bir yere ulaşır gibi karanlığa söylenen sözlerin ilerde bize yüke dönüştüğünü görmekteyiz.
Üç tematik dönemden oluşan bir stratejik plan koyduk önümüze.
Konuşmalarına devam eden Aldemir şu ifadeleri kullandı; Üç tematik dönemden oluşan bir stratejik plan koyduk önümüze. Bizler bu stratejik planları oluştururken üç hedef koyduk, ilk iki yılda nitelikli, ahlaklı, münevver ve şehirli insan yetiştirmek. İkinci tematik dönemde ise bu etkili insanlarla etkili fikirler ve sözler üretmek. Üçüncü tematik dönemde ise model formlar ve kalıcı eserler oluşturmaktır.
İyi insan, etkili söz ve kalıcı eser oluşturabilmek için geleceğe dönük hazırlık yapmamız lazım.
Aldemir konuşmasında şu konulara dikkat çekti; Bilenler yol alır, bilmeyenler korkar. İnsanoğlu bilmediği şeylerden korkmaya meyillidir. Dijital dünya da bilgi eksikliğimizden dolayı bizi korkutuyor. Rabbimiz bilenlerle bilmeyenlerin bir olmadığını söyler. Biz akıl ve izan sahibiyiz, bunu anlamak için gayret ve çaba göstermemiz lazımdır. Ahlak dijital dünyada da geçerlidir. Dijital dünyanın rabbi de Allah’tır. “Namaz beş vakit ahlak ise 24 saat farzdır.” Ahlak insanın libasıdır.
Açılış seminerinin ardından kürsüye gelen Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin bir konuşma gerçekleştirdi. Şahin, konuşmasında;
Karanlıkla mücadele etmenin yolu aydınlığı arttırmaktır.
Aşkımız, imanımız, ilmimiz, muhabbetimiz, sevdamız var ve birliktelikte rahmet var. Her şeyi başkasından beklemeden, kim ne yapacak denildiğinde çekinmeden öne çıkanlarla bu işi başaracağız. Karanlıkla mücadele etmenin yolu aydınlığı arttırmaktır.
Gençlerden şikâyet edemeyiz.
Genel olarak imkânlar ile ilgili hiçbir eksiğimiz yok. Bu konuda çok ümitliyim. Gençlerden şikâyet edemeyiz. Gayretten sorumluyuz zafer ve Tevfik Allah’tandır. Rabbimizin merhametine sığınıp bu dünyayı cennet yapma ve cennette birlikte buluşma fırsatı elimizde.
Fatma Şahin’in konuşmasının ardından Yazar Süleyman Arslantaş kürsüye geldi. Arslantaş konuşmasında şu ifadelere yer verdi; Mevdudi, “İslam da İhya Hareketleri” eserinde mehdiyi şöyle tarif eder; “Mehdi kayıp olan değil çağın imkânları ile buluşan ve bunu toplumla paylaşan kişidir.” Nazife Güngör ise dijital insan varlığını ortaya koyarken insanlık tarihini üç boyutta alır; Toprak, Makineleşme, Dijitalleşme… Toprak medeniyetinde toprak sahipleri ve onlara hizmet eden köleler, makinede sanayi patronları ve işçiler, dijital ortama sahip olanlar ve onu kullananlar… Bu çağa ayak uydurmamız gerekiyor. Geçmişi dikkate alarak günümüze ışık tutmak gerekiyor. Diyerek sözlerine son verdi.
Süleyman Arslantaş’ın konuşmasının akabinde buluşmalardaki çocuklar adına sahneye gelen Furkan Efe Kanlıoğlu şu ifadeleri kullandı;
“Yetişkinler gençlerin bilgisayar başında sadece boş vakit geçirdiğini düşünüyor oysa artık öyle değil. Dijital dünya freenlance çalışma ortamı sunuyor. Yetişkinler, gençlerin karşısında değil yanında olmalıdır.
Lütfen bize yaşanabilir bir dünya bırakın” diyerek sözlerine son verdi.
İkinci günün gündüz kuşağında ise Online Bağlantı Zoom aracılığıyla moderatörlüğünü Ahmet Kaplan’ın yaptığı sunumu ise Necmi Gürsakal’ın gerçekleştirdiği İnsan ve Makineleşme üzerine bir oturum yapıldı.
Buluşmalarda 4. Gün Birim Toplantıları Yapıldı
Anadolu Buluşmalarının 4. Gününde “Suriye ve Anadolu Kültür Merkezleri” konulu bir oturum ve pek çok birim toplantısı gerçekleştirildi.
Buluşmaların 4. Günün ilk oturumunda Suriye’nin kuzeyinde terörden arındırılmış 4 güvenli bölgede (Azez, El Bab, Afrin ve Cerablus) eğitim, sanat ve kültür çalışması yapan Anadolu Kültür Merkezleri için bir sunum programı gerçekleştirildi. Sunum için sahneye El Bab Anadolu Kültür Merkezi müdürü Cemal Osman ve Gaziantep Suriye Topluluğu Başkanı Mustafa El Hüseyin geldi.
Osman, konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
Azez, Afrin, El Bab ve Cerablus’ta bölgelerinde Anadolu Kültür Merkezleri aktif hizmet vermektedir.
Gerek ülkemizde yaşayan yaklaşık 3,7 milyon gerekse Türkiye tarafından oluşturulan güvenli bölgelerde yaşayan yaklaşık 4 milyon Suriyelinin yaşamış oldukları olumsuzlukların önüne geçmek amacıyla güvenli bölgelerde içerisinde; eğitim, kültür, sanat ve fikir çalışmalarının yürütülebileceği, Azez, Afrin, El Bab ve Cerablus’ta bölgelerinde Anadolu Kültür Merkezleri inşa edildi. Merkezler aktif olarak hizmet vermektedir. Bu merkezlerde; Meslek Edindirme Kursları, Dil Kursları, Sanat Kursları, Sportif Faaliyetler, Teknoloji ve Dijital atölyeleri ve Kitap Kahve (kütüphane) çalışmaları yapılmaktadır. Sizlere Anadolu Kültür Merkezi gençlerinin selamını ve duasını getirdim. Başta Anadolu Federasyonu olmak üzere tüm camiamıza şükranlarımı sunuyorum.
Cemal Osman’ın ardından Mustafa El Hüseyin ise şu cümleleri kullandı; Biz Suriye halkının kaderinde de göç varmış, tıpkı Mekke’den Medine’ye göçen peygamber ve sahabeler gibi. Suriye’nin hemen hemen her ilinden Türkiye’ye geldik. Yolculuğumuz Gaziantep’ten başladı. Kaderimizde Anadolu’nun bu güzel insanları ile tanışmak varmış. Gaziantep Suriye Topluluğunu kurduk.
Anadolu Buluşmalarında gün içerisinde birçok birim oturumu da yapıldı. Oturumlar kısaca şöyle idi;
Ana Salon Göç Oturumu, Refar Yönetim Kurulu Toplantısı, AÖB Nihat Erdoğmuş İle Oturum, Proje Eğitimi, Anadolu Federasyonu Genel İdare Kurulu Toplantısı, Handan Kılınç İle Söyleşi Oturum, Anadolu Federasyonu Teşkilat Birimleri Yönetim Toplantısı, Aöb Ali Özcan İle Oturum, Öğretmen Birimi Değerlendirme Toplantısı…
Bu toplantılarda geçen yıl içerisinde yapılan çalışmaların muhasebesi ve değerlendirmesi, gelecek yıl için yapılacak çalışmaların planlaması ve istişaresi öncelikli gündem maddeleri olmuştur.
Buluşmaların 2. Gününde Birim Toplantıları ve Akşam Oturumları yapıldı.
Anadolu Buluşmalarının 2. Gününde birçok birim toplantısı ve oturum gerçekleştirildi.
Gün içerisinde gerçekleştirilen seminer oturumlarının yanı sıra birçok birim toplantısı yapıldı.
Akadder Tanışma Toplantısı, Öğretmen Birimi Yönetim Toplantısı, Proje Eğitimi, Aöb Öğrenci Meclisi, Strateji Birimi Toplantısı - Anadolu Fed. Dernek Başkanları Toplantısı, Ortaöğretim Öğrenci - Eğitimci Tanışması, Öğretmen Birimi Tanışma Toplantısı
Ortaöğretim Eğitimcilerle İstişare ve 4-6 yaş arası çocuk buluşması gerçekleştirildi.
Toplantılarda genel olarak geçmiş yılın muhasebesi ve bu zamana kadar yapılan çalışmaların değerlendirilmesi öncelikli konu oldu. Sonraki aşamada ise bundan sonraki yıl içerisinde yapılacak çalışmaların planlanması, çerçevesinin çizilmesi ve yapılabilecek çalışmalarla ilgili değerlendirmelerin olduğu toplantılar şeklinde yapıldı.
Sinevizyon gösterimleri ile başlayan akşam programının ilk oturumunda Nazife Şişman kürsüden bir konuşma gerçekleştirdi. Nazife Şişman konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
Teknoloji kolaylığı getirmekle birlikte birtakım beklentileri de beraberinde getiriyor.
Yeni teknoloji bir taraftan işimizi kolaylaştırırken diğer taraftan ise çok vaktimizi alıyor. Zamanın hızlanması ile kullandığımız teknoloji arasında, daha doğrusu hız ile dijital dönüşüm arasında bir irtibat var mıdır?
Konuşmalarına devam eden Nazife Şişman şu konulara dikkat çekti;
Dönüşen teknoloji bizim gündelik hayatımızı, dünya ve ahiret tasavvurumuzu da etkiliyor.
“Yeni teknolojinin bize verdiği en büyük zarar ekrana bakıp birbirimizin yüzüne bakmamaktır” diyor yazar. Yeniden diz dize göz göze sohbete dönmemiz gerektiğini söyler. İçinde yaşarken bir taraftan hızın döngüsü var, ne oluyor sorusunu bile düzgünce kuramıyoruz. Teknoloji o kadar hızlı ki düşünmeden devam ediyoruz.
Son olarak Dijital Çağ ve Dönüşen dünya konusuna değinen Nazife Şişman konuşmasını bu konularla bitirdi. Nazife Şişman Hanımın konuşmalarının ardından kürsüye gelen Erol Göka konuşmasına şu ifadeler ile başladı;
Geleneksel dünyada sanal tek şey aynaydı. İnsan yalnızca kendisini orada görüyordu.
Teknoloji girdiği yeri, değdiği her şeyi değiştiren bir potansiyele sahip.
Geleneksel dünyada sanal tek şey aynaydı. İnsan yalnızca kendisini orada görüyordu. Fotoğraf makinesi ile kendi görüntümüzü icat etmeye başladık. Şu an ise ucu bucağı olmayan bir değişim dönüşüm. Sanallığın bu kadar artmış olması ve gerçeğin sürekli yeniden üretmesi zihnimizi de değiştiriyor. Akademide post-human kavramı kullanılıyor. Yapay zekâ, metaverse konuları gündemde artık.
Konuşmalarına devam eden Göka şu tespitlerde bulundu;
Ben hissinin büyük bir dönüşüm geçirdiği, hunhar yenidünya: Teknomedyatik Dünya.
Bu dünyayı anlayıp kendi inançlarımızı nasıl onlara aktarabiliriz bunu konuşmalıyız.
İnternette hayat klonlanıyor, sanal gerçeğin, sanal iletişim yüz yüze iletişimin yerini alıyor. İnsanlık-sonrasına girildiği söyleniyor. Buradan çıkış yok!
Anadolu Buluşmaları Ankara’da Başladı
22-26 Ağustos tarihlerini kapsayan Ankara Kızılcahamam’da gerçekleştirdiğimiz 16. Anadolu Buluşmaları; üye derneklerimiz, gönüllülerimiz ve ilgililerin katılımıyla 22 Ağustos Pazartesi günü Eliz Hotel Kongre Salonunda başladı.
Sanatçı Hayri T. Güvenç ve Bekir Taha Güvenç’in müzik dinletisi ile başlayan program Anadolu Federasyonu İnsan Kıymetleri ve Teşkilatlanma Birimi Başkanı Gazi Kılıçparlar’ın Takdim Konuşması ile devam etti. Kılıçparlar konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
Esas olan mücadeledeki devamlılıktır.
Anadolu Federasyonu olarak yoğun bir tempoyla yaptığımız çalıştaylar ve buluşmaların tamamını 2000 yılından itibaren mütemadiyen yapmaya çalışıyoruz. Bir yapı bu kadar yoğunluklu çabayı niçin yapar? Bir yapı bir cemiyet kendisini ileri taşımak istiyorsa gelecekte de var olmak istiyorsa bu çabayı ortaya koyar ve azamet gösterir. Bilginin sürekli arttığı irfanın ise azaldığı bir çağda yaşıyoruz. Bu çağda mücadelen varsa varsın, mücadelen kadar varsın, mücadelen kadarsın. Esas olan mücadeledeki devamlılıktır. Anadolu buluşmaları geçmiş bir yılın değerlendirilmesi gelecek bir yılın ise planlanması şeklinde ayarlanmıştır. 16.Anadolu Buluşması umarız ki hayırlar getirir, umudu büyüttüğümüz, büyütmek istediğimizi daha çok konuştuğumuz bir ortam olur.
Kendimizi gelişen ve değişen dünyada da sorumlu olarak görmeliyiz.
Takdim konuşmasının ardından kürsüye gelen Ali Rıza Temel ise Çağa Karşı Sorumluluklarımız başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Temel konuşmasında;
Dostların buluşması üzüntülerin dağılması demektir. Biz göz göze yüz yüze de beraber olarak bu yakınlığı tazeledik. Cemaat birlikteliktir rahmettir tefrika azaptır, Müslüman toplu yaşar. Kuranda temel kaide değişmektir. Kendimizi gelişen ve değişen dünyada da sorumlu olarak görmeliyiz, sorumluluklarımızı gözden geçirmeliyiz. Adaletsiz kuvvet zalimdir, kuvvetsiz adalet acizdir. “Her yenilik de güzel değildir. Yeni iyi ise güzeldir, eski ise işe yaramazsa kötüdür. Hayra yönelik olan yenilerin kontrolü de bize aittir. Biz başkası duymasa da başkasının duymadığı derdi taşımak durumdayız. Bir çare üretmek teklif ve öneri sunmak için buradayız.” İfadelerine yer verdi.
Mescid-i Aksa Ümmetin Kalesidir
Ali Rıza Temel’in konuşmasının ardından Anadolu Buluşmalarına konuk olan Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri kürsüye geldi. Şeyh İkrime konuşmalarına, “Ben sizler gibi genç bir topluluğun bu ümmetin yetimleriyle ilgilenmesinden sizleri ümmetin derdiyle ilgileniyor olarak görmekten çok mutlu oldum. Bu yaptığınız çalışmalar bir sadaka-i cariyedir.” Sözleri ile başladı.
Şeyh İkrime daha sonra “Ezan bir ülkenin Müslüman olduğunun göstergesidir. Ezan İslam’ın delilidir. O yüzden elhamdülillah Filistin mescitlerinde de gençler bekliyor. Ne zaman işgalciler zulümlerini arttırmaya çalışsalar bu gençlerin sayısı daha da artıyor.” Diyerek sözlerine devam etti. Türk halkı olarak sizler oraya en çok ihtimam gösteren ve oraya en çok yardım gösteren halksınız. Biz çok zaman Mescid-i Aksaya gittiğimizde onlarca Türk grup görmekteyiz. Bu aynı zamanda Mescidi Aksanın ümmetin akidesinin bir cüzü olduğunu gösteren çok güzel bir örnektir. İki milyar insan Filistin’i seviyor, onların Filistin’i sevmesinin asıl sebebi mescidi aksanın orada olmasıdır. O yüzden bugün Siyonistlerin öfkesi Mescid-i Aksaya şiddetlidir, çünkü ümmeti bir araya getirir.” diyerek sözlerine son verdi.
Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri’nin konuşmasının akabinde Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir’in hediye takdim etmesi ile programın 1. Günü sona erdi.