İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tekin, 18. Anadolu Buluşması'nda "İnsan Bozumunun İki Aracı: Yeni Kimlikler ve Cinsiyet" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumuna, bu yılın ana teması olan "bozum" kavramının isabetli bir tercih olduğunu belirterek başlayan Mustafa Tekin, günümüz dünyasında yaşanan bozulmaları sorgulamanın gerekliliğine dikkat çekti.
Mustafa Tekin, bozulmanın dini ve tarihi boyutlarına odaklanarak Allah’ın tarihe müdahalesine dair örnekler sundu. Ayetler ve peygamberlerin hayatları üzerinden, Allah'ın tarihe iki noktada müdahil olduğunu vurguladı: hakikatin kaybolduğu ve bozulmanın yaşandığı anlar. Bu bağlamda, insanın eşya ve evrenle yanlış ilişkiler kurduğunda, bozulmaların başladığını ve bu duruma karşı önlem alınması gerektiğini ifade etti.
Sunumun devamında, modern sosyal bilimlerin "bozulma" kavramını kullanmak yerine, bunu bir "değişim" olarak adlandırdığını belirtti. Bu yaklaşımın, toplumsal çürümeyi olumlu bir gelişim gibi sunduğunu, ancak bu düşüncenin bilimsel olarak geçerliliğinin olmadığını savundu. Modernliğin, insanın Tanrı'ya referans vermeden yeni bir dünya kurabileceği inancına dayandığını; bu sürecin insanı, tabiatla olan bağından kopardığını söyledi.
Bu noktadan hareketle, postmodern döneme geçiş yapan Mustafa Tekin, bilginin sınırlarının belirsizleştiğini ve evrenselliğin yerini göreliliğin aldığını ifade etti. Cinsiyet kimliği konusundaki değişimlere de değindi, pre-modern dönemde kimliğin biyolojik cinsiyetle tanımlandığını ancak postmodern dönemde insanların cinsiyetlerini biyolojiden bağımsız olarak seçme eğiliminde olduğunu belirtti. Bu durumu, insanın doğal yapısına müdahale olarak tanımlayan Tekin, bunun tam anlamıyla bir "bozum" olduğunu vurguladı.
Modernliğin, anlam üretme konusunda başarısız olduğunu ve din dışındaki hiçbir şeyin insanlığa anlam sağlayamadığını ifade eden Tekin; bu bağlamda İslam’ın bozulmalara karşı tek dayanak noktası olduğunu dile getirdi. Ayrıca, başka dünyalar üzerinden mevcut dünyayı tanımlamanın anlamsız olduğunu belirten Tekin, postmodern dönemin getirdiği sıkıntılara dikkat çekti. Bu noktada, Harari’nin "21. Yüzyıl İçin 21 Ders" kitabından örnek vererek yapay zekanın özgürlük ve iradeyi nasıl tehdit ettiğine dair görüşleri paylaştı.
Tekin, İslam'ın bir teori olmaktan çok bir pratik olduğunu ve bu pratiğin cemaatler içinde yaşanarak öğrenilebileceğini vurguladı. Müslüman kimliğinin doğayla uyumlu olması gerektiğini belirten Tekin, İslam’ın canlılara zarar verilmemesini emrettiğini hatırlattı. Sunumunu, feminizm konusundaki görüşleriyle tamamlayan Tekin, "ojeli tırnaklarla kınalı tırnakların birleşememesi" metaforunu kullanarak, farklı düşüncelerin bir arada var olma zorluklarına dikkat çekti.