Bülbülzade Vakfı istişare toplantısı 15 Temmuz Cumartesi günü Kurtuluş Ormanı'nda vakıf üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda aşağıdaki konu başlıkları müzakere edildi.
1.Türkiye Yüzyılı Perspektifinden Sivil Toplumun Rolü
• "Türkiye Yüzyılı" çerçevesinde sivil toplumun temel gündem maddeleri neler olmalıdır?
• Dayanıklı bir toplumun inşası için sivil topluma düşen sorumluluklar nelerdir?
2.Türkiye Yüzyılı Çerçevesinde Bülbülzade Vakfı
• Bülbülzade Vakfı'nın yerel, ulusal ve uluslararası çalışmalarında marka değerinin güçlenmesi ve sürdürülebilir bir vizyonun oluşması açısından hangi önceliklere sahip olmalıyız? Yeni dönemde mevcut çalışmalarımız nasıl güncellenebilir? Hangi yeni alanlarda çalışmalar yürütebiliriz?
• Gençlere yönelik faaliyetlerde kariyer yetkinlik-maneviyat temelinde hangi faaliyetlerimiz ön planda olmalı, ne tür çalışmalar planlamalıyız?
• Yetişkin eğitimi çerçevesinde tematik okuma programlarımızda ne tür güncellemelere ihtiyaç bulunmaktadır? Gönüllülerimize yönelik hayat boyu öğrenme kapsamında eğitim programlarımız nasıl planlanmalıdır?
• Aileyi temel alan aile merkezli kurum hüviyetimiz nasıl güçlendirilebilir?
Toplantıda, Vakıf Başkanımız Turgay Aldemir, "Türkiye Yüzyılı Perspektifinden Sivil Toplumun Rolü ve Bülbülzade Vakfı" konu başlığına değindi.
Aldemir, sivil toplum kuruluşu olarak kapımızdan girenler, sadece ders veren hocaya dönüşüp çıkmıyor, farklı sorumluluklar alıp devam ediyor, o yüzden talimat beklemeden işe koyuluyor.
Türkiye'de STK alanında ilk sanal interaktif çalışmaları başlatan yapılardan biri olduk. Hayat nerede sorumluluğa çağırırsa, ihtiyaç neredeyse şekilci bir yaklaşımdan uzak durarak oradaydık. Suriye'de de yaşadık. İhtiyaçlar değiştikçe stratejiler değişti. İlk anın ihtiyaçlarından ne kadar çok ileriye gelmişiz. Şu anda meslek edindirmeye yönelik çalışmalar başlatıldı. Atölyeler hazırlanıyor, öğrenmeye yönelik çalışılıyor. Öğrenmek; müzakerenin önünü açmak, insanların sürekli o ortamda kendi yetkinliklerini geliştirme çabası, öğrenme iklimi oluşturmayı da içeriyor.
Bize gelen bir arkadaşımız, bizden çıkarken yardım alan durumunda yardım eden durumuna geçmediyse eğitim alıyor, ders dinliyor, kendisi ders anlatıyor ve yoluna öyle devam ediyor. Öğrenme süreci bitti diyen bitmiştir.
Bu süreçlerin hepsinde vicdanı diri, okuyan, araştıran insanları gördük. Bunlar bizlere yeni kapılar araladı ve sorunlarımıza geniş açı kazandırdı.
Ülke nüfusunun yüzde otuzu üniversite mezunu; yüzde on yedisi dil biliyor. Tüm bunlara rağmen sorunlara aynı bakarsak kaybederiz. Farklı yaklaşım ve bilim dallarında insanları bir araya getirerek İslam coğrafyası için, geleceğimiz için önceki yüzyıllara göre sorunlarımızı daha çabuk çözebiliriz. Güvenlik, sağlık, gıda, iletişim manipülasyon sorunları yaşanıyor. Bunları okuyarak, araştırarak çözebiliriz.
Geçen yıl dijital dünyayı konuştuk. Bu sene de millet devleti dayanıklı toplumu konuşacağız. Dayanıklı demek yeniliklere direnmek değil olaylar karşısında paniklemeden daha büyük bir akılla, onu fırsata çevirecek yaşadığı coğrafyanın güvenini oluşturacak bir sorunun çözümünü sağlayacak ortam hazırlamak bunu da sivil toplum kuruluşları ile yapacağız. Biraz daha tematik, belli konulara odaklanmış temel bazdan çıkarılmış bir ileri aşamaya meselelerimizi taşımış olmamız gerekiyor.” diye ekledi.
Müzakereler, Adem Er ve Ömer Faruk Kavuncu moderatörlüğünde başladı.
Birinci konu başlığı, "Türkiye Yüzyılı Perspektifinden Sivil Toplumun Rolü" idi. Bu çerçevede, sivil toplumun temel gündem maddeleri ve dayanıklı bir toplumun inşası için sivil topluma düşen sorumluluklar ele alındı.
Katılımcılar, Türkiye'nin geleceğine yönelik sivil toplumun önceliklerini müzakere etti.
İkinci konu başlığı ise "Türkiye Yüzyılı Çerçevesinde Bülbülzade Vakfı" idi. Toplantıda, vakfın yerel, ulusal ve uluslararası çalışmalarının marka değerinin güçlenmesi ve sürdürülebilir bir vizyonun oluşması için belirlenmesi gereken öncelikler ele alındı. Ayrıca, yeni dönemde mevcut çalışmaların güncellenmesi ve hangi yeni alanlarda çalışmaların yürütülebileceği konusunda fikir alışverişinde bulunuldu. Gençlere yönelik faaliyetlerde kariyer, yetkinlik ve maneviyat temelinde nelerin ön planda olması gerektiği yetişkin eğitimi çerçevesinde tematik okuma programlarının güncellenmesi ve gönüllülere yönelik hayat boyu öğrenme kapsamında eğitim programlarının planlanması gibi konular da müzakerelerin odak noktasıydı. Ayrıca, aileyi temel alan ve aile merkezli bir kurum hüviyetine sahip olan vakfın bu alanın güçlendirilmesi için neler yapılabileceği de müzakere edildi.
Bülbülzade Vakfı İstişare Toplantısı, katılımcılar arasında fikir alışverişi ve iş birliği sağlanarak vakfın gelecek dönem çalışmalarının belirlenmesi adına önemli bir adım oldu.
1.Türkiye Yüzyılı Perspektifinden Sivil Toplumun Rolü
• "Türkiye Yüzyılı" çerçevesinde sivil toplumun temel gündem maddeleri neler olmalıdır?
• Dayanıklı bir toplumun inşası için sivil topluma düşen sorumluluklar nelerdir?
2.Türkiye Yüzyılı Çerçevesinde Bülbülzade Vakfı
• Bülbülzade Vakfı'nın yerel, ulusal ve uluslararası çalışmalarında marka değerinin güçlenmesi ve sürdürülebilir bir vizyonun oluşması açısından hangi önceliklere sahip olmalıyız? Yeni dönemde mevcut çalışmalarımız nasıl güncellenebilir? Hangi yeni alanlarda çalışmalar yürütebiliriz?
• Gençlere yönelik faaliyetlerde kariyer yetkinlik-maneviyat temelinde hangi faaliyetlerimiz ön planda olmalı, ne tür çalışmalar planlamalıyız?
• Yetişkin eğitimi çerçevesinde tematik okuma programlarımızda ne tür güncellemelere ihtiyaç bulunmaktadır? Gönüllülerimize yönelik hayat boyu öğrenme kapsamında eğitim programlarımız nasıl planlanmalıdır?
• Aileyi temel alan aile merkezli kurum hüviyetimiz nasıl güçlendirilebilir?
Toplantıda, Vakıf Başkanımız Turgay Aldemir, "Türkiye Yüzyılı Perspektifinden Sivil Toplumun Rolü ve Bülbülzade Vakfı" konu başlığına değindi.
Aldemir, sivil toplum kuruluşu olarak kapımızdan girenler, sadece ders veren hocaya dönüşüp çıkmıyor, farklı sorumluluklar alıp devam ediyor, o yüzden talimat beklemeden işe koyuluyor.
Türkiye'de STK alanında ilk sanal interaktif çalışmaları başlatan yapılardan biri olduk. Hayat nerede sorumluluğa çağırırsa, ihtiyaç neredeyse şekilci bir yaklaşımdan uzak durarak oradaydık. Suriye'de de yaşadık. İhtiyaçlar değiştikçe stratejiler değişti. İlk anın ihtiyaçlarından ne kadar çok ileriye gelmişiz. Şu anda meslek edindirmeye yönelik çalışmalar başlatıldı. Atölyeler hazırlanıyor, öğrenmeye yönelik çalışılıyor. Öğrenmek; müzakerenin önünü açmak, insanların sürekli o ortamda kendi yetkinliklerini geliştirme çabası, öğrenme iklimi oluşturmayı da içeriyor.
Bize gelen bir arkadaşımız, bizden çıkarken yardım alan durumunda yardım eden durumuna geçmediyse eğitim alıyor, ders dinliyor, kendisi ders anlatıyor ve yoluna öyle devam ediyor. Öğrenme süreci bitti diyen bitmiştir.
Bu süreçlerin hepsinde vicdanı diri, okuyan, araştıran insanları gördük. Bunlar bizlere yeni kapılar araladı ve sorunlarımıza geniş açı kazandırdı.
Ülke nüfusunun yüzde otuzu üniversite mezunu; yüzde on yedisi dil biliyor. Tüm bunlara rağmen sorunlara aynı bakarsak kaybederiz. Farklı yaklaşım ve bilim dallarında insanları bir araya getirerek İslam coğrafyası için, geleceğimiz için önceki yüzyıllara göre sorunlarımızı daha çabuk çözebiliriz. Güvenlik, sağlık, gıda, iletişim manipülasyon sorunları yaşanıyor. Bunları okuyarak, araştırarak çözebiliriz.
Geçen yıl dijital dünyayı konuştuk. Bu sene de millet devleti dayanıklı toplumu konuşacağız. Dayanıklı demek yeniliklere direnmek değil olaylar karşısında paniklemeden daha büyük bir akılla, onu fırsata çevirecek yaşadığı coğrafyanın güvenini oluşturacak bir sorunun çözümünü sağlayacak ortam hazırlamak bunu da sivil toplum kuruluşları ile yapacağız. Biraz daha tematik, belli konulara odaklanmış temel bazdan çıkarılmış bir ileri aşamaya meselelerimizi taşımış olmamız gerekiyor.” diye ekledi.
Müzakereler, Adem Er ve Ömer Faruk Kavuncu moderatörlüğünde başladı.
Birinci konu başlığı, "Türkiye Yüzyılı Perspektifinden Sivil Toplumun Rolü" idi. Bu çerçevede, sivil toplumun temel gündem maddeleri ve dayanıklı bir toplumun inşası için sivil topluma düşen sorumluluklar ele alındı.
Katılımcılar, Türkiye'nin geleceğine yönelik sivil toplumun önceliklerini müzakere etti.
İkinci konu başlığı ise "Türkiye Yüzyılı Çerçevesinde Bülbülzade Vakfı" idi. Toplantıda, vakfın yerel, ulusal ve uluslararası çalışmalarının marka değerinin güçlenmesi ve sürdürülebilir bir vizyonun oluşması için belirlenmesi gereken öncelikler ele alındı. Ayrıca, yeni dönemde mevcut çalışmaların güncellenmesi ve hangi yeni alanlarda çalışmaların yürütülebileceği konusunda fikir alışverişinde bulunuldu. Gençlere yönelik faaliyetlerde kariyer, yetkinlik ve maneviyat temelinde nelerin ön planda olması gerektiği yetişkin eğitimi çerçevesinde tematik okuma programlarının güncellenmesi ve gönüllülere yönelik hayat boyu öğrenme kapsamında eğitim programlarının planlanması gibi konular da müzakerelerin odak noktasıydı. Ayrıca, aileyi temel alan ve aile merkezli bir kurum hüviyetine sahip olan vakfın bu alanın güçlendirilmesi için neler yapılabileceği de müzakere edildi.
Bülbülzade Vakfı İstişare Toplantısı, katılımcılar arasında fikir alışverişi ve iş birliği sağlanarak vakfın gelecek dönem çalışmalarının belirlenmesi adına önemli bir adım oldu.