Arabic English Turkish

19. Anadolu Buluşmaları 2. Gün 1. Oturumu “Aile: Bir Kavramın Soykütüğü”

19. Anadolu Buluşmaları 2. Gün 1. Oturumu “Aile: Bir Kavramın Soykütüğü”

Anadolu Federasyonu olarak 13 – 17 Ağustos 2025 tarihleri arasında “Tüten Ocak, Ailenin Geleceği” temasıyla düzenlediğimiz 19. Anadolu Buluşmalarında 2. Gün 1. Oturum “Aile: Bir Kavramın Soykütüğü” adıyla gerçekleşti. Prof. Dr. Şeyhmus Demir’in moderatörlüğünü yaptığı oturuma Şeref Malkoç, Prof. Dr. Muhammet Ruhat Yaşar ve Prof. Dr. Mahsum Aytepe konuk oldu.

“Aile: Bir Kavramın Soykütüğü” isimli oturum, Moderatör Prof. Dr. Şeyhmus Demir’in konuşmasıyla başladı.  Nostaljik anlamda aile konusunun nasıl yaşandığı değil gelecek için perspektif oluşturacağı konusundaki önemine değinerek başladı.

ŞEREF MALKOÇ: “TOPLUMUMUZUN YAPISININ SAĞLAMLIĞININ İSTİKRARLI OLMASININ TEMELİNDE AİLE YATMAKTADIR”

Oturumda söz hakkı alan Şeref Malkoç, toplumun yapısındaki sağlamlığın temelinde aile olduğuna değinerek, “Toplum olarak bütün dünyada bütün insanların ve toplumların insanların ailenin rehberliğine ihtiyacı olduğu çok açık. Ailedeki bu geleneksel yapının değişmesinin yanı sıra aile kurumuna karşı dünya çapında saldırılar yapılmaktadır. Bu saldırmayla beraber kimliksiz, kişiliksiz, cinsiyetsiz toplum inşa edilmeye çalışılmaktadır. Bu hususta devletin bu seneyi aile yılı olarak ilan etmesi ve bu hususta devlet kurumlarının üniversitelerin ve STK’ların ortaklaşa faaliyet yürütmesi, bu konuyu konuşması; toplumu okumak ve aileyi anlamak açısından çok önemlidir.” dedi.

Aileyi nasıl güçlendirip, geliştireceği, aile kurumunun nasıl korunacağı, şehir hayatında aile ilişkileri nasıl olması gerektiği konusunun önemine değinen Şeref Malkoç; “Toplumsal problemleri okumak için aileyi kendi inancımıza, imanımıza, örfümüze göre değerlendirmeliyiz. Günümüzün ihtiyaçlarına hitap edecek bir aile felsefesi ortaya koymalıyız. Doğayı tabiatı ihtiyaçları okuyarak insanı nasıl tanımladığımızı ortaya koymamız gereklidir.” dedi. 

PROF. DR. MUHAMMET RUHAT YAŞAR: “İSTİKLAL MARŞINDA SÖNMEYEN SON OCAK VARSA KORKMA DİYOR ŞAİR. SÖNMEYEN OCAK AİLE KAVRAMI. OCAK KELİMESİ BİR ŞEYİN KÖKENİDİR”

Oturumda ikinci olarak söz hakkı alan Prof. Dr. Muhammet Ruhat Yaşar, kelimelerin kültürü anlamada öneminin çok önemli yeri olduğunu belirterek, “Bizde ‘aile ne demektir?’ deyince Türklerde tarihsel süreçte ‘oğul’ kavramıyla karşılaşıyoruz. Arapçada aile ‘yağ’, bakmakla yükümlü olunan kimseler’ demek bu anlamda ailenin Arapçada ‘yük’ anlamı da var. Kelimelerin kültürü anlamada önemli yeri vardır.” dedi. Türk kültüründe ise aile kelimesinin önemine değinerek, “Bizim kültürümüzde ‘son ocak’ ifadesi aile geleneğini ifade ediyor. İstiklal Marşında ‘sönmeyen son ocak’ varsa korkma diyor şair. Sönmeyen ocak aile kavramı. Ocak kelimesi bir şeyin kökenidir. Baba ocağı gelinen kök sürekli tüten ve geleneğin devamını anlatır. Ocak aynı zamanda bir geleneği/inancı temsil eder. Ateşin yakılması ve sönmemesi lazım. Geleneği sürdürene el ateşi denir. Aile de kutsaldır ve devam etmelidir ocak ifadesi bu yüzden önemlidir.” dedi.

İnanç faktörünün aile için oldukça önemli olduğunu vurgulayan Yaşar, “Bizim ailemizde dini inanç çok merkezidir. Dini inançlardaki zayıflama aileyi zayıflatıyor. Ailedeki zayıflama da dini inançları zayıflatıyor. Aile küçük bir devlettir. Aile ordunun bir mangasıdır. Yeri geldiğinde o ocağın küçülmesi büyümesi söz konusudur. Bizim kültürümüzde çocuklar savaşçı yetiştirilmiyor daha kibar saygılı yetiştiriliyor. Çocuklarımızı savaşçı er olarak yetiştirmeliyiz. Kız da ‘kıt’ kelimesinden gelir yani değerli. Dede Kokut hikayelerinde ana doğurmalı, doyurmalı ve dokumalıdır.” dedi.

PROF. DR. MAHSUM AYTEPE: “AİLEYİ ANLAMLI KILAN ŞEY KADIN VE ERKEK BİRBİRİNİ RAKİBİ OLARAK DEĞİL HER BİRİ KENDİ ROLLERİNİ ÜSTLENEREK ZENGİNLİK OLUŞTURMASIDIR.”

Oturumda son söz hakkı alan Prof. Dr. Mahsum Aytepe, Ailenin soykütüğü dini inanç bakımından önemine değinerek “Liberalizme göre her şeyin temelinde birey vardır. Birey; devlet, din, aile gibi kurumlar tarafından sıkıştırılmadığında onun dışına çıkartılarak okunur. Liberalizm ailenin karşısında diyemeyiz. Liberalizm, bireyle ilgilenir aileyi bireye açtığı alan kadar yakınlık duyar. Marksizim aile bir ekonomik birim olarak görür. İşçi sınıfının yeni üyeler bakımından aileyi genişletmek ve aileye yeni bireyler katmak önemlidir. Engels ise toplumsal gelişmeyi durduran şeyin aile olduğunu öne sürer. Gelişim için aile ve erkek kadın ilişkilerini ortadan kaldırılması gerektiğini düşünür. Aileyi toplumsal bağlamda okumaktan dışarı çıkmalıyız. Bir yerde topluma vurgu varsa aile zayıf kalmıştır. Bir yerde toplum öne çıkartılıyorsa aile zayıf kalmıştır. Aile toplumun gelişmesi için/kalkınması için diye konuştuğumuz her cümlede aileyi değil toplumu merkeze alıyoruz. İlk zamanki feminizm perspektifi kadının erkekle eşit haklar sahibi olması gerektiği bağlamda bir mücadele içerisindeydi fakat şu anki feminizm daha ideolojik bir perspektif kazanmış halde. Kadını ailenin içerisinde sıkışmış bir birey olarak görmektedir. Liberalizmde olduğu gibi merkezine kadın bireyleri alır.” dedi. 

Kadın ve erkek arasındaki huzur ve mutluluğu kendi varlığının delili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mahsum Aytepe, “İslami perspektifte kadın ve erkek; yavaşlamak, sükûn bulmak, rahatlamak için aile kurmalıdır. Eşler birbirlerini bulup beraber teskin olmaktadır. Yani kadın ve erkek birleşerek sekant bulmaktadır. Sevgi ve merhamet erkek ile kadın arasındaki sükunun daha estetik bir biçimde ortaya konmasıdır. Allah kadın ve erkek arasındaki huzur ve mutluluğu kendi varlığının delili olarak gösteriyor. Bu duygunun kendisi varlığının delili olarak görüyor. Bambaşka tutkuları, sorumlulukları bakış açıları arzuları olan kadın ve erkeğin tamamlanarak/ birleşerek uyum ve dengeyi bulması ve duygunun ortaya çıkması bir delil olarak ortadadır.” dedi.

Kadın ve erkeğin değer bakımından eşit, durum bakımından farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Mahsum Aytepe, “Ontolojik olarak kadınla erkek değer bakımından hukuki sosyolojik olarak aynıdır. Pratik hususta farklıdır. Aile kurumunu din nasıl görüyor: kadın ve erkek her birisi tamdır. Ama aile hususunda her ikisi de muhtaçtır. Kadın ve erkek yarımdır hususu aile mevzubahis olduğunda konuşulur. Aileyi anlamlı kılan şey kadın ve erkek birbirini rakibi olarak değil her biri kendi rollerini üstlenerek zenginlik oluşturmasıdır. Dini açıdan ailedeki rollerin dağılımı değer dağılımı değildir. Erkeğin ailenin reisi olması daha değerli değildir Allah katında değerlilik üstünlük yalnızca takvadadır. Kadınla erkek arasında kadının anne olarak üstün olması işlevsel bir değerdir.” dedi.

Author’s Posts

Image
Arabic English Turkish