Arabic English Turkish

All Stories

“Kardeşimi Geleceğe Taşıyorum” Projesi’nin Etkinlikleri Devam Ediyor

Rıdvan Hoca Vakfı ve Uluslararası Göç Örgütü (İOM) iş birliğiyle yürütülen “Kardeşimi Geleceğe Taşıyorum” Sosyal Uyum Projesi kapsamında 11 Ağustos Perşembe günü kurs öğrencileriyle beraber Kahramanmaraş Dulkadiroğlu Belediyesi Heyecan Bahçesine gezi düzenlendi.

Düzenlenen gezide öğrenciler; serbest düşüş, tırmanma, macera parkuru gibi çeşitli oyunlar oynayarak keyifli vakitler geçirdi.  Doğal Yaşam Parkına gidilerek yenilen yemeğin ardından doğa gezisi etkinliği sona erdi.

“Kardeşimi Geleceğe Taşıyorum” Projesi’nin Etkinlikleri Devam Ediyor

Rıdvan Hoca Vakfı’ndan “Kardeşimi Geleceğe Taşıyorum” Projesi Etkinlikleri

Rıdvan Hoca Vakfı ve Uluslararası Göç Örgütü (İOM) iş birliğiyle yürütülen “Kardeşimi Geleceğe Taşıyorum” Sosyal Uyum Projesi kapsamında 23 Temmuz Cumartesi günü iki ayrı müzik etkinliği gerçekleştirildi.

 Gerçekleştirilen programda Edebiyat Öğretmeni Müslüm Keskin ile Saz Sanatçısı Yusuf Keskin müzik aletleri hakkında bilgi verdi. Ardından proje kursiyerleriyle beraber türkü ve ezgiler okunurken kursiyerler gerçekleştirilen karaoke etkinliği ile doyasıya eğlendiler. Akşam saatlerinde gerçekleştirilen etkinlikte projenin tanıtım sinevizyonu izlenirken Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı Seyfi Pınarbaşı, Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Nurdoğan, Vakfa ismini veren ve Maraşʼın kurtuluşunda mihmandar isimlerden Rıdvan Hocaʼnın torunlarından Aliye Güvenç proje ile ilgili konuşma gerçekleştirdi. Proje Koordinatörü Badegül Eren, Aliye Güvenç’e vakıf adına teşekkür hediyesi takdim etti. Gerçekleştirilen konuşmaların ve hediye takdiminin ardından Rıdvan Hoca'nın torunlarından Hayri Tunç Güvenç ve Bekir Güvenç göçmen sanatçılar Ömer Karno ve Muhammed Karno ile birlikte müzik ziyafeti sundu.

Rıdvan Hoca Vakfı’ndan “Kardeşimi Geleceğe Taşıyorum” Projesi Etkinlikleri

Rıdvan Hoca Vakfı’nda Kahramanmaraş STK Toplantısı Yapıldı

 Göç İdaresi Başkanlığı Sivil Toplum ve Yabancı Topluluklarla İlişkiler Dairesi Başkanlığınca Rıdvan Hoca Vakfı ev sahipliğinde, kanaat önderleri ve Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bir toplantı yapıldı.

 Toplantıya Suriyeli kanaat önderleri, Göç İdaresi Başkanlığı Sivil Toplum ve Yabancı Topluluklarla İlişkiler Dairesi Başkanı Gökhan Akyıldız, İl Göç İdaresi Müdürü Burak Yolcuoğlu, Rıdvan Hoca Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Seyfi Pınarbaşı, Rıdvan Hoca Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Nurdoğan, Genç Ufuk Derneği Yöneticisi, Kızılay Toplum Merkezi Yöneticisi İlhan Kılıç, Kahramanmaraş Platformu Dönem Sözcüsü Süleyman Erayman, Göç İdaresi Başkanlığı çalışanları Abdulsamet Korkut ve Mete Kuyumcu, İl Göç İdaresi çalışanları katıldı. Gerçekleştirilen toplantıda konuşan Göç İdaresi Başkanlığı Sivil Toplum ve Yabancı Topluluklarla İlişkiler Daire Başkanı Gökhan Akyıldız, toplantının amacının kanaat önderleriyle tanışmak ve sosyal uyuma yönelik çalışmalar yapmak olduğunu belirtti. Akyıldız, amaçlarının talepleri dinleyerek ellerinden geldiğince çözüme kavuşturmak olduğunu söyledi. Toplantıda ev sahibi olarak söz alan Rıdvan Hoca Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Seyfi Pınarbaşı, “Yüzyıl önce yarım kalan bir savaşın devamı olarak bugünkü sorunlar oluştu. Bu sorunları hep birlikte çözebiliriz” ifadelerini kullandı. Toplantıda konuşan Göç İdaresi İl Müdürü Burak Yolcuoğlu, İl Müdürlüğü olarak sorunların çözümü için çalıştıklarını, ancak Suriyeli kardeşlerinde sosyal uyuma katkı sağlamaları için Türkçe öğrenmeleri gerektiğini söyledi.

 

 

Rıdvan Hoca Vakfı’nda Kahramanmaraş STK Toplantısı Yapıldı

Rıdvan Hoca Vakfı’ndan Elbistan Şura Derneğine Ziyaret

 Rıdvan Hoca Vakfı 21 Temmuz günü Elbistan Şura Derneği ve Yetim Koordinasyon Merkezi’ni ziyaret etti.

 Gerçekleştirilen ziyarete Rıdvan Hoca Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Seyfi Pınarbaşı ve birçok gönüllü katıldı. Ziyarette öğrencilerle tanışma ve hasbihal edilerek tablet ve çeşitli hediyeler takdim edildi. Gezi boyunca Afşin Eshab-ı Kehf, Elbistan Ulu Cami, Pınarbaşı ve Ekinözü içmeleri de ziyaret edildi.

 

Rıdvan Hoca Vakfı’ndan Elbistan Şura Derneğine Ziyaret

“Kardeşimi Geleceğe Taşıyorum” Uyum Projesi açılışı gerçekleştirildi

Rıdvan Hoca Vakfı, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) iş birliği ile Kahramanmaraş’ta uygulayacağı “Kardeşimi Geleceğe Taşıyorum” uyum projesinin açılışını gerçekleştirildi.

Programa Kahramanmaraş Valisi Ömer Faruk Coşkun, Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör, Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve iletişim Genel Müdürü Dr. Gökçe OK, Vali Yardımcısı ve Türkoğlu Kaymakamı Mahmut Hersanlıoglu, Dulkadiroğlu Kaymakamı Kadir Okatan, Göç idaresi İl Müdürü Burak Yolcuoğlu, Aile ve Sosyal İl Müdürü Mutlu Kaya, İOM Temsilcisi Hazal Öz, Kızılay Toplum Merkezi Yöneticisi İlhan Kılıç, İHH Temsilcisi Süleyman Erayman, Vakıf gönüllleri ve ilgili kurumların çalışanları katıldı. Program öğrencilerin Kur’an-ı Kerim Tilavetiyle başladı. Rıdvan Hoca Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Seyfi Pınarbaşı’nın gerçekleştirdiği açılış konuşmasının ardından Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Nurdoğan proje tanıtımıyla ilgili sunumunu gerçekleştirdi. Göç İdaresi Başkanlığı Uyum ve İletişim Genel Müdürü Dr. Gökçe Ok ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör projeyle ilgili duygu ve düşüncelerini ifade eden birer konuşma gerçekleştirirken konuşmaların ardından öğrenciler tarafından Çanakkale Türküsü ve Erdem Bayazıt’ın “Bulmak” şiiri seslendirildi. Katılımcılara yapılan ikramların ardından programımız son buldu.

 

“Kardeşimi Geleceğe Taşıyorum” Uyum Projesi açılışı gerçekleştirildi

Kahramanmaraş’ta 15 Ramazan Dünya Yetimler Günü Coşkusu Yaşandı

Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren Rıdvan Hoca Derneği, 15 Ramazan Dünya Yetimler Günü dolayısıyla düzenlediği iftar programında yetin çocuklar ile bir araya geldi. 

Rıdvan Hoca Derneği, 16 -17 Nisan’da gerçekleştirilen Dünya Yetimler Günü programlarında “Geleneksel Kardeşlik Sofrası” kurarak yetim ve kardeş aileler ile buluştu. Kuranı Kerim tilavetiyle başlayan programda açılış konuşmasını yapan Rıdvan Hoca Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Seyfi Pınarbaşı konuşmasında “Allah için atılan bir adımın nelere dönüşeceğini, tarihin ne zaman nerede sizi bulacağını bilemezsiniz. Bilmemiz gereken doğru bir yerde doğru bir istikamet üzerinde bulunmak kulluk yürüyüşün belki de en önemli adımıdır. Bu coğrafyada yaşamak bize insani ve ahlaki sorumluluk yüklüyor. Bizler sorumluluklardan kaçarak, duymadan, işitmeden, burada insanca var olamayız. Bugün yeni bir geleceği konuşmak gerekiyorsa birikimle birlikte bir üst bakışa ihtiyacımız var.                                                                                                                                                                                                                                                       Allah’ın ruhundan üflediği insan aziz bir varlıktır. Dünyada insanlık adına, vicdan, adalet ve merhamet adına çok güçlü bir damar hâlâ yaşamaktadır. Her tür haksızlığa, sömürgeci savaşlara bu damardan itiraz gelmektedir. İnsanlık damarıyla bir şekilde buluşmak, konuşmak ve ortak insanlık ideallerini paylaşarak ortak insanî değerleri, adalet, özgürlük ve ahlâkı üstün tutan evrensel bir mücadele dili oluşturmalıyız” ifadelerini kullandı.                                                                                         

Hakiki bir insan olmanın yolunun “insancılık” oynamayı bir kenara bırakmaktan geçtiğini ifade eden Pınarbaşı, “Derdimizin neden dert olduğunu bilmeden derde çözüm bulamayız.                                                                      Bizi erdemli bir insan yapan ne düşüncelerimiz ne de hislerimizdir. Bizi erdemli bir insan yapan sadece pratiğe aktardığımız hareketlerimizdir. Doğru sözlü ve güvenilir olmak, bir Müslümanın en bariz özelliğidir. Zalimler, kâfirler, emperyalistler demekle sorunların çözülmeyeceğini bilmemiz gerekiyor. Batı dünyası ile aradaki mesafeyi kapatmak için daha çok çalışmak, okumak, dürüst olmak ve mücadeleden korkmamak gerekiyor. Bugün coğrafyamızda yıkılan sadece Batı destekli bir azınlık diktası değil, 1.Dünya savaşından kalma sınırlar, sahte solculuk ve sahte İslamcılık ve en önemlisi Osmanlı sonrası İslam ümmetini zehirleyen kendine güvenmeyen ama düşmanına aşırı güç vehmeden kötürüm olmuş ruh halidir. Yaşananlar anlamak isteyenler için sadece bir savaş değil, yenilgi dolu bir çağın da sona ermesidir. Artık doğunun Batılılaştırılması bitmiş, batının doğulu olmasının kapısı aralanmıştır. Bu yeni dönemin ruhunu kavrayanlar, 21. yüzyılı da inşa edeceklerdir. Rıdvan Hoca Vakfı olarak modern, dünyanın dar kalıplarıyla hareket etmeyen, paylaşarak birlikte yürümeyi ve büyümeyi, sürtüşerek değil, anlaşarak hareket etmeyi, kendimize hayat tarzı olarak benimsemiş bir topluluğuz. Sadece benim olmalı ya da “Ben varsam başkasına hayat hakkı tanımam” demeyip, hepimize yer var, birlikten güç doğar demeyi, ilke edinmiş, gönül dostlarıyız” ifadelerinin kullandı.

Ardından Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek selamlama konuşmasında Rıdvan Hoca Derneğine yetimlere ve öğrencilere verdiği kıymetten dolayı özellikle teşekkür ettiğini belirterek sözlerine son verdi. Yemekten sonra çocuklar için planlanan Osmanlı Macunu ikramıyla beraber Bilgi Yarışması, Kukla Oyunu ve Hacivat Karagöz gibi beğenilen oyunlar sahnelendi. Sonrasında öğrenciler çocuk şarkıları söyleyerek programı sonlandırdı.

Kahramanmaraş’ta 15 Ramazan Dünya Yetimler Günü Coşkusu Yaşandı

Rıdvan Hoca Vakfı’nda “Coğrafyamızda Yaşananlar” başlıklı konferans yapıldı

Rıdvan Hoca Vakfında 15 Haziran Çarşamba günü Ortadoğu Uzmanı ve Yazar Süleyman Arslantaş’ın sunumuyla “Coğrafyamızda Yaşananlar” başlıklı konferans gerçekleştirildi.

Program öğrencilerin Kuranı Kerim tilavetiyle başladı. Selamlama Konuşması gerçekleştiren Rıdvan Hoca Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Seyfi Pınarbaşı konuşmasında “30 yıldır bu şehirde eğitim ve davet çalışmaları yapıyoruz nesli ıslah ederken arzı da imar etme bilinciyle hareket ediyoruz. Yaptığımız akademik eğitim seminerlerinin bir yenisini icra edeceğiz. Kıymetli hocamız Süleyman Aslantaş coğrafyamızda yaşananları anlatacak. Şüphesiz bu tür programlar bir genel değerlendirmeye, samimi bir murakabeye imkân vermenin yanında, farklı düşünce ve tecrübelerin edinilmesine, eksiklerin, hataların görülmesine katkı sağlıyor. Burada yaptığımız seminerlerde, sunumların, fikir teatilerinin gelecekteki faaliyetlerimizin ve fikriyatımızın güçlendirilmesine vesile olacağına inanıyoruz. Özelde İslam Dünyasının genelde bütün dünyanın içinden geçtiği zorlu bir süreç yaşıyoruz, belirsizlikler ve karışıklıklarla dolu, hakikatle batılın, doğru ile yanlışın birbirine karıştığı bir zamanda, dünyanın mesuliyetini üzerinde taşıyan Müslümanlar olarak bizlerden beklenen ilk iş netliklere ulaşmaktır. Ahlakımızda net, amellerimizde net, düşüncelerimizde net olmalıyız. İkircikli tavırlar, kaypak değerler ve belirsiz söylemler en çok ihtiyaç duyulan netliği kaybetmemize ve amaçlarımızı muğlaklaştırmaya yol açmaktadır. Bunun üstesinden gelmenin yolu ise insanımızın niteliğini artırmaktan geçiyor. Yaptığımız bu eğitim seminerleri insanımızın niteliğini artırmaya yönelik çalışmalardan bazılarıdır.” ifadelerini kullandı.

Sonrasında program konuğu Ortadoğu Uzmanı ve Yazar Süleyman Arslantaş’ söz alarak, “Din iki şeyi bilmeyi gerektirir. 1. dinin kendisi, 2. ise dinin tatbik sahası olan dünya. Bunları hakkıyla bilemezsek problemler çıkar ve çözemeyiz. Coğrafyamızda üç semavi dinin de yaşam sahası vardır. Dolayısıyla mukaddesleri vardır. Coğrafyamız enerji deposudur. Petrol vs. zaten var. Osmanlı dininden dolayı lağvedilmiştir. Osmanlı bir nevi petrol şehididir. Bir diğer mesele Osmanlı’nın bağrına saplanan İsrail hançeridir. Ortadoğu Coğrafyası cetvelle parsellendi. Bölgede bir Siyonist devlet kurulması kararlaştırıldı. !917 sonrası bölgemize ciddi bir Yahudi göçü oldu. 1941’e kadar İngilizler tarafından desteklenen Yahudi devleti fikri bu tarihten sonra Amerika tarafından desteklenmeye başladı. Osmanlı bakiyesi Türkiye Cumhuriyeti 1949’da İsrail’i tanıdı. İsrail kurulduğundan itibaren güvenlik ve meşruiyet sorunu yaşayan bir ülke. 1949’da İsrail’e verilen işletme ruhsatı 2009’da askıya alındı. (One minute-Davos çıkışı ile). İsrail Türkiye ile ilişkilerin bozulmasının kendilerine vereceği zararı çok iyi bildiği için bozulmasını istemez. Eksiklerine rağmen Türkiye olaylara müdahale edebilen, itiraz eden tepki veren bir ülke. BM İsrail 1967 öncesi sınırlarına çekilsin diyor. Bunu kabul etmek 1967 öncesi işgali meşrulaştırmaktır. Dün İran bu devrimi İslam adına yaptı. Humeyni halkı Şii olduğu için Müslüman olan ülkesinde Şiilik, Sünnilik yok İslam var diyebildi. Fakat günümüz İran’ı Suriye’de Sünnileri katlediyor. Seyyid Kutup der ki İslam’ın egemen olmadığı yerlerde Müslümanlar ıslahatçı olamazlar, inkılapçı olurlar. Emperyalistler için bu devrim kabul edilemezdi. Bu yüzden Irak’ı İran’a musallat ettiler. İran zaman içerisinde İslam kimliğinden mezhep kimliğine sıyrıldı, daha sonra da etnik kimlik öne çıktı. 1991 de Körfez Harekâtı başladı. Amerika Türkiye’yi Musul-Kerkük haklarımız karşılığında kendisine destek olmaya çağırdı. Yeni dünya düzeninde enerji bölgelerini ele geçirmek, enerji trafiğini kontrol etmek, Siyasal İslam’ı etkisizleştirmek ve alternatif olmaktan çıkarmak hedefi var. Kıymetli Müslümanlar Hz. Muhammed (sav)’in ibadet sünnetleri ile ilgilendiğiniz kadar stratejik sünnetleriyle de ilgilenin. İsrail’in güvenliği için İslam Coğrafyasında antik butik devletler kurulmak isteniyor. Bunun önündeki en büyük engel Türkiye’dir.” ifadelerine yer verdi.

Soru cevap kısmının ardından program son buldu.

 

Rıdvan Hoca Vakfı’nda “Coğrafyamızda Yaşananlar” başlıklı konferans yapıldı

Rıdvan Hoca Derneğinden Yıl Sonu Pikniği

Rıdvan Hoca Derneği Yetim Komisyonu ve Evde Karakter Eğitimi (EKE) Komisyonu yıl sonu piknik etkinliği düzenlendi.

28 Mayıs Cumartesi günü düzenlenen etkinlikte öğle yemeği ve meyve ikramı yapıldı. Yemeğin ardından birçok farklı etkinlik gerçekleştirilirken çocuklar Yakar top, Halat çekme ve futbol oynayarak gönüllerince eğlendiler.

 

Rıdvan Hoca Derneğinden Yıl Sonu Pikniği

Kahramanmaraş’ta Yetimlerle Buluşma Kahvaltısı düzenlendi

Rıdvan Hoca Vakfı Yetim Komisyonu öncülüğünde organize edilen Yetimlerle Buluşma Kahvaltısı düzenlendi.

Kahvaltı programına Kuranı Kerim tilavetiyle başlandı. Sonrasında Rıdvan Hoca Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Nurdoğan açılış konuşması yaptıktan sonra Rıdvan Hoca Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi merhum Hasan Pınarbaşı amcamızın çocuklarının da katıldığı programda oğlu Remzi Pınarbaşı programın kendisi ve ailesi için ne kadar önemli olduğundan bahsederek Rıdvan Hoca Derneği’ne teşekkür etti. Ud dinletisi eşliğinde kahvaltı yapıldıktan sonra öğrencilerimiz Cahit Zarifoğlu’nun Sultan, Sezai Karakoç’un Hızırla Kırk Saat şiirlerinin Türkçesini ve Arapça çevirileri ile Yasin Mortaş’ın Kan Çerağı şiirini seslendirdiler. Sonrasında Ortaöğretim Komisyonun organize ettiği oyun şenlikleriyle öğrencilerimiz eğlenceli vakit geçirdiler.

Kahramanmaraş’ta Yetimlerle Buluşma Kahvaltısı düzenlendi

“Vatan Nağmeleri” Rıdvan Hoca Vakfı’nın ev sahipliğinde yapıldı

Rıdvan Hoca Vakfı’nın ev sahipliğinde Mozaik Derneği ve Osmanlı Eğitim Merkezi iş birliği ile 11 Haziran Cumartesi günü “Vatan Nağmeleri” başlığıyla Edebiyatın başkenti Kahramanmaraş’ta Şiir ve Edebiyat Şöleni düzenlendi. 

Program Kuranı Kerim tilavetiyle başladı. Rıdvan Hoca Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Seyfi Pınarbaşı açılış konuşmasında “Yeteneklerimiz eğilimlerimiz, seciyemiz iç güdümlerimiz, reflekslerimiz ve davranış biçimlerimiz bizim seçmediğimiz ve verili olarak içine doğduğumuz bir zorunlu formdur. Akletme, din, sanat, kültür, bilim gibi insan yetenekleri bu zorunlu formu anlama, değiştirme veya kabullenme seçimini yapmamızı sağlayan bilgi ve görüş idraki kazandırır. İnsan tözünü tercih etmek özgürlüktür. Yani özgürleşme, insanlaşma çabasıdır ve insan olmak özgür olabilmektir. 

 “Güzel insan aramak ile insandaki güzelliği aramak arasında ince bir fark vardır” Bugün içinde bulunduğumuz öngörülemezdik duygusunun oluşturduğu kaygıyı ancak birbirimize tutunarak, birbirimizi anlayarak ve destekleyerek aşabiliriz. Güvenilir bir insan olarak istikamet üzere yol almak basit ve dar anlamının sınırlarını aşmaktır.  Kolektif hafızada sevmeyi de nefret etmeyi de haklı çıkaracak birçok gerekçe vardır. Siyasal konjonktür bu duyguların hangisinin baskınlaştırılacağına hükmeder. Vasat insanların dünyasında hisler karmaşıktır. Dolayısıyla entelektüel insanlara şair, yazar, senarist, yönetmen, eleştirmenlere sorumluluklar düşmektedir. Sevmenin bir arada yaşamanın erdemine dayalı çıktıları eserlerine yansıtmalı ve topluma sunmalıdır.  

Büyük Şair Necip Fazıl Kısakürek şiiri, “üstün bir idrak işi” olarak tanımlar. Ona göre şiir, sonsuz bir çaba gerektirir. Çünkü şiir için kesin bir bulma söz konusu değildir. Her daim devam eden ve buldum denilebilecek nihai bir basamağı olmayan ve ebediyen aranacak bir cevherdir. Onun arayışı, buldum denildiğinde yeniden başlar. Şair, bu dipsiz olma halinin, şiirin “mutlak hakikati arama” işi olmasından kaynaklandığını belirtir. Rüzgâr tarlanın üzerinde ne kadar şiddetli eserse essin, saplar kırılmaz… Başak, her zamanki gibi yukarıdan fısıldar söylenecek sözünü! 

ŞE-A-RA fiiline dikkatle bakıp bilme, tanıma, fark etme' anlamı verilmiştir. Bu anlamdan dolayı dikkatli anlayış ve bilgi sahibi anlamında şiir yazanlara şair denmiştir ki, bu aynı zamanda şuur sahibi demektir. Şairler her tür zorluğa rağmen şuur sahibi olmaları hesabıyla Başak, misali her zamanki gibi yukarıdan fısıldar söylenecek sözünü! Cesurca, çekinmeden, korkmadan.” ifadelerini kullandı. Sonrasında Şair Rim Hammud selamlama konuşmasını gerçekleştirdi. Kahramanmaraş’ın yaşayan şairlerinden Şair İnci Okumuş, Şair Yasin Mortaş, Şair Hüseyin Burak Us, Şair Ömer Yalçınova, Şair Mehmet Mortaş, Filistinli Şair Semir Atiyye, Iraklı Şair Muhammed Nusayyif, Suriyeli Şairler Hüseyin Elabdullah, Hikmet Şafi Essad’ın yanı sıra birçok şair programa katılarak şiirlerini okudular. KSÜ Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Selim Somuncu “Şiir ve Edebiyat Eleştirisi” başlığında verimli bir sunum yaptı. Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Yazar ve Şair Mevlâna İdris Zengin’i anmak amacıyla vakfımızda eğitim gören öğrencilerimiz merhumun şiirlerini seslendirdiler. Program hatıra fotoğrafının çekilmesiyle son buldu.

 

“Vatan Nağmeleri” Rıdvan Hoca Vakfı’nın ev sahipliğinde yapıldı

Byung- Chul Han’ın “Güzeli Kurtarmak” kitabının tahlil edildi

Rıdvan Hoca Vakfı, Akadder Komisyonu tarafından Byung- Chul Han’ın “Güzeli Kurtarmak” kitabının tahlili gerçekleştirdi.

Gerçekleştirilen Kitap tahlilinde kitap ile ilgili şu çıkarımlarda bulunuldu;

“Pürüzsüzlüğü çağımızın alameti olarak tanımlıyor Byung-Chul Han. Pürüzsüz olanın güzelin en önemli ölçütü kabul edildiği bir zamandan dem vuruyor. Akıllı telefonlarımızın pürüzsüz ekranlarındaki like/beğen tuşundan ibaret estetik beğenimizi hedef alıyor. Güzelin canına kasteden, tahtına göz koyan pürüzsüzlüğün ipini pazara çıkarıyor. Fakat bununla da kalmıyor. Çağın tüketim içinde boğulmaya mahkûm ettiği, öznelliğin tahakkümündeki güzeli yeniden düşünmeye davet ediyor okuyucuyu…”

 

Byung- Chul Han’ın “Güzeli Kurtarmak” kitabının tahlil edildi

“Vahyin Gölgesinde Ramazan ve Arınma” semineri düzenlendi

  Rıdvan Hoca Derneği tarafından 26 Mart Cumartesi günü “Vahyin Gölgesinde Ramazan ve Arınma” başlıklı seminer düzenlendi. Program Bakara Suresi 185-186. ayetlerin okunması ve Rıdvan Hoca Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Nurdoğan’ın hitabetiyle başladı. Daha sonra Doç. Dr. Ahmet Abay sunumuyla devam etti.

Gerçekleştirdiği sunumda konuşan KSÜ İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Abay “Çağımız insanının en büyük problemlerinden birisi şuur ve bilinç kirlenmesidir. Neler yaparsak, nelere dikkat edersek arınma zemini yakalarız? Şuuru, bilinci ve kalbi arındırmamız gerekiyor. Şuur kirlenmesi öyle kolay kolay temizlenmiyor. Sabır isteyen bir süreç gerektiriyor. Vahyi göz ardı ettiğimiz zaman Allah katında bir değerimiz kalmıyor. Allah katında değer kazanmak istiyorsak ahdimize sadık kalmak zorundayız. İman kelimesi güven kavramını da ihtiva eder. Tabiri caizse Allah'ın bize sunduğu reçeteyi dikkate almalıyız. Arınmanın Allah tarafından gösterilen yolları vardır. Bunlardan biri de malından Allah yolunda harcamaktır. Peygamberlerin görevlerinden biri de muhatabı olduğu toplumu arındırmaktır. Kur'an'a baktığımız da bütün ayetlerde Allah Rezzak olduğunu ifade eder. Allah'a güvenen bir adamın böyle bir rızık endişesi olur mu? Tabi bu çalışmayın demek değil, rızkımız için üstümüze düşeni yaptıktan sonra Allah’a güven ve teslimiyet duymamız gerektiği manasına geliyor. Allah'ın Rezzak olduğunu unutmak bir bilinç kirlenmesidir. Biz zihnimizi doğru kodlarla inşa etmezsek hiç bir zaman ne gözümüz ne de gönlümüz doyar. Kur’an’da dünya hayatının her zaman güllük gülistanlık olacağına dair hiçbir vaad yoktur. Farklı şekillerde deneneceğimiz bizlere bildiriliyor. Arınma, Kelime-i Tevhid ile ‘La’ yani hayır diyerek önce her şeyi reddeder sonrasında Allah’tan başka ilah olmadığını kabul ederiz. Namaz özelinde bütün ibadetler bizi arındırır. Namaz kötülüklerden (fahşa) alıkoyar. Allah’ın bizim ne ibadetlerimize ne de başka bir şeyimize ihtiyacı yoktur. Bunlar bizim arınmamız için birer vesiledir. Allah'a ancak takva ulaşır. Peygamberimiz orucu kalkan olarak tanımlıyor. Orucun hayatımız da ki en büyük etkisi bizi kötülüklerden korumasıdır. İbadetler Allah dediği için yapılır. Oruç tutmadaki asıl gaye kilo vermek, sağlıklı olmak vs. için değil, Allah emrettiği ve orucun bizi tutması içindir. Ramazandan söz ettiğimizde atlayamayacağımız şey Kur'an'dır. Kendini vahye kapatan insanı manen ölü (yaşayan ölü) sayıyor Allah. Kur'an-ı sanki sana nazil oluyormuş gibi oku. Bazen bir ayet tıpkı Fudayl bin İyaz (Namlı bir eşkıya iken iman edip büyük bir mutasavvıf olan sahabe) gibi hayatımızı değiştirebilir. Yeter ki gönlümüz, kalbimiz, zihnimiz açık olsun.” İfadelerini kullandı. Sonrasında yapılan soru cevap faslıyla program son bulurken dinleyiciler programdan oldukça verim aldıklarını ifade ederek Doç. Dr Ahmet Abay hocamıza teşekkür ettiler.

  “Vahyin Gölgesinde Ramazan ve Arınma” semineri düzenlendi
Image
Arabic English Turkish