Bülbülzade Vakfı Afet Koordinasyon Merkezi gönüllüleri, Vakıf personelleri ve ailelerinin de katıldığı iftar programı 17 Nisan Pazartesi günü Bülbülzade Vakfı Merkezinde gerçekleştirildi.
Kur’an Kerim tilavetiyle başlayan program, koordinasyon merkezi ve vakıf personellerinin yapılan faaliyetler ve çalışmalar hakkında değerlendirmeleri ile devam etti.
Yönetim Kurulu Üyesi Adem Er, “ Burada birçok arkadaşımız hem hizmet ediyor, gönüllü olarak çalışıyor hem de depremden bu yana üstün bir gayret sarf ediyorlar. Bugün bir aile atmosferi içerisindeyiz. 6 Şubat'ta 4.17'de deprem olduktan sonra çok hızlı bir şekilde ailelerimizle beraber dostlarımızı, arkadaşlarımızı arayıp ne yapabilirizi konuştuk. İlk gün oturup karar verdik. Allah'a hamdolsun bizler sağlıklıyız, sıhhatliyiz. Bizim dışımızdaki insanlara neler yapabiliriz bunu konuştuk. Ve buradaki birçok arkadaşım farklı alanlarda inisiyatifler alarak depremden bugüne insanlara, topluma nasıl yardım edebiliriz diye gündem etmişlerdi ve hala çalışıyoruz hala gayret içerisindeyiz. Gerek kendi bölgemizde gerek bölgemiz dışında bir sürü acı yaşandı bu acıları da inşallah hep beraber saracağız.”
BEKAM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Eminoğlu, “Yaşadığımız hayat süresince çeşitli zamanlarda iddialarımız olur. Depremden önce iddiamız vardı. Sivil toplum kuruluşu olduğumuzu iddia ediyorduk ve bu iddiayı ispatlamak için de birtakım çalışmalar yapıyorduk. Toplumda ve içinde yaşadığımız krizler, felaketler başımıza gelen olaylar bu iddiamızın sınandığı aylar oldu. Belki yüz yılda belki bin yılda bir görürüz. Ama bizim başımıza geldi ve sınandık. Burada olan tüm arkadaşlarımızın bu imtihandan yüzünün akıyla çıkığını düşünüyorum. Bir insanın kendi canının derdine düşmesi insanidir. Herkesin yapabileceği bir şeydir. İnsanüstü olan bunların yanında hiç tanımadığı insanların yardımına, derdine koşmak, güvenli ortamlar oluşturmak, mücadele etmek, ihtiyaçlarını karşılamaktır. Buradaki arkadaşımızın hepsi bu gayretteydi ve beraber çalışarak elimizden geleni yaptık. Rabbim güzel bir şekilde bu çalışmaları daimini nasip etsin.”
Yönetim Kurulu Üyesi Rabia Aldemir, “Bu felaketle çok şey öğrendik ve yaşadık. Felaketler birbirine benziyor. 15 Temmuz’u yaşadık, depremi yaşadık, Suriye savaşını yaşadık. Bunlardan biz şunu öğrendik. Bu topluluk, buranın gönüllüleri ve çalışanları birbirlerinin yukarıdan emir verip de şunu yapacaksınız diye emir gelmesini bekleyen insanlar değil. Kendi kendilerine inisiyatif alabilen ve harekete geçebilen insanlardır. Depremin ilerleyen saatlerinde hala sarsılırken bizim yardım mağazamızda kışlık kıyafetler vardı, depomuz 2 kat aşağıda olmasına ve yağmurun yağmasına rağmen hazırlayıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırdık. Biz harekete geçemezsek kim geçecek. Keşke daha çok insan kurtarabilseydik, keşke daha çok yardım edebilseydik. Daha kalıcı daha iyi işler yapabilmek için projeler yapmaya devam ediyoruz.”
Enes Günaslan, “Depremden önce vakıfta “Gönüllülük Hukuku” ile ilgili bir program yapmıştık. Allah bu acıyı keşke yaşatmasaydı ama bu deprem sürecinde gönüllülüğün ne demek olduğu canlı olarak müşavere ettim. Özellikler genç arkadaşlarda gözlemlemiş oldum. Gece gündüz omuzlarıyla, bilekleriyle, zihinleriyle ve akıllarıyla bize destek oldular. Kendi potansiyellerinin çok üzerinde performans sergilediler ve samimiydiler. Çok koşturmamız oldu, çok yorulduk, çok terledik ama hiç şikayetçi değiliz. Rabbim bu alanda hizmeti olan bütün arkadaşlarımıza, bu yükün altında omuz veren bütün kardeşlerimize mükafatıyla muamele etsin.”
Şehadet Gerçek, “Çocuklarınızla beraber bu süreçte bizlere katkı sunduğunuz için teşekkür ediyorum. Allah birliğimizi, diriliğimizi daim etsin. 10-20 yıl geçtikten sonra biz bu süreçleri konuşurken bizde oradaydık katkı sunduk diyeceğiz. Her gün çalışmalarımıza devam ediyoruz. En küçük şeyden bile mutlu olan ve umutla bakan çocuklar insanlar var. Bunlar bizi mutlu edip tekrar tekrar çalışmaya teşvik ediyor. Yapacak çok işimiz var. Türkiye’de birçok gönüllü ve güzel insan var. Güçlerimizi ve gönüllülerimizi birleştirmemiz lazım.”
Zemzem Çetin, “Depremin ilk gününden belli üzerimize düşen görev neyse yapmaya çalıştık. Acil ihtiyaçlar bittikten sonra ihtiyaç çeşitlilikleri değişmişti. İslahiye Konteyner kentte Bülbülzade Vakfı Aile Merkezimizi kurduk. Gerçekten de bir aile merkezi oldu. Merkezimizde çocuklara, annelere ve bölgedeki insanlara yönelik çalışmalarımız oluyor. Orada ne yapıyorsunuz? diye sorduklarında düşündüğüm zaman aslında o kadar şey yapılıyor ki. Verdiğimiz eğitimlerin dışında gözlüğü kırılan birinin gözlüğünü temin ediyoruz. Bir bebeğin mama sandalyesini, bir ailenin çamaşır makinesi ihtiyacını, işitme cihazı bozulmuş olan çocuğun cihazını temin ediyoruz. Farkına varmadan bir sürü işi beraber götürmeye çalışıyoruz. Şuna inanıyorum ki bir şeyi samimiyetle yapmak isterseniz Allah size bütün kapıları açıyor.”
Ortadoğu Medya Koordinatörü Eyüp Koçaslan, “Bizler depreminin ilk gününden bugüne kadar medyada çalışan arkadaşlarımızla birlikte elimizden geldiği kadarıyla yapılan çalışmaları, verilen bağışları, bağışçılarımıza göstermek adına gazetemizde, radyolarımızda, sitelerimizde, sosyal medya hesaplarımızda yer vermeye çalıştık. Bize katılan gönüllü arkadaşlarımız da oldu. Ekip arkadaşlarıma ve gönüllerimize emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Program katılımcıların duygularını, düşüncelerini ve görüşlerini bildirmesiyle sona erdi.