“Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin.
Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir.
Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır.
Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur.”
Mahur Beste / Ahmet Hamdi Tanpınar
Bilinen varlık âlemi içinde gerek fizyolojik gerekse ruhsal yetenekler bakımından en mükemmel surette donatılmış yegâne varlıktır, insan. Alemin özü, kâinatın göz bebeğidir. Akletme ve muhakeme kapasitesi ile diğer varlıklardan üstün tutulmuş ve yeryüzünde onurlu bir yaşam sürmesi için tüm imkânlara sahip kılınmıştır. İnsanın bu hususiyetlerini bozan ya da zarara uğratan her türlü müdahale sadece insan tekine değil bizatihi kâinatın ahengine ve düzenine kastetmiştir. Haliyle mevcudatın ve bir işleyişin meşruiyeti ancak ve ancak insan onurunu ve bütünlüğünü koruyabildiği müddetçe geçerlidir.
İnsan insicamının hem fizyolojik hem psikolojik olarak ablukaya alındığı zor zamanlardan geçiyoruz. Küresel ekonomik belirsizliklerin, bölgesel tektonik kırılmaların, salgın, deprem gibi bir anda bütün gündelik ritimleri bozan afetlerin; bilişim ve teknoloji alanında daha önceden hiç tecrübe edilmemiş hızda yaşanan gelişmelerin, kimlikler ve cinsiyetler üzerinden bireyi, kadını, çocuğu ve aileyi sistematik olarak hedef alan ideolojik ve kültürel taarruzların ortasındayız.
Bütün bu altüst oluşlar insan tekini dünya genelinde yalnız ve savunmasız kılıyor. Tarihin bu büyük dönüşüm ve kriz dönemlerinde tekinsiz kalan insan ve toplumların daha fazla dayanışma ve birbirlerine umut olmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.
Dönüşüm çağının, insan ve toplum üzerinde oluşturduğu zihinsel belirsizliklere ve fiziksel etkilere karşı psikolojik mukavemeti ve akli dirayeti; geleceğe dair endişe ve korkulara karşı gayreti, emniyeti hatırlatacak ve sağlayacak kurumların varlığı giderek daha önemli hale gelmiştir. Hiç kuşkusuz bu kurumların başında gelen en önemli yapılardan biri de STK’lardır. STK’lar gerek misyon gerekse de faaliyet alanları olarak insanı merkeze almak ve tedirgin insanın bütünlüğüne ve varoluşsal tehditlere karşı, faaliyet alanlarını çeşitlendirmek durumundadır.
Bu yıl 18.sini gerçekleştirmeyi amaçladığımız Anadolu Buluşmaları’nda insan ve toplum hayatını küresel ölçekte etkileyen ve etkileyecek olan temel konulardan bir bölümünü konuşmayı hedeflemekteyiz. Bu oturumlardaki temel amacımız STK’ların bu tür süreçlerde nasıl bir yol izlemesi ve neler yapması gerektiğine dair bir yol haritası çıkarmaya çalışmaktır.
ANAKONU BAŞLIKLARI VE AMAÇLANAN HEDEFLER
- Yeni Kimlik ve Cinsiyet Politikaları Karşısında İnsan
Kimlik ve cinsiyet tartışmalarının tarihi bir hayli geriye gitse de günümüzde sürdürülen tartışmalar artık çok daha farklı bağlamlarda ve sistematik bir biçimde yürütülmektedir. Gender (Toplumsal cinsiyet) ve kuir gibi teoriler, insanoğlunun bütün tarihinde, kültür ve inancında kabul görmüş olan temel yaklaşımlara karşı bir söylem geliştirmekte ve küresel boyutta bu yaklaşımların egemenliğine yönelik (entelektüeller, akademisyenler, kanaat önderleri, gazeteciler, sanatçılar gibi grupların rolüyle) rıza üreterek yeni bir insanlık inşası için çalışmaktadır. Bu oturumlarda İnsanı ve aileyi tehdit eden bu yaklaşımların temel argümanları ve yöntemsel yaklaşımları ele alınıp kritik edilmeye çalışılacaktır.
- Katılımcıların toplumsal cinsiyet, kuir teori gibi yeni cinsellik yaklaşımlarına dair derinlemesine bilgi edinmelerini sağlamak.
- Bu yaklaşımların boyutları ve etkilerine dair bir kavrayışın gelişimini sağlamak.
- Bu yaklaşımlara karşı ne tür faaliyetlerin geliştirilmesine dair öneriler oluşturmak.
- Dijitalizm, Yapay Zekâ ve İnsan
Yaşadığımız çağ, dijital teknolojilerin ve yapay zekânın (YZ) hızla geliştiği, bu gelişmelerin insan yaşamının her alanına nüfuz ettiği bir dönemdir. Bu durum, dijitalizmin insan üzerindeki etkilerini, YZ’nin etki boyutlarını ve dijital çağda insan olmanın anlamını derinlemesine sorgulamamızı gerektirir. Bu oturum, katılımcıları teknoloji ve insaniyet arasındaki karmaşık ilişkiyi kritik bir perspektifle değerlendirmeye davet ediyor. Amacımız, dijital çağda insanlık durumunu anlamak, teknolojik gelişmelerin getirdiği etki ve toplumsal sorunlara dikkat çekmek ve bu zorluklara karşı duyarlı ve bilinçli stratejiler geliştirmektir.
- Yapay zekâ teorilerinde insanın nasıl tanımlandığı?
- Robot teknolojilerinin insanı ve insana ilişkin unsurları nasıl etkileyeceği?
- Bilimsel ve teknolojik gelişmeler sonucunda post-insan, insan-sonrası, insan
- 2.0 gibi tanımlamalarla anlatılmaya çalışılan insan anlayışının ne olduğu?
- Bu yeni teknolojik gelişmelerin insanı ve insanlık durumunu nasıl etkileyeceği?
gibi sorulara yanıtlar bulunması amaçlanmıştır.
- Zorluklar Karşısında Dayanıklı İnsan
Afetler, salgınlar, savaşlar ve ekonomik belirsizlikler gibi zorlu dönemler, insanları hem fiziksel hem de duygusal olarak büyük ölçüde etkileyebilmektedir. Bu tür zorluklar karşısında yalnızlaşan ve güçsüzleşen bireyler, toplumun temelini oluşturan insan bütünlüğünün korunması ve güçlendirilmesi için özel bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır. Bu oturumun temel amacı, bireylerin bu tür zorluklar karşısında özellikle zihinsel ve psikolojik olarak nasıl daha dayanıklı hale gelebileceğine dair perspektifler geliştirmektir. Oturumun sonunda, katılımcıların bu konulara dair farkındalıklarının artırılması ve uygulanabilir çözüm önerilerinin ortaya konulması hedeflenmektedir.
- Afetler, salgınlar, savaşlar ve ekonomik krizler gibi olağanüstü durumların insanlar üzerindeki etkilerinin analizi ve mevcut zorlukların boyutunun belirlenmesi.
- Bireylerin ve toplulukların bu tür zorluklar karşısında nasıl daha dayanıklı hale gelebileceğine dair stratejilerin ve yöntemlerin geliştirilmesi.
- Psikolojik, sosyal ve ekonomik destek mekanizmalarının oluşturulması ve güçlendirilmesine yönelik kapasite artırımı için yapılması gerekenler.
- STK’ların Sorumluluk ve İşlevleri
Bu oturumda, önceki oturumlarda yapılan tartışma ve görüşlerin genel bir değerlendirmesi yapılarak bu alanlarda STK’ların faaliyet ve kapasite gelişimine dair öneriler ve uygulama modelleri sunulacaktır.
- Zor süreçlerden geçen insan ve toplumlara karşı STK faaliyet ve yaklaşımları nasıl olmalıdır,
- STK’lar olarak insan onur ve haysiyetinin korunmasına yönelik ne tür politik ve kurumsal çözümler geliştirilmelidir,
- İnsani olanı sürdürülebilir kılmak için hangi tür faaliyetlere ihtiyaç duyulmaktadır,
gibi sorulara yanıtlar bulunması amaçlanmıştır.
Pdf'i Görmek İçin Tıkla!