Anadolu Federasyonu tarafından düzenlenen 3. Teşkilat Şûrası, 13 Kasım Cumartesi günü Ülfet Derneği’nin ev sahipliğinde Adana’da yapıldı.
Şûra’ya Anadolu Federasyonu YK Başkanı Turgay Aldemir başta olmak üzere Genel İdare Kurulu (GİK) üyeleri, merkezi birim başkanları, Anadolu Öğrenci Birliği, Anadolu Kadın ve Aile Derneği (AKADDER), Ortaöğretim ve Öğretmen Birim başkanları ve Türkiye genelinden çok sayıda üye kuruluş temsilcisi katıldı.
Ülfet Derneği Ortaöğretim Komisyonu öğrencisi Muhammed Talha Yüce’nin Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan Şura’da Anadolu Federasyonu (AF) İnsan Kıymetleri ve Teşkilatlanma Birimi Başkanı ve Ülfet Derneği YK Başkanı Gazi Kılıçparlar, misafirlere hitap etti. Sözlerine uzaktan yakından programlarına iştirak ederek katılımcılara teşekkür ederek başlayan Kılıçparlar, “Büyük ve üstün insan kendi kendini bulmaya çalışır. Küçük insanlar ise başkalarını ararlar." (Konfüçyüs) Kendimizi bulmak için burada bir araya gelmiş bulunmaktayız, bulmak aramayı zorunlu kılar, her arayan bulmaz ancak; bulanlar hep arayanlardır, bu bağlamda arayış üzere olan bu güzide topluluk, bugün burada 3. Teşkilat şûramızı gerçekleştirmek üzere buluştu” dedi.
Bir işi gerçekleştirirken 5N 1K yaklaşımı o işin istenilen neticeye kavuşması için önemli bir çerçeve sunar bizlere, amellerimizin kıymeti de niçinimize bağlıdır, bu soruya sağlıklı cevap oluşturamadığımızda yapacağımız işin tamamı flu hale gelir ve ibadete dönüşme şansı yoktur diyen Gazi Kılıçparlar konuşmasında şu hususlara değindi: “Teşkilat Şûramızın üçüncü ifadesi, ilkinde ve ikincisinde ne yaptığımızı ve üzerine ne katmamız gerektiği sorusunu hatırlatıyor bizlere. Türkiye’deki İslami camialar ve bizler dönemsel bir kategorik bakış açısını ortaya koymuştuk ve bu bağlamda üç döneme ayırmıştık. 1980 öncesi uyanış, 1980 ve 2000 yılları arasını bilgiye dayalı iman hareketi, 2000 yılı sonrasını ise değer merkezli kurumsallaşma dönemi olarak adlandırmıştık. Dönemler nihai olmamalı ve güncellenebilir olmalı şeklinde ifademizin bir neticesi olarak yeni dönemimize başlangıç yaptık. Gelinen dönemsel noktaları son nokta olarak görmedik, yenilenmez ise yenileceğiz bunun farkındayız. Bu şûrada bir usul üretmek durumundayız. Üzerinde mutabık kaldığımız kararları ise cehtle hayata geçirmeliyiz. Teşkilat algımız, yapımız ve çalışma esaslarımızın bütünlük arz edebilmesi için bu yaptığımız bu program oldukça mühimdir” dedi.
Gazi Kılıçparlar’ın hitabının ardından kürsüye çıkan Anadolu Federasyonu Genel Sekreteri Abuzer Nas gelerek, Anadolu Federasyonu genel merkez çalışmaları hakkında bilgi verdi. Federasyonun kuruluş sürecinden bugüne yapılan organizasyonel tüm faaliyetlerin icra edilmesinde genel merkez olarak büyük katkılar verdiklerini ifade eden genel sekreter Nas, çalışmalarına durmaksızın devam ettiklerini bildirdi. Teşkilat birim teşekkül ve faaliyetleri, YK ve GİK işleyişleri, organizasyonel yapılanma yönetmeliği, yetim derneği çalışmaları, AF manifesto çalışması, Ankara Temsilciliği oluşumu, teşkilat çalışma kılavuzu, üye dernek ziyaretleri, tematik müzakere başlıkları ve çalışma kapasite artırımı gibi başlıklara değinen Nas, şûranın hayırlı hizmetlere vesile olmasını temenni ederek konuşmasını tamamladı.
Yaptığımızı yazalım yazdığımızı da yapalım…
“Derdimizi konuşmak, istikametimizi birlikte çizmek ve müzakereler yapmak üzere bir araya geldiğimiz programımızın ülkemiz, İslam dünyası ve insanlık adına hayırlara vesile olmasını diliyorum” diyerek konuşmasına başlayan Anadolu Federasyonu YK Başkanı Turgay Aldemir, geçmiş dönem içinde yeni dönem hazırlıklarına ilişkin yaptıkları birçok çalıştaydan derlenen raporlar hakkında haziruna bilgi vererek, yeni dönemde yetkinliğini artırmış özgün çalışmaların daha görünür olacağının bilgisini verdi. Aldemir, konuşmasında şu cümlelere yer verdi: “yakın zamanda sanayileşme ile beraber muazzam bir dezavantajlı toplum oluştu. Tarihte böylesi daralma zamanlarında Rabbimiz peygamberler gönderdi. peygamberlerin gelmediği zaman dilimlerinde ise toplumun ıslahı ve dönüşümü erdem ve insan merkezli çalışan topluluklar üzerinden bu misyon yerine getirildi. Yaptığımızı yazalım yazdığımızı da yapalım. Bu prensip bizleri başarıya daha da yakınlaştıracaktır. Farklı renklerle çalışmayı önemsiyoruz, niyetimiz bal yapmaktır, vızıltı çıkararak ortalığı gürültüye boğmak bizim tarzımız olamaz. Teferruata boğulanlar gelecekte özne olma haklarını kaybederler. Arızi şeylere takılmadan faziletle insanlığa değer katacak işler yapmak bizim vazifemizdir. Güven ve umut veren iyiliklerin peşinde olmaya devam edeceğiz. Kriz dönemlerinin sonrasına kimler hazırlık yaparsa onların sözleri bir dünya görüşüne dönüşür. Bu topluluk kriz dönemi sonrasına en hazırlıklı topluluklardan biridir. Yeni dönemimizde doğru bir duruşu sergileyebilmemiz istişareli hareket etmemiz ve insanlığa dair söylemlerimizin gücüne güç katmaktan geçer. Düşüncelerimizin bir dünya görüşüne dönüşmesi oldukça önem arz etmektedir. Bir usul ve disipline dönüşmeyen hiçbir fikir dünya görüşü olamaz. Sorunlarımıza dair önerilerimizin olması gerekir. Bu günün sorunlarına tarihi birikimlerimize yaslanarak temel prensiplerimizi muhafaza ederek çözümler üretmeliyiz.”
Her birimiz hepimiz için çalışacağız!
Yeni dönem çalışma sistemlerinde lokal atölyelere de yer vereceklerini ifade eden Aldemir, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: “Farklılıkları himaye edemezsek bu teşkilatı besleyemeyiz. Her farklı rengi teşkilatlarımıza ve topluma kazandırmalıyız. Sivil toplumun en temel niteliği diğerini dâhil ederek yol almaktır. Kurumsallaşacağız diye lider eksenli yapılara dönüşmemeliyiz. Bir teşkilatta işler istişareyle yürütülüyorsa, o teşkilat o beldenin umudu haline gelir. Her birimiz hepimiz için çalışacağız; hiçbirimiz için değil. Aklın yenilenmesi ve ahlakın olgunlaşması teşkilatımızın alamet-i farikası olmalıdır. Fikir ve düşünce adamları teşkilatlarımızda yer bulabilmelidir” dedi.