Anadolu Federasyonu Genişletilmiş Genel İdari Kurulu Toplantısı 11.03.2023 tarihinde Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde Ufuk-Deri'n ev sahipliğinde Anadolu Federasyonu Reyhanlı Afet Koordinasyon Merkezinde gerçekleştirildi.
Toplantıya Anadolu Federasyonu Yüksek Kurulu Başkanımız Turgay Aldemir Genel idare kurulu üyeleri ile üye derneklerinin başkanları katıldı. Toplantı Anadolu Federasyonu Yüksek Kurulu Başkanımız Turgay Aldemir’in açılış konuşmasıyla başladı. Aldemir konuşmasında:
“Ülke olarak asrın felaketini yaşadık. Nice insanımızı kaybettik. Rabbim mekanlarını cennet eylesin bizlere onların yarım kalan çalışmalarını, projelerini ve hayallerini gerçekleştirmeyi kolaylaştırsın. Buradaki her bir arkadaşımız, sahanın içinde olan arkadaşlarımızdan, hakikaten yüzyılın felaketi ama şu gün burada toplandığımız gibi ilk andan itibaren her birimiz bulunduğumuz yerde sağına soluna bakmadan çare ve umut olmak için çaba sarf ettik. Hamdolsun bugün de yüz akıyla buradayız. Yaklaşık 34 gün oldu, canlı bir süreç, her an ihtiyaçlar ve süreç değişiyor, dönüşüyor ama bir taraftan da deprem bölgesindeki bu yaraları sararken rutin çalışmalarımızı da yürütmek durumundayız. Ülkemize, coğrafyamıza ve insanlığa dair sorumluluklarımız var, iddialarımız, hayallerimiz var. Yürüttüğümüz projeler var, bunların birini diğerine tercih etmeden her biri kendi içerisinde önemli. Bunun için sahadaki çalışmalardan dolayı ilk andan itibaren bu kriz karşısında paniklemeden çalışmalarımızı devam ettirdik, sürdürdük. Bugün de burada bu yapılanları ve yapılması gerekenleri müzakere edeceğiz.
Deprem her bölgede her ilde her ilçede ayrı bir yıkıma ayrı bir hikâyeye dönüştü. Bazı yerler seri bir şekilde toparlanıyor Kahraman Maraş gibi, Gaziantep bölgesi gibi, bazı yerler kendi içerisinde sorunlar yaşıyor, Malatya ve Adıyaman gibi bir anlamda oralar şehir insanı tarafından yer yer yaşayacak ortam kalmadığı için yer yerde belirsizlikten dolayı terk edilmiş. Bu şehirleri toparlayıp yeniden buralarda umudu aşılamak gerekiyor, diğer taraftan Hatay bölgesindeki yıkım neredeyse diğer bölgelerin tamamı kadar. Burada depremin ilk haftasıydı Kocaeli belediye başkanıyla bir araya geldiğimizde dediği şuydu; Kocaeli 99 depreminin birkaç katı yıkım sadece Hatay da var, hakikaten de saha öyle, diğer bölgelerin aşağı yukarı tamamında şehirlerin taşınacağı yerler belirlendi, bir kısmında temeller atıldı, kalıcı konutlar, yaşam alanları çarşılarda ilgili çalışmalar yapılmaya başlandı. Ancak Hatayla ilgili hala belirsizlik çözülebilmiş değil, yeterince alan oluşmadı, bunun için de bugün yarın şekillenecek. Burada yaşanılan acı çok büyük, tarih boyunca biz hep büyük acıların, büyük umutları, büyük sıçramaları, büyük umutları da getirdiğine tanık olduk. Geleceğe dair hedefiniz, amacınız, planınız, programınız ve iddianız varsa; acı, en büyük motivasyon ve öğretmendir; ama geleceğe dair umudunuz, heyecanınız, çalışmanız, fikriniz yoksa acı sizi umutsuzluğa düşürür, melankoliye düşürür, adeta toplantı mekanınız, çalışma alanlarınız, vakıflarınız, şehirlerimiz birer ağlama duvarına dönüşür. Birer Kerbela’ya dönüşür. Biz şehirlerimizi ve mekanlarımızı, ortamlarımızı ağlama duvarına dönüştürmeyeceğiz, buraları insanların altında umutla, hayalle, güvenle toplanacağı yeni gölgelikler kılacağız. Uygarlığın yeni şehirlerini, yeni sosyoloji ile ele alacağız. Bizim Anadolu federasyonu olarak biliyorsunuz üçlü bir mottomuz vardı, şehirli, münevver insan hayali kurmuştuk, bunun için çalışıyorduk, buna uygun fikirleri hedefliyorduk. İnsan, fikir ve buna uygun da eserler düşlüyorduk. Bunun bu kadar hızlı olacağını hakikaten hiçbirimiz düşünmemiştik, bir anda fikrin insana insanın şehre dönüştüğü bir kavşağı bir güzergahı yeni bir habitatı yaşıyoruz. Aslında bu, insanı ortaya çıkarırsa ki bunun için çalışıyoruz, bunu konuştuğumuz bu fikirlerle yetkinleştirdiğiniz zaman işte yeni eserler yeni şehirler kurma olanağını da kazanmış oluyoruz. Sahada çok fazla umut verici hikâye var, hamdolsun ilk andan itibaren gerek Anadolu'nun her köşesinden her köyünden her kasabasından her evinden insanlar bir şeylerini paylaştı, geldiler buralarda dünyanın neredeyse her tarafından Güney Afrika'dan Kanada'ya Amerika'dan Sudan'a Somali'ye Filistin'den işte Körfez ülkelerine, Suudi Arabistan'dan Rusya'ya İsrail'den dünyanın öbür ucuna herkes gelip buradaki insanların bu acısına ortak olmaya çalıştı. Büyük bir kısmı bizim uzun yıllardır karşılıksız iyiliğimizin aslında tekrar bir dönüşüdür ve şunu çok kişiden duyduk bir daha bu toprakların insanlarına yardım etme fırsatı bizim elimize geçmeyebilir, onun için burada olmalıyız. Bu insanlar ve yardımları, inanılmaz mektuplar, notlar ve birçok hikayelerle geliyor, kime bir çağrı yapıldıysa onu karşılıyor. Buralara gelen her kişi yenilenerek dönüyor. Süreç hızlı akıyor birinci ve ikinci aşamaları geride bıraktık. Üçüncü aşamaya geldik, artık buralara dair çalışmalar yapmamız lazım, bir yardım kuruluşuna dönüşmeden ama yardımdan da kopmadan; çünkü sürekli yardıma ihtiyaç var ama yardım birinci ve ikinci aşamayı oluşturuyor. Sonra bu şehirlerin sosyolojisi, bu şehirlerin imarı, eğitimi, mesleki eğitim, buralardaki insan ilişkileri, çevre, tarih işte ortam insan doğa diğer varlıklarla ilişkiler ve bu kent sosyolojisini çalışmak gerekiyor. Bu çalışmalarla biz kentli, şehirli bir sivil toplum örgütü olmayı, şehirdeki yaşadığımız habitata ki farklı fikir ve düşüncelerle bağ kurarak kendimiz kalarak birbirimizin iyilikleri ile birbirimizi tamamlayarak yeni bir sürece evrilmiş oluyoruz. Türkiye'de bir sürü tartışmayı bu depremden önce bir arada yaşıyorduk ama bunların hepsi geride kaldı, tüm kavgalar inanın geride kaldı, normalde hiçbir araya gelemeyeceğimiz çok insanla bir araya geldik, dünyadan ve Türkiye'deki farklı yaklaşımlardan insanlarla iş birlikleri kurduk. Bu fay çatlağından fay hattından inanılmaz bir ruh çıktı, bu ruh kendini yenileyerek kendine layık olan, kendini yenileyen bu sosyolojiye adeta bağrını açan bedenlerde, teşkilatlarda yaşamaya devam edecek. Geride kalanları da terk edecek, onları bir anı olarak geride bırakacak, bu süreç yenilenerek devam ediyor. Bu durum siyaseti de etkileyecek, bürokrasiyi de etkiliyor, ortaya çıkan bu halk hareketini, dayanışmasını birçok işte görüyorsunuz, kim bu dayanışma için tereddüt ederse geride kalır, tereddüt eden STK’lar enkazda kalır, dini figürler, siyasetçiler, bürokratlar enkazda kalır. Derem durumu, bu milletin içinden yeni duruma öncülük edecek, şartları ve millet ruhunu geliştirecek aktörler çıkardı, çıkarmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Akabinde Anadolu Federasyonu üye dernekleri illerde yaptıkları faaliyetleri ve yardım organizasyonları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Genel İdare kurulu üyelerinin birim bazlı çalışmalar hakkındaki sunumlarıyla birlikte toplantı sona erdi. Toplantıda depremzedelere yönelik gerçekleştirilebilecek projeler değerlendirildi ve dokuz projenin uygulamaya geçmesine karar verildi.
Sıcak Yemek Projesi
Kahvaltı Dağıtım Projesi
İç Çamaşırı ve Termal İçlik Projesi
Oyuncak ve Kitabını Benimle Paylaşır Mısın? Projesi
Temiz Su Sağlıklı Hayat
Gıda Kolisi
İftar Yemeği
Sahur Yemeği
Psikososyal Uyum Projesi
Toplantıya Anadolu Federasyonu Yüksek Kurulu Başkanımız Turgay Aldemir Genel idare kurulu üyeleri ile üye derneklerinin başkanları katıldı. Toplantı Anadolu Federasyonu Yüksek Kurulu Başkanımız Turgay Aldemir’in açılış konuşmasıyla başladı. Aldemir konuşmasında:
“Ülke olarak asrın felaketini yaşadık. Nice insanımızı kaybettik. Rabbim mekanlarını cennet eylesin bizlere onların yarım kalan çalışmalarını, projelerini ve hayallerini gerçekleştirmeyi kolaylaştırsın. Buradaki her bir arkadaşımız, sahanın içinde olan arkadaşlarımızdan, hakikaten yüzyılın felaketi ama şu gün burada toplandığımız gibi ilk andan itibaren her birimiz bulunduğumuz yerde sağına soluna bakmadan çare ve umut olmak için çaba sarf ettik. Hamdolsun bugün de yüz akıyla buradayız. Yaklaşık 34 gün oldu, canlı bir süreç, her an ihtiyaçlar ve süreç değişiyor, dönüşüyor ama bir taraftan da deprem bölgesindeki bu yaraları sararken rutin çalışmalarımızı da yürütmek durumundayız. Ülkemize, coğrafyamıza ve insanlığa dair sorumluluklarımız var, iddialarımız, hayallerimiz var. Yürüttüğümüz projeler var, bunların birini diğerine tercih etmeden her biri kendi içerisinde önemli. Bunun için sahadaki çalışmalardan dolayı ilk andan itibaren bu kriz karşısında paniklemeden çalışmalarımızı devam ettirdik, sürdürdük. Bugün de burada bu yapılanları ve yapılması gerekenleri müzakere edeceğiz.
Deprem her bölgede her ilde her ilçede ayrı bir yıkıma ayrı bir hikâyeye dönüştü. Bazı yerler seri bir şekilde toparlanıyor Kahraman Maraş gibi, Gaziantep bölgesi gibi, bazı yerler kendi içerisinde sorunlar yaşıyor, Malatya ve Adıyaman gibi bir anlamda oralar şehir insanı tarafından yer yer yaşayacak ortam kalmadığı için yer yerde belirsizlikten dolayı terk edilmiş. Bu şehirleri toparlayıp yeniden buralarda umudu aşılamak gerekiyor, diğer taraftan Hatay bölgesindeki yıkım neredeyse diğer bölgelerin tamamı kadar. Burada depremin ilk haftasıydı Kocaeli belediye başkanıyla bir araya geldiğimizde dediği şuydu; Kocaeli 99 depreminin birkaç katı yıkım sadece Hatay da var, hakikaten de saha öyle, diğer bölgelerin aşağı yukarı tamamında şehirlerin taşınacağı yerler belirlendi, bir kısmında temeller atıldı, kalıcı konutlar, yaşam alanları çarşılarda ilgili çalışmalar yapılmaya başlandı. Ancak Hatayla ilgili hala belirsizlik çözülebilmiş değil, yeterince alan oluşmadı, bunun için de bugün yarın şekillenecek. Burada yaşanılan acı çok büyük, tarih boyunca biz hep büyük acıların, büyük umutları, büyük sıçramaları, büyük umutları da getirdiğine tanık olduk. Geleceğe dair hedefiniz, amacınız, planınız, programınız ve iddianız varsa; acı, en büyük motivasyon ve öğretmendir; ama geleceğe dair umudunuz, heyecanınız, çalışmanız, fikriniz yoksa acı sizi umutsuzluğa düşürür, melankoliye düşürür, adeta toplantı mekanınız, çalışma alanlarınız, vakıflarınız, şehirlerimiz birer ağlama duvarına dönüşür. Birer Kerbela’ya dönüşür. Biz şehirlerimizi ve mekanlarımızı, ortamlarımızı ağlama duvarına dönüştürmeyeceğiz, buraları insanların altında umutla, hayalle, güvenle toplanacağı yeni gölgelikler kılacağız. Uygarlığın yeni şehirlerini, yeni sosyoloji ile ele alacağız. Bizim Anadolu federasyonu olarak biliyorsunuz üçlü bir mottomuz vardı, şehirli, münevver insan hayali kurmuştuk, bunun için çalışıyorduk, buna uygun fikirleri hedefliyorduk. İnsan, fikir ve buna uygun da eserler düşlüyorduk. Bunun bu kadar hızlı olacağını hakikaten hiçbirimiz düşünmemiştik, bir anda fikrin insana insanın şehre dönüştüğü bir kavşağı bir güzergahı yeni bir habitatı yaşıyoruz. Aslında bu, insanı ortaya çıkarırsa ki bunun için çalışıyoruz, bunu konuştuğumuz bu fikirlerle yetkinleştirdiğiniz zaman işte yeni eserler yeni şehirler kurma olanağını da kazanmış oluyoruz. Sahada çok fazla umut verici hikâye var, hamdolsun ilk andan itibaren gerek Anadolu'nun her köşesinden her köyünden her kasabasından her evinden insanlar bir şeylerini paylaştı, geldiler buralarda dünyanın neredeyse her tarafından Güney Afrika'dan Kanada'ya Amerika'dan Sudan'a Somali'ye Filistin'den işte Körfez ülkelerine, Suudi Arabistan'dan Rusya'ya İsrail'den dünyanın öbür ucuna herkes gelip buradaki insanların bu acısına ortak olmaya çalıştı. Büyük bir kısmı bizim uzun yıllardır karşılıksız iyiliğimizin aslında tekrar bir dönüşüdür ve şunu çok kişiden duyduk bir daha bu toprakların insanlarına yardım etme fırsatı bizim elimize geçmeyebilir, onun için burada olmalıyız. Bu insanlar ve yardımları, inanılmaz mektuplar, notlar ve birçok hikayelerle geliyor, kime bir çağrı yapıldıysa onu karşılıyor. Buralara gelen her kişi yenilenerek dönüyor. Süreç hızlı akıyor birinci ve ikinci aşamaları geride bıraktık. Üçüncü aşamaya geldik, artık buralara dair çalışmalar yapmamız lazım, bir yardım kuruluşuna dönüşmeden ama yardımdan da kopmadan; çünkü sürekli yardıma ihtiyaç var ama yardım birinci ve ikinci aşamayı oluşturuyor. Sonra bu şehirlerin sosyolojisi, bu şehirlerin imarı, eğitimi, mesleki eğitim, buralardaki insan ilişkileri, çevre, tarih işte ortam insan doğa diğer varlıklarla ilişkiler ve bu kent sosyolojisini çalışmak gerekiyor. Bu çalışmalarla biz kentli, şehirli bir sivil toplum örgütü olmayı, şehirdeki yaşadığımız habitata ki farklı fikir ve düşüncelerle bağ kurarak kendimiz kalarak birbirimizin iyilikleri ile birbirimizi tamamlayarak yeni bir sürece evrilmiş oluyoruz. Türkiye'de bir sürü tartışmayı bu depremden önce bir arada yaşıyorduk ama bunların hepsi geride kaldı, tüm kavgalar inanın geride kaldı, normalde hiçbir araya gelemeyeceğimiz çok insanla bir araya geldik, dünyadan ve Türkiye'deki farklı yaklaşımlardan insanlarla iş birlikleri kurduk. Bu fay çatlağından fay hattından inanılmaz bir ruh çıktı, bu ruh kendini yenileyerek kendine layık olan, kendini yenileyen bu sosyolojiye adeta bağrını açan bedenlerde, teşkilatlarda yaşamaya devam edecek. Geride kalanları da terk edecek, onları bir anı olarak geride bırakacak, bu süreç yenilenerek devam ediyor. Bu durum siyaseti de etkileyecek, bürokrasiyi de etkiliyor, ortaya çıkan bu halk hareketini, dayanışmasını birçok işte görüyorsunuz, kim bu dayanışma için tereddüt ederse geride kalır, tereddüt eden STK’lar enkazda kalır, dini figürler, siyasetçiler, bürokratlar enkazda kalır. Derem durumu, bu milletin içinden yeni duruma öncülük edecek, şartları ve millet ruhunu geliştirecek aktörler çıkardı, çıkarmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Akabinde Anadolu Federasyonu üye dernekleri illerde yaptıkları faaliyetleri ve yardım organizasyonları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Genel İdare kurulu üyelerinin birim bazlı çalışmalar hakkındaki sunumlarıyla birlikte toplantı sona erdi. Toplantıda depremzedelere yönelik gerçekleştirilebilecek projeler değerlendirildi ve dokuz projenin uygulamaya geçmesine karar verildi.
Sıcak Yemek Projesi
Kahvaltı Dağıtım Projesi
İç Çamaşırı ve Termal İçlik Projesi
Oyuncak ve Kitabını Benimle Paylaşır Mısın? Projesi
Temiz Su Sağlıklı Hayat
Gıda Kolisi
İftar Yemeği
Sahur Yemeği
Psikososyal Uyum Projesi
