Arabic English Turkish

Anadolu Federasyonu Birim Temsilcileri Rıdvan Hoca Vakfında İftar Programında Buluştu

Anadolu Federasyonu Birim Temsilcileri Rıdvan Hoca Vakfında İftar Programında Buluştu

Kahramanmaraş Rıdvan Hoca Vakfı İftardan-Sahura Genişletilmiş Yönetim Kurulu Toplantısı, Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu ve Rıdvan Hoca Vakfı üyelerinin katılımı ile Rıdvan Hoca Vakfında yapıldı. Programda deprem bölgeleri ile ilgili yapılan Afet Koordinasyon çalışmaları hakkında bilgiler verilerek değerlendirmeler yapıldı.

 Programda konuşan Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir, “Değerli arkadaşlar Allah’ın selamı ve bereketi hepinizin üzerine olsun. Rabbim tuttuğunuz oruçları kabul etsin. Hayırlısı ile bizi Kadir gecesine ve Bayrama ulaştırsın. Öncelikle Maraş ili, acının ve dramın kesiştiği yer küreyi sarstığı bir yerin merkezi oldu. Bunu hepimiz iliklerimize kadar hissettik. Bir çoğumuzun, yol arkadaşları, tanıdıkları, yakınları enkaz kaldı. Rabbim mekanlarını cennet eylesin, bizleri cennetinde onlara komşu eylesin. Tabi böyle büyük bir acıdan çıkmak kolay değil, insan şu soruyu sorma ihtiyacı hissediyor “Gidenler mi kurtuldu kalan bizler mi ? Geride kalmak çok zor, kolay değil çünkü geride kalan bizler, gidenlerin bize bıraktığı emanetleri, ihya etmemiz, sorumluluklarını yerine getirmemiz lazım, onların yarım kalan hayallerini, umutlarını yaşatmamız gerekir. Bizler bu acılardan ders çıkartıp, bu şehirleri insanca yaşayacağımız daha sağlıklı bir hale getirmemiz lazım. Bizlerde bundan sonraki ömrümüzü bir kenara çekilip her gün acımızı içimize akıtarak geçiremeyiz. Bizler gidenlere, kalanlara ve geleceğe karşı sorumlulukları olan insanlarız. Bugün burada bir araya geldiğimiz bu kurumun  ismi de bize bunu anlatıyor. Rıdvan Hoca, hiç arkasına bakmadan hayatını ortaya koyarak bu şehri, o günün şartlarındaki işgale karşı insanlığı harekete geçiren bir zatın ismidir. Bizim Gaziantep’te Bülbülzade de böyle kurulmuştur. Allah için ortaya konulan hiçbir şey kaybolmuyor. Sivil Toplum kuruluşları toplumda derdi ve topluma karşı sorumluluğu olduğunu hissedenlerin olduğu yerdir Depremden önce varlıkları tartışıldı “Gerek var mıydı cemiyetlere, cemaatlere, toplum örgütlerine “diye ama bu deprem, bu büyük yüz yılın felaketi gösterdi ki hakikaten iyi ki varlarmış. Birçok insana umut götürdük, onların dönütlerini ileriki yıllarda çok daha iyi göreceğiz. Yardım etmeye gelip döndünde hayata bakışı değişen çok insana şahit oldum. “Ben meğer kendime yardım etmişim” diyen insanlara tanık oldum. Gençlerin bu süreçte önemli rolleri oldu. Gençlerimizin yaşları küçük ama dertleri büyük. Bizler her baktığımızda gençler buradaydı ve sahadaydı. Şununla da karşılaştık sahada birçok arkadaşımız, meğer yaptığımız o ders halkaları, toplantılar, istişareler, vakıftaki çalışmalara, bizi büyük bir krize hazırlıyormuş. Paniklemeden, mahallede ise mahallesini, köyde ise köyünü topalarmış, herkes bir diğerine tutunarak, sahip çıkarak hareket etmiş. İnsanın, insan ile yaşadığını gördük ve burada hayatı paylaştığımız, bu derde ortak olmuş arkadaşlıkların ne kadar kıymetli olduğunu gördük. Dünyanın ve Ülkenin her yerinden Maraş’a insanlar geldi. Ne kadar insan biriktirmişiz, birçok ülkeye gitmişiz, onların tekrar tekrar gelişine şahit olduk. Hiçbir şeyini veremeyen oturduğu halısını vermiş herkes bireysel ve toplumsal olarak elinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştı.

 Aldemir konuşmasına şu sözlerle devam etti “Depremde kayıtlı olan bine aşkın kuruluş vardı bir o kadar da kayıtsızı vardı, tabi Türkiye’de bu kadar Sivil Toplum Örgütü yok, 114 bin tane ama hareket etmeyenlerde çoktu. Kriz masasındaki bilgiye göre Ramazan’dan önce bu sahada çalışan sivil toplum örgütleri 313’e düşmüş. Bu durumda bayram sonrada 100’lerin altına düşecek, ondan sonra yenileri gelecek bu yaptıklarımızın tam tersi bir sürece, buraları belki sürüklemeye çalışacaklar. Halepli bir anne bize feryat etmişti, “kocamı ve bir oğlumu şehit verdim, 2 oğlum var bunlara sahip çıkın! Kocamı şehit edenler gibi olmasın!” Biz bu sahipsizliği Güneydoğuda yaşadık birçok köyü yıktılar harap ettiler. Kurtuluş savaşında gördük, Maraş’ta yaşadık, Gaziantep’te yaşadık, bunların tekrar yaşanmaması için öğretmenin, esnafın, mühendisin iş birliği yaparak bu insanlara sahip çıkması gerekiyor. İki ayda yapılacakları hiç kimseden hizmet beklemeden yaptık ama asıl iş bundan sonra başlıyor. Bundan sonra eğitim, kültür ve kalkınma var, bundan sonra buraları inancımıza göre, kültürümüze göre burada ki toplumsal kodlarımıza göre yeniden inşa etmeliyiz.

“SİVİL TOPLUM KISIK SESLERİ TOPARLAYIP GÜÇLÜ BİR SESE DÖNÜŞTÜRME YERİDİR”.

Bundan dolayı değerli arkadaşlar, hakikaten bu büyük felaket kolay kolay atlatılacak görünmüyor. Devlet bu binaları yapacak, bunu yapacak bir devlete sahibiz, ama bazen bazı sebepler işleri aksatabiliyor, onları da biz düzelteceğiz, onun için sivil toplum güçlü devlet yapısı ile büyük şirketlerin arasında sıkışan halkın, insanların sesidir. Bu manada bizim ciddi bir şekilde okumamız gerekir. Tabi Sivil toplum örgütlerinin kendini güncellemesi de lazım, ihmal ettiğimiz çok insan var. Coğrafya kader deyip bırakamayız, yaşama tarzı tercihtir, nasıl yaşayacağını sen tercih edersin.

Sivil toplum örgütlerini yani bizlerin, arama kurtarması olmalı; Yangından anlayan, selden anlayan dayanıklı insanlara ihtiyaç var. Çünkü bu coğrafya; Sellerin, yangınların, depremlerin olduğu bir yer. Yapmamız gereken dayanıklı binalar yapmak, dayanıklı toplum inşa etmek. Ama asıl olan dayanıklı, dirençli, fay hatlarını bilen insanlar yetiştirmek. Sessizce oturmayacağız, sessizce oturan adamdan Sivil Toplumcu olmaz. Sivil Toplum kısık sesleri toparlayıp güçlü bir sese dönüştürme yeridir.

Değerli arkadaşlar bu yıkım gerçekten çok ağır bir yıkım, biziler kendimize çeki düzen verelim. Ramazan sadece yardım dağıtma ayı oruç tutma ayı değildir, muhasebe yapma ayıdır ne yaptık ve ne yapacağız? Aile olarak, birim olarak yapacağız, vakfın kendisi total olarak yapacak. Bu çalışmalarımızı sağcısını solcusunu, mezhebini, zengini, fakiri gözeterek bunları toplayan bir sivil akla ihtiyaç var. Bunları konuşmak için bugün buradayız. Ev sahibine ve burada bulunan ve bulunamayan herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

AKADDER Yönetim Kurulu Başkanı Rabia Aldemir, “Gerekli işi gerekli zamanda gereken yerde yapmak salih amel olarak da tarif edilebilir. Depremin ilk günleri su ve ekmek acil ihtiyaçken üçüncü gün bu malzemelerin çöpteydi. Isıtıcı, battaniye, mont, yemek ilk ay acil ihtiyaçtı ama sonradan öyle değildi. Biz de şimdi neyi yapmak lazım, anın vacibi olan ne, neye geç kalıyoruz onu bulmalıyız, ona odaklanmalıyız."

Ali Simsar, “Zor bir süreçten geçtik ve geçiyoruz, bu süreçte ne kadar çok insana yetişirsek o insanlar zor zamanda bize sahip çıkıyor. Ülkenin her tarafından insanlar emek sarf ettiler, yardım ettiler. Bizler Yetim Komisyonu olarak bundan sonra ki süreçte yetimler ile alakalı daha sıkı çalışmalarımız olacak sizlerin buraya gelmesi bizleri mutlu ediyor, yalnız olmadığımız hissettik. Ben bu süreçte emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.”

Ferhat Kaya, “Ağır bir imtihandan geçtik, sivil toplum olarak iyi çalışmalar yaptığımızı düşünüyorum. Çok kısa sürede reaksiyon gösterdik, organize olmaya gayret ettik, kendi imkanlarımız dahilinde kriz masası oluşturduk. Elimizden gelen çabayı göstermeye çalıştık, sahada olmak bizlere iyi geldi. Çalışmalar yaptık yapıyoruz, gençlere bu anlamda çok teşekkür ediyorum. İnşallah olmamız gereken yerlerde çalışmalarımızı devam ettireceğiz.”

Sibel Karakaş, “Bu süreçte kimimiz malımızla, canımızla, çocuklarımızla imtihan olduk, zor bir süreçten geçtik. Bizler öğretmen komisyonu olarak faaliyet gösteriyoruz ve bu asrın ahlak yozlaşmasını, bu asırda milat olup yeni bir asır ile başlayacağız.  Yaşadığımız bu felakette bizi ayakta tutan çalışmalarımız ve konuştuklarımızdı. Başka insanlara faydalı olabilmek için Rabbim bizlere güç kuvvet versin.”

Muhammed Sevmez, “Bu depremde bizlerin her alanda binaları çökmedi ahlakımız çöktü. Ümit ediyorum ki bu enkazı kaldırırken ahlakımızı da kaldıracağız. Bizler Esnaf Komisyonu olarak 30 adet konteyner yerleştirdik. Depremin ilk gününden itibaren çalışıyoruz.”

Aziz Taşçı, “Anadolu Federasyonu ve üye kuruluşları bu süreçte bu doğal reflekslerini en güzel şekilde ortaya koydu. Biz yaptığımız her çalışmada sorumluklarımızın fazlasını yaptık. Bu süreçte en açık anlamda kendini ispat eden sivil toplum kuruluşları bu depremle tekrardan ortaya çıktı. Bizleri uzun bir süreç bekliyor ivedilikle çalışacağız. Bizler teşkilat halkamızı genişletip farklı kurumlarla çalışmamız gerek.”

Program, soru cevap bölümlerinin ardından sona erdi.

Yeni Haberler

Image
Arabic English Turkish