Daryush Shayegan’ın Yaralı Bilinç Kitabı Tahlil Edildi.
Genel Merkezimizde düzenli aralıklarla yapılan kitap tahlillerinde bu hafta, Daryush Shayegan’ın Yaralı Bilinç: Geleneksel Toplumlarda Kültürel Şizofreni kitabı İstanbul Kitap Kahve’de 13 Nisan 2022 tarihinde tahlil edildi. Shayegan Tahran Üniversitesi’nde karşılaştırmalı felsefe ve Hint araştırmaları alanında profesör olarak çalışmış, İran Medeniyet Araştırmalarının başkanlığını yapmıştır.
Yazar kitabında 5 ana başlık üzerinde dururken modernite olgusuyla karşılaşan Doğulu toplumlarının yaşadığı kültürel şizofreni durumundan bahseder ve bunun nedenlerini tartışır. Shayegan’ın tanımıyla kültürel şizofreni; Batı’nın modernite kavramı ile birlikte kültürel anlamda etkilemeye başladığı Doğu toplumlarının zihninde yarattığı hayranlık ve düşmanlık gibi iki zıt duygu ve bunun neden olduğu çelişkili, sakat bir bilinç ve bakış açısına sahip olma durumudur.
“Batı önce kendisinden daha müreffeh ve ileri olan Doğu’nun edebiyat ve bilim dünyasına ilgi duymuş, Doğu’nun bu alanlarda ürettiği klasik metinleri tercüme edebilmek ve anlamak için Farsça, Arapça ve Türkçeden müteşekkil üç asli dili öğrenme çabasına girmiştir. Doğu’nun klasik ilmî metinlerini okuyup anlama ve yorumlayabilme yani hermenötik becerisi, Batı dünyasına Doğu’nun kültürel kodlarını çözme imkânı sağlamıştır.” diyerek batının kat etmiş olduğu fikri gelişmeyi açıklamıştır.
Shayegan’ın tanımıyla modernite dünya üzerinde sirayet ettiği her bölgenin yerel ve geleneksel unsurlarına baskın gelen, hayatı yorumlama ve zihin algılarımızı değiştiren bir vasfa sahiptir. Doğu toplumlarının kültürel yapısının en temel unsurlardan biri olan İslam dini dahi modernitenin bu dönüştürücü etkisinden kurtulamaz. Batı’ya karşı içine kapanan ve İslam’ı esas alan bir öze dönüş fikri Shayegan’a göre İran toplumu da dâhil Doğulu toplumlarının birçoğunu köktenci siyasal İslam hareketini benimsenmeye itmiştir.
Shayegan kitabının son bölümünü İran entelektüellerine yönelttiği eleştirilere ayırmıştır. Yazarın ifadelerinden anlaşıldığı üzere İran entelijansiyası içerisinde Batı’nın felsefî ve bilimsel ilerleyişinin temel nedenlerini özümseyebilen az bir kesim bulunmaktadır. İran’da çoğu entelektüel, halk kültürüyle yetişmiş, kendi yaşadığı toplumun dışına çıkamamış ve siyasal İslam’dan etkilenmiştir. Yabancı dil bilgisi zayıf olduğu için Batı medeniyetinin kaynaklarına birinci elden ulaşamamakta ve onlara tam vakıf olamamaktadır. Bir kenara çekilerek olaylara dışarıdan bakabilme yetisini kazanması gereken İran entelektüeli, aşırı politize olmuş biçimde herhangi bir muhalif siyasî oluşuma mensup olmanın verdiği güven ve konforu hissetmek istemiştir.
Kitap tahlili soru cevap eşliğinde sona erdi.