İslam Medeniyetinde Anayasal Kriz kitabı tahlil edildi.
“İslam Medeniyetinde Anayasal Kriz” adlı kitabın kritiğini yapıldı.
Anadolu Federasyonu İnsan Kıymetleri ve Teşkilatlanma Birimi tarafından üye kuruluş dernek başkanlarına yönelik düzenlenen ve Moritanyalı mütefekkir Muhammed Muhtar Şankıtî’nin kaleme aldığı “İslam Medeniyetinde Anayasal Kriz” adlı eserin kritiğinin yapıldığı kitap tahlil programı, 1 Nisan Cuma günü çevrimiçi ortamda gerçekleşti.
Anadolu Federasyonu Teşkilatlanma ve İnsan Kıymetleri Birimi Başkanı Gazi Kılıçparlar’ın yanı sıra Türkiye genelindeki federasyon üye kuruluş başkanlarının katılımıyla yapılan program, üç farklı sunumcunun kitabın ilk bölümünü ayrı ayrı değerlendirmeye almasıyla gerçekleşti. Anadolu Platformu Derneği YK Başkanı Mehmet Alpcan’ın kitabın “Giriş”, Kayseri İlim Hikmet Derneği YK Başkanı Fatih Kaya’nın “Siyasi Yapı Değerleri” ve Gaziantep Bülbülzade Derneği YK üyesi Hıdır Akaslan’ın da “Siyasi İcra Değerleri” kısımlarını içeren yorumlarını sırasıyla katılımcılara aktardığı programda karşılıklı müzakerelerde de bulunuldu.
Kısa bir bilgilendirmenin akabinde sunumlara geçilerek kitabın takdim kısmını Tunus Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi’nin kaleme aldığından hareketle eserin önemine ve günümüz İslam dünyasında yaşanan iktidar/anayasa krizlerine çözüm sunar nitelikte önerilere yer verdiğinden bahsedildi. Kitabın, İslami yönetim biçimine zihinsel katkı sunabilecek bir eser olduğu ve “siyaset fıkhı” mesabesinde öneriler içerdiğini belirten konuşmacılar, eserin içeriğinde ağırlıklı olarak adalet ve şûra vurgusunun yapıldığına, imamet iddiasının yol açtığı mücadelelerin neticelerine, problemlerin çözümünde dini metinlerin yokluğunun değil aksine metinlerin gizlenmesi ve siyasi çıkarlara alet edilmesinin sorun arz ettiğine, siyasi yapı değerlerinin 18 maddede, siyasi icra değerlerinin de 14 maddede tasvir edildiğine, siyasi otoritenin şûra ile inşa edilmesinin asli olduğuna, sistem ahlakına ihtiyaç bulunduğuna, özgür insanın ancak sorumluluğunu yerine getirebileceği, aksinin bir ahlak problemine yol açabileceğine, adil bir siyasi hayatın toplumsal eşitlik temelinde mümkün olabileceğine ve İslam dünyasının Rönesans’ının doğunun kalbi ile batının aklını bir araya getirerek gerçekleştirebileceği gibi konulara değindi.