Anadolu Federasyonu üye derneklerimizden Bülbülzade Vakfı tarafından her Ramazan ayında geleneksel olarak yapılan "İstişare Sohbetleri" bu yıl da 13 Nisan Perşembe günü Bülbülzade Vakıfı iftar organizasyonunun ardından gerçekleştirildi.
İstişare Sohbeti Bülbülzade Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Adem Er tarafından geçen yıl not alınarak yapılması gerekenler ve bu yıl gerçekleştirilen faaliyetleri bilgisini aktararak şu şekilde konuştu; “Bir önceki ramazan istişaresinde “Gelenekler, adetler ve hikayeler pek çok şeyi taşıyıcısıdır” diye not düşmüşüz. Bizler iyiyi, güzeli birbirimize tavsiye edip sonrasında not alıp bunlarla ilgili neler yaptığımızı yıl içerisinde kontrol ediyoruz ve değerlendirmeye tabi tutuyoruz.”
İstişare sohbetinde konuşan Anadolu Federasyonu Başkanı Turgay Aldemir, " Yeryüzü, yaşadığımız coğrafyada büyük bir sarsıntı geçirdi. Birçoğumuz enkazın altında kalarak rabbimizin katına ulaştı. Hayatta kalan bizlerin de birçok tarafı, hatırası orada kaldı. Adeta yarım yaşar hale geldik ancak birbirimize tutunarak, birbirimizin başını omzuna koyarak, insanın insana ne kadar ihtiyaç hissettiğini bu süreçlerde birliklerimize kadar hissettik.
Değerli arkadaşlar, biz ölülerimizi gömeriz ama onların hayallerini gömmeyiz, onların ideallerini, fikirlerini, düşüncelerini kendi idealimiz ve umudumuza katar, evlatlarını evlat, yollarını yol, mücadelelerini mücadelemiz biliriz. Onun için katlanarak gideriz ve onların yanımızda hissederiz. Bundan dolayı bizlerin bu sorumluluklarla hayata bakıp yarım kalan hayatların hikâyeleri tamamlamak gibi bir emaneti de üzerimize almış bulunuyoruz.
Dayanıklı insan yetiştirmeliyiz. Sadece bedenini değil, fitne karşısında ruhunu, aklını, zihnini, düşüncesini, rabbiyle ilişkilerini sağlam tutarak, toplumla bağlarını güçlü tutacak insanlar yetiştirmemiz gerekiyor. Sosyal medyada son duyduğuna inanarak o kadim inanışlarını sorgulamayacak zayıf karakterli insanlar bir toplum için en büyük risktir. Sadece binaların içinde çökerek enkazda kalmıyoruz. Binlerce evladımızın şu an aklı, fikri enkaz altında. Bundan dolayı yaşadığımız bu mekânları birer endüstri merkezine, birer araştırma merkezine dönüştürmemiz gerekir. Elbette ki sağlam binalar sağlam şehirler ve şehirli sivil toplum örgütleri kurmamız lazım. Kentli sivil toplum örgütlerine dönüşmemiz lazım. Yoksa onurumuzu koruyamayız onurunu koruyamayan kimsenin onur mücadelesine yardımı olamaz.
Özellikle de kaynak kabiliyet ve kapasitemizi arttırmamız adına benzer kuruluşlarla ortaklaşa rekabet etmeyi başarmamız lazım. Hayırda yarışmak dediğimiz bizim ortaklaşa rekabeti birlikte çalışıp onu büyütmek, belki de o kentte olmanın bu yeni sosyolojinin en önemli kazanımlarından biri olacak.
Bir düşünceye bir fikre inanıyorsanız bunu bedeninizle, emeğinizle de desteklemeniz lazım.
Zekât denilen şey bizim değil biz de olan bir emanettir. İyilik iyileştirir. Ne olur bir şeyimiz eksik olsun biz kendimize ve çocuklarımıza bayramlık almayalım ama bir yetim bayramsız kalmasın zaten onun gönlü kırık. Bir gönlü kazandığınız zaman bundan daha büyük bir bahtiyarlık olamaz” diye konuştu.
Gerçekleştirilen sohbet programında konuşan Bülbülzade Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Özmantar, " Vakıf binalarımızın üzerine güneş enerjisi panelleri yerleştiriyoruz. Bayramdan sonra paneller yerleştirilecek ve Vakfımız kullandığı elektriği kendisi üretecek. Bu yöntem bize has değil. Türkiye’de bazı kamu binaları bu tür elektrik üretimini gerçekleştiriyor. Bazı sivil ve evlerde de gerçekleştiriliyor. Ama ilk defa bir Sivil Toplum Kuruluşu yeşil ve temiz enerji kendisi üretmiş olacak. Tükettiğinin iki katını kendisi üretecek kendi ürettiğini tükettiği gibi birini de şebekeye verebilecek. Umut ediyoruz ki diğer sivil toplum kuruluşları için bir yapılanmaya örnek olur.”
Afrika Senegalli Musti Kusti, “Bülbülzade Vakfı depremin başından beri çalışmalar yapıyor, teşekkür edemeyen herkes adına teşekkür ediyorum. 4 yıl önce gelmiştim buraya bizim muhabbetimiz oradan başladı. Ailem gibi oldular Allah onlardan razı olsun. Depremde herkes çok çalışıyordu. İnsan durup çalışmadığında utanıyordu. Her zaman her yerde söylerim Türkiye’de öğrendiğim en önemli şey misafirperverlik ve yemekler değil. “Teşkilatçılıktır”, bizde eksik olan bir şeydir ve Türkler onu çok iyi beceriyor derler ya “İki Türk bir araya gelince devlet kurar” diye bunu çocuklarda bile görebiliyorsunuz bir şey varsa ellerinde paylaşmaya çalışırlar, biz de 40 yaşına geldikten sonra falan dernek kurulur, 40 yaşından sonra o işlere girmeye başlarsın, buraya baktığımızda lisede dernek kuruluyor.”
Bülbüzade BEKAM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Eminoğlu, “BEKAM olarak geçtiğimiz yıldan kararlaştırdığımız şekilde proje eğitim programları düzenledik. Proje eğitimi vererek bizzat iş başında katılımcılara proje nasıl yazılır? Nasıl uygulanır? Bunların bizzat eğitimlerini verip sonra da birer proje içerisinde onları değerlendirerek eğitimlerimizi tamamladık. Güzel sonuçlarını aldığımız bu çalışmanın devamını düşünüyoruz.”
Gerçekleştirilen konuşmaların ardından birim bilgilendirmelerine geçildi. Birim bilgilendirmelerinde Esnaf komisyonu, Suriye Birimi, Hayata Dokun Yetim Derneği, Öğretmen Komisyonu ve Anadolu Öğrenci Birliği yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yaparken, Yardım Komisyonu bu yıl yetimlere yönelik ve deprem sürecinde gerçekleştirilen yardımlar hakkında bilgiler verdi. Ramazan ayı ve deprem dolayısıyla karagözdeki yardım mağazasında “Bir Çocuk da Siz Giydirin” Kampanyası kapsamında birçok yetim ve ihtiyaç sahibi aileye giyim yardımları gerçekleştirildiği anlatılırken ailelerin bu yardımlardan duydukları memnuniyet dile getirildi.
İstişare toplantısında Yetim Komisyonu tarafından gerçekleştirilen çalışmalar da anlatıldı. Yetim komisyonunun sadece yardımlarla değil eğitim faaliyetleri ile de yetim ailelere destekte bulunduğu vurgulandı. Daha sonra AKADDER’de gönüllü kadınların, deprem sürecinde depremzedelere yapılan yemeklerde mutfak merkezinde yardımda bulunduğunu ve dikiş kursları hakkında bilgi verdi. İstikrar Spor Kulübü üyeleri ve Vakıf gönüllülerimizin İslâhiye Konteyner ve çadırkentlerde depremzedelere yönelik her gün yapılan faaliyetler ve çalışmalar, Katre Sanat ve Bilim Merkezi hocaları tarafından depremzedelere yapılan müzik etkinlikleri anlatıldı.
Toplantı karışıklık soru, görüş ve önerilerin ardından sona erdi.