Anadolu Federasyonu üye derneklerimizden Mersin’de yer alan Tarsus Açık Kapı Eğitim ve Yardımlaşma Derneği Mersin’de bulunan ihtiyaç sahibi, yetim ve deprem bölgelerinden gelen aileleri ziyaret ederek ihtiyaçlarını karşılıyor. Ailelerin, maddi ve gıda ihtiyaçlarının olup olmadığı öğrenilip teslim ediliyor.
Tüm Haberler
Bülbülzade Vakfında faaliyet gösteren Hayata Dokun Yetim Derneği Ramazan ayı boyunca yetim ailelere haftada iki gün Bülbülzade Vakfı merkezinde gerçekleştirdiği iftar organizasyonlarına devam ediyor.
Hayata Dokun Yetim Derneği tarafından düzenlenen Gaziantep Dostlar Eğitim Kültür Sanat Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği ve Bülbülzade Vakfı sponsorluğunda yetim ailelere yönelik iftar programı 14 Nisan Cuma günü Bülbülzade Vakfında gerçekleştirildi. İftar öncesi çocuklara, yüz boyama etkinliği, Karagöz-Hacivat oyunu ve tiyatro gösterimi yapıldı. Daha sonra yapılan Kuran’ı Kerim tilaveti ve dualar ile oruçlar açıldı.
Selamlama konuşmalarında konuşan Hayata Dokun Yetim Derneği Başkanı Yunus Atilla Hamallar, “Hayata Dokun Yetim Derneği olarak bu Ramazan ayında organize ettiğimiz 5. İftarımızı gerçekleştiriyoruz. Salı günü altıncı ve son iftarımızı yapacağız. Çocuklarımızın eğlenmesi, gülmesi, her şeyin üzerinde ve bunun kesinlikle bir karşılığı olmaz, olamaz. İnşallah bayramdan sonra da etkinliklerimizi devam ettireceğiz. Önümüz yaz, günler uzun ve havalarında sıcak olması münasebetiyle çok daha fazla sahada bir araya gelip, birlikte kardeş olmanın, birlik olmanın sorumluluk ve bilinciyle sizlerle daha fazla hayır, hasenat üretmeye talibiz. Rabbim bizi hayırlı niyetlerimizde muhatap kılsın. Geldiğiniz için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Programa katılan Erzincan MÜSİAD Şube Başkanı Ertan Buyruk, “Çok güzel, sıcak bir ortamla karşılaştım. Gençlerimizin ve çocuklarımızın bahtları ve gelecekleri açık olur inşallah. Bu yaşadığım güzel duygulardan dolayı hepinize saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. Daha iyi geleceklerimiz olması dilekleriyle hayırlı iftarlar” şeklinde konuştu.
Gerçekleştirilen oyuncak dağıtımının ardından çocuklara söz hakkı verilerek yapılan programın, onları çok mutlu ettiğini ve teşekkürlerini dile getirdiler.
Anadolu Federasyonu üye derneklerimizden Bülbülzade Vakfı tarafından her Ramazan ayında geleneksel olarak yapılan "İstişare Sohbetleri" bu yıl da 13 Nisan Perşembe günü Bülbülzade Vakıfı iftar organizasyonunun ardından gerçekleştirildi.
İstişare Sohbeti Bülbülzade Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Adem Er tarafından geçen yıl not alınarak yapılması gerekenler ve bu yıl gerçekleştirilen faaliyetleri bilgisini aktararak şu şekilde konuştu; “Bir önceki ramazan istişaresinde “Gelenekler, adetler ve hikayeler pek çok şeyi taşıyıcısıdır” diye not düşmüşüz. Bizler iyiyi, güzeli birbirimize tavsiye edip sonrasında not alıp bunlarla ilgili neler yaptığımızı yıl içerisinde kontrol ediyoruz ve değerlendirmeye tabi tutuyoruz.”
İstişare sohbetinde konuşan Anadolu Federasyonu Başkanı Turgay Aldemir, " Yeryüzü, yaşadığımız coğrafyada büyük bir sarsıntı geçirdi. Birçoğumuz enkazın altında kalarak rabbimizin katına ulaştı. Hayatta kalan bizlerin de birçok tarafı, hatırası orada kaldı. Adeta yarım yaşar hale geldik ancak birbirimize tutunarak, birbirimizin başını omzuna koyarak, insanın insana ne kadar ihtiyaç hissettiğini bu süreçlerde birliklerimize kadar hissettik.
Değerli arkadaşlar, biz ölülerimizi gömeriz ama onların hayallerini gömmeyiz, onların ideallerini, fikirlerini, düşüncelerini kendi idealimiz ve umudumuza katar, evlatlarını evlat, yollarını yol, mücadelelerini mücadelemiz biliriz. Onun için katlanarak gideriz ve onların yanımızda hissederiz. Bundan dolayı bizlerin bu sorumluluklarla hayata bakıp yarım kalan hayatların hikâyeleri tamamlamak gibi bir emaneti de üzerimize almış bulunuyoruz.
Dayanıklı insan yetiştirmeliyiz. Sadece bedenini değil, fitne karşısında ruhunu, aklını, zihnini, düşüncesini, rabbiyle ilişkilerini sağlam tutarak, toplumla bağlarını güçlü tutacak insanlar yetiştirmemiz gerekiyor. Sosyal medyada son duyduğuna inanarak o kadim inanışlarını sorgulamayacak zayıf karakterli insanlar bir toplum için en büyük risktir. Sadece binaların içinde çökerek enkazda kalmıyoruz. Binlerce evladımızın şu an aklı, fikri enkaz altında. Bundan dolayı yaşadığımız bu mekânları birer endüstri merkezine, birer araştırma merkezine dönüştürmemiz gerekir. Elbette ki sağlam binalar sağlam şehirler ve şehirli sivil toplum örgütleri kurmamız lazım. Kentli sivil toplum örgütlerine dönüşmemiz lazım. Yoksa onurumuzu koruyamayız onurunu koruyamayan kimsenin onur mücadelesine yardımı olamaz.
Özellikle de kaynak kabiliyet ve kapasitemizi arttırmamız adına benzer kuruluşlarla ortaklaşa rekabet etmeyi başarmamız lazım. Hayırda yarışmak dediğimiz bizim ortaklaşa rekabeti birlikte çalışıp onu büyütmek, belki de o kentte olmanın bu yeni sosyolojinin en önemli kazanımlarından biri olacak.
Bir düşünceye bir fikre inanıyorsanız bunu bedeninizle, emeğinizle de desteklemeniz lazım.
Zekât denilen şey bizim değil biz de olan bir emanettir. İyilik iyileştirir. Ne olur bir şeyimiz eksik olsun biz kendimize ve çocuklarımıza bayramlık almayalım ama bir yetim bayramsız kalmasın zaten onun gönlü kırık. Bir gönlü kazandığınız zaman bundan daha büyük bir bahtiyarlık olamaz” diye konuştu.
Gerçekleştirilen sohbet programında konuşan Bülbülzade Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Özmantar, " Vakıf binalarımızın üzerine güneş enerjisi panelleri yerleştiriyoruz. Bayramdan sonra paneller yerleştirilecek ve Vakfımız kullandığı elektriği kendisi üretecek. Bu yöntem bize has değil. Türkiye’de bazı kamu binaları bu tür elektrik üretimini gerçekleştiriyor. Bazı sivil ve evlerde de gerçekleştiriliyor. Ama ilk defa bir Sivil Toplum Kuruluşu yeşil ve temiz enerji kendisi üretmiş olacak. Tükettiğinin iki katını kendisi üretecek kendi ürettiğini tükettiği gibi birini de şebekeye verebilecek. Umut ediyoruz ki diğer sivil toplum kuruluşları için bir yapılanmaya örnek olur.”
Afrika Senegalli Musti Kusti, “Bülbülzade Vakfı depremin başından beri çalışmalar yapıyor, teşekkür edemeyen herkes adına teşekkür ediyorum. 4 yıl önce gelmiştim buraya bizim muhabbetimiz oradan başladı. Ailem gibi oldular Allah onlardan razı olsun. Depremde herkes çok çalışıyordu. İnsan durup çalışmadığında utanıyordu. Her zaman her yerde söylerim Türkiye’de öğrendiğim en önemli şey misafirperverlik ve yemekler değil. “Teşkilatçılıktır”, bizde eksik olan bir şeydir ve Türkler onu çok iyi beceriyor derler ya “İki Türk bir araya gelince devlet kurar” diye bunu çocuklarda bile görebiliyorsunuz bir şey varsa ellerinde paylaşmaya çalışırlar, biz de 40 yaşına geldikten sonra falan dernek kurulur, 40 yaşından sonra o işlere girmeye başlarsın, buraya baktığımızda lisede dernek kuruluyor.”
Bülbüzade BEKAM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Eminoğlu, “BEKAM olarak geçtiğimiz yıldan kararlaştırdığımız şekilde proje eğitim programları düzenledik. Proje eğitimi vererek bizzat iş başında katılımcılara proje nasıl yazılır? Nasıl uygulanır? Bunların bizzat eğitimlerini verip sonra da birer proje içerisinde onları değerlendirerek eğitimlerimizi tamamladık. Güzel sonuçlarını aldığımız bu çalışmanın devamını düşünüyoruz.”
Gerçekleştirilen konuşmaların ardından birim bilgilendirmelerine geçildi. Birim bilgilendirmelerinde Esnaf komisyonu, Suriye Birimi, Hayata Dokun Yetim Derneği, Öğretmen Komisyonu ve Anadolu Öğrenci Birliği yapılan çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yaparken, Yardım Komisyonu bu yıl yetimlere yönelik ve deprem sürecinde gerçekleştirilen yardımlar hakkında bilgiler verdi. Ramazan ayı ve deprem dolayısıyla karagözdeki yardım mağazasında “Bir Çocuk da Siz Giydirin” Kampanyası kapsamında birçok yetim ve ihtiyaç sahibi aileye giyim yardımları gerçekleştirildiği anlatılırken ailelerin bu yardımlardan duydukları memnuniyet dile getirildi.
İstişare toplantısında Yetim Komisyonu tarafından gerçekleştirilen çalışmalar da anlatıldı. Yetim komisyonunun sadece yardımlarla değil eğitim faaliyetleri ile de yetim ailelere destekte bulunduğu vurgulandı. Daha sonra AKADDER’de gönüllü kadınların, deprem sürecinde depremzedelere yapılan yemeklerde mutfak merkezinde yardımda bulunduğunu ve dikiş kursları hakkında bilgi verdi. İstikrar Spor Kulübü üyeleri ve Vakıf gönüllülerimizin İslâhiye Konteyner ve çadırkentlerde depremzedelere yönelik her gün yapılan faaliyetler ve çalışmalar, Katre Sanat ve Bilim Merkezi hocaları tarafından depremzedelere yapılan müzik etkinlikleri anlatıldı.
Toplantı karışıklık soru, görüş ve önerilerin ardından sona erdi.
Bülbülzade Vakfı “Bir Çocukta Siz Giydirin” sloganıyla geleneksel hale getirdiği Geleneksel Ramazan yardımlarımız ara vermeden devam ediyor.
Yardım Koordinasyon Merkezi Giyim Mağazasında yapılan yardımları yerinde ziyaret eden Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir, gönüllülerimizden yapılan yardımlar hakkında bilgi aldı. Yapılan yardımlarda ihtiyaç sahibi aileler, istedikleri kıyafeti seçerek almanın mutluluğunu yaşadılar.
Nizip Eğitim ve Dayanışma Derneği (NEDDER) Ortaöğretim Komisyonu Ramazan boyunca yapılan Teravih Buluşmalarının sonuncusunu 14 Nisan Cuma günü Nizip Kitap Kahve’de gerçekleştirdi.
Programda Medya ve İletişim Uzmanı Talha Yılmaz “Bir Vefa Örneği Olarak Hz. Peygamber" konulu bir sunum gerçekleştirdi. Yılmaz, Peygamberimizin renk, dil, din, çocuk, büyük, kadın, erkek ayrımı yapmadan insanlara karşı vefalı olduğunu İslam tarihinden örneklerle dile getirdi.
Programın sonunda çekilişle öğrencilere hediyeler verildi.
Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir, Nizip Eğitim ve Dayanışma Derneğinde (NEDDER), dernek üye ve gönüllüleriyle12 Nisan Çarşamba günü iftar programında bir araya geldi.
Daha sonra Nizip Eğitim ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Biçimci bir konuşma gerçekleştirdi. Mehmet Biçimci konuşmasında Ramazan'ı iki sebepten, yaşanan deprem felaketinden ve İsrail'in Mescidi Aksa baskınından dolayı buruk idrak ettiklerini, deprem bölgelerine yapılan yardımların uzun bir zaman sürecine yayılarak sürdürülebilir hale getirilmesi gerektiğini, yardımların kendi değerlerimiz çerçevesinde eğitime dönüşmesinin önemli olduğunu vurguladı. Daha sonra Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir, davetlilere deprem süresince sivil toplum kuruluşlarının sahada çok iyi bir sınav verdiklerini ifade etti.
Bülbülzade Vakfı Esnaf Komisyonu tarafından düzenlenen, iftar programı 10 Nisan Pazartesi günü Bülbülzade Vakfı merkezinde yapıldı.
Kur’an Tilaveti ile başlayan iftar programında ezanla beraber oruçlar açıldı. İftar yemeğinin ardından depremin ilk gününden bu yana yapılan çalışmaların sinevizyonu izletilerek selamlama konuşmaları yapıldı.
Selamlama konuşmalarını yapmak üzere kürsüye çıkan Esnaf Komisyonu Başkanı Hamdi Keleş, “Bu zor dönemde deprem bölgesinde olan insanların yanında olmak hem devletimizin yaptığı yardımlar hem bizim yaptığımız yardımlar ile sivil toplum olarak yardımda bulunmaya devam ediyoruz. Siz değerli kardeşlerimizin, yardım ve infaklarıyla, zekatlarıyla; depremzedelere gıda paketlerini, hijyen setlerini ulaştırmaya devam ediyoruz. Değerli Kardeşlerim, İyi İnsan olmadan iyi Müslüman olamıyoruz. Tüm çalışmalarımızın amacı önce iyi bir insan olmak; elinden ve dilinden emin olunan bir Müslüman olmak. Bunun için Münkir düsturuyla sizlerle birlikte olmaya devam ediyoruz. Rabbim inşirah suresinde; “Bir zorluğa karşı bir kolaylık olacaktır” diyor. Allah vadiden dönmez. Bu kadar ağır bir imtihandan sonra Rabbim bize kolaylık verecek belki birçok kolaylık verecek. Bizde bunu Rabbimizden diliyor ve niyaz ediyoruz. Rabbim hayırlı, bereketli, helal kazançlar nasip etsin. Birliğimizi diriliğimizi bozmasın. Hasenat ve Salihatlarımızı arttırsın. Bu iftar sofrasında emeğe geçen tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Allah’a emanet olun” ifadelerini kullandı.
İftar programı yapılan dua ile sona erdi.
Osmaniye’de faaliyet gösteren İlim Sanat ve Kültür Derneği (İLSANDDER) tarafında Ramazan ayı boyunca Zoom üzerinden tertip edilen Ramazan Hasbihallerinin bu haftaki konuğu Şair-Yazar Ahmet Mercan oldu.
“Ramazan ve Çocuk” başlıklı sunum yapan Mercan, “Ramazan ayının çocuk üzerindeki manevi etkisinin tartışılmaz bir gerçek olduğunu, çocukların karakter gelişiminde önemli bir durak olduğunu bunun için Anne ve Babaların çocuklarını yetiştirirken buna göre davranmaları gerektiğini vurguladı. Ayrıca Aile, çevre, okul, arkadaş ve medyanın çocuğun gelişimi üzerinde önemli unsurlar olduğunu dile getirdi. Program sonunda İLSANDER Yönetim Kurulu Başkanı Cevat Bal konuğa ve katılımcılara teşekkürlerini sundu.
Hasbihal, dinleyicilerin soruları ile sona erdi.
Kahramanmaraş Rıdvan Hoca Vakfı İftardan-Sahura Genişletilmiş Yönetim Kurulu Toplantısı, Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu ve Rıdvan Hoca Vakfı üyelerinin katılımı ile Rıdvan Hoca Vakfında yapıldı. Programda deprem bölgeleri ile ilgili yapılan Afet Koordinasyon çalışmaları hakkında bilgiler verilerek değerlendirmeler yapıldı.
Programda konuşan Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir, “Değerli arkadaşlar Allah’ın selamı ve bereketi hepinizin üzerine olsun. Rabbim tuttuğunuz oruçları kabul etsin. Hayırlısı ile bizi Kadir gecesine ve Bayrama ulaştırsın. Öncelikle Maraş ili, acının ve dramın kesiştiği yer küreyi sarstığı bir yerin merkezi oldu. Bunu hepimiz iliklerimize kadar hissettik. Bir çoğumuzun, yol arkadaşları, tanıdıkları, yakınları enkaz kaldı. Rabbim mekanlarını cennet eylesin, bizleri cennetinde onlara komşu eylesin. Tabi böyle büyük bir acıdan çıkmak kolay değil, insan şu soruyu sorma ihtiyacı hissediyor “Gidenler mi kurtuldu kalan bizler mi ? Geride kalmak çok zor, kolay değil çünkü geride kalan bizler, gidenlerin bize bıraktığı emanetleri, ihya etmemiz, sorumluluklarını yerine getirmemiz lazım, onların yarım kalan hayallerini, umutlarını yaşatmamız gerekir. Bizler bu acılardan ders çıkartıp, bu şehirleri insanca yaşayacağımız daha sağlıklı bir hale getirmemiz lazım. Bizlerde bundan sonraki ömrümüzü bir kenara çekilip her gün acımızı içimize akıtarak geçiremeyiz. Bizler gidenlere, kalanlara ve geleceğe karşı sorumlulukları olan insanlarız. Bugün burada bir araya geldiğimiz bu kurumun ismi de bize bunu anlatıyor. Rıdvan Hoca, hiç arkasına bakmadan hayatını ortaya koyarak bu şehri, o günün şartlarındaki işgale karşı insanlığı harekete geçiren bir zatın ismidir. Bizim Gaziantep’te Bülbülzade de böyle kurulmuştur. Allah için ortaya konulan hiçbir şey kaybolmuyor. Sivil Toplum kuruluşları toplumda derdi ve topluma karşı sorumluluğu olduğunu hissedenlerin olduğu yerdir Depremden önce varlıkları tartışıldı “Gerek var mıydı cemiyetlere, cemaatlere, toplum örgütlerine “diye ama bu deprem, bu büyük yüz yılın felaketi gösterdi ki hakikaten iyi ki varlarmış. Birçok insana umut götürdük, onların dönütlerini ileriki yıllarda çok daha iyi göreceğiz. Yardım etmeye gelip döndünde hayata bakışı değişen çok insana şahit oldum. “Ben meğer kendime yardım etmişim” diyen insanlara tanık oldum. Gençlerin bu süreçte önemli rolleri oldu. Gençlerimizin yaşları küçük ama dertleri büyük. Bizler her baktığımızda gençler buradaydı ve sahadaydı. Şununla da karşılaştık sahada birçok arkadaşımız, meğer yaptığımız o ders halkaları, toplantılar, istişareler, vakıftaki çalışmalara, bizi büyük bir krize hazırlıyormuş. Paniklemeden, mahallede ise mahallesini, köyde ise köyünü topalarmış, herkes bir diğerine tutunarak, sahip çıkarak hareket etmiş. İnsanın, insan ile yaşadığını gördük ve burada hayatı paylaştığımız, bu derde ortak olmuş arkadaşlıkların ne kadar kıymetli olduğunu gördük. Dünyanın ve Ülkenin her yerinden Maraş’a insanlar geldi. Ne kadar insan biriktirmişiz, birçok ülkeye gitmişiz, onların tekrar tekrar gelişine şahit olduk. Hiçbir şeyini veremeyen oturduğu halısını vermiş herkes bireysel ve toplumsal olarak elinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştı.
Aldemir konuşmasına şu sözlerle devam etti “Depremde kayıtlı olan bine aşkın kuruluş vardı bir o kadar da kayıtsızı vardı, tabi Türkiye’de bu kadar Sivil Toplum Örgütü yok, 114 bin tane ama hareket etmeyenlerde çoktu. Kriz masasındaki bilgiye göre Ramazan’dan önce bu sahada çalışan sivil toplum örgütleri 313’e düşmüş. Bu durumda bayram sonrada 100’lerin altına düşecek, ondan sonra yenileri gelecek bu yaptıklarımızın tam tersi bir sürece, buraları belki sürüklemeye çalışacaklar. Halepli bir anne bize feryat etmişti, “kocamı ve bir oğlumu şehit verdim, 2 oğlum var bunlara sahip çıkın! Kocamı şehit edenler gibi olmasın!” Biz bu sahipsizliği Güneydoğuda yaşadık birçok köyü yıktılar harap ettiler. Kurtuluş savaşında gördük, Maraş’ta yaşadık, Gaziantep’te yaşadık, bunların tekrar yaşanmaması için öğretmenin, esnafın, mühendisin iş birliği yaparak bu insanlara sahip çıkması gerekiyor. İki ayda yapılacakları hiç kimseden hizmet beklemeden yaptık ama asıl iş bundan sonra başlıyor. Bundan sonra eğitim, kültür ve kalkınma var, bundan sonra buraları inancımıza göre, kültürümüze göre burada ki toplumsal kodlarımıza göre yeniden inşa etmeliyiz.
“SİVİL TOPLUM KISIK SESLERİ TOPARLAYIP GÜÇLÜ BİR SESE DÖNÜŞTÜRME YERİDİR”.
Bundan dolayı değerli arkadaşlar, hakikaten bu büyük felaket kolay kolay atlatılacak görünmüyor. Devlet bu binaları yapacak, bunu yapacak bir devlete sahibiz, ama bazen bazı sebepler işleri aksatabiliyor, onları da biz düzelteceğiz, onun için sivil toplum güçlü devlet yapısı ile büyük şirketlerin arasında sıkışan halkın, insanların sesidir. Bu manada bizim ciddi bir şekilde okumamız gerekir. Tabi Sivil toplum örgütlerinin kendini güncellemesi de lazım, ihmal ettiğimiz çok insan var. Coğrafya kader deyip bırakamayız, yaşama tarzı tercihtir, nasıl yaşayacağını sen tercih edersin.
Sivil toplum örgütlerini yani bizlerin, arama kurtarması olmalı; Yangından anlayan, selden anlayan dayanıklı insanlara ihtiyaç var. Çünkü bu coğrafya; Sellerin, yangınların, depremlerin olduğu bir yer. Yapmamız gereken dayanıklı binalar yapmak, dayanıklı toplum inşa etmek. Ama asıl olan dayanıklı, dirençli, fay hatlarını bilen insanlar yetiştirmek. Sessizce oturmayacağız, sessizce oturan adamdan Sivil Toplumcu olmaz. Sivil Toplum kısık sesleri toparlayıp güçlü bir sese dönüştürme yeridir.
Değerli arkadaşlar bu yıkım gerçekten çok ağır bir yıkım, biziler kendimize çeki düzen verelim. Ramazan sadece yardım dağıtma ayı oruç tutma ayı değildir, muhasebe yapma ayıdır ne yaptık ve ne yapacağız? Aile olarak, birim olarak yapacağız, vakfın kendisi total olarak yapacak. Bu çalışmalarımızı sağcısını solcusunu, mezhebini, zengini, fakiri gözeterek bunları toplayan bir sivil akla ihtiyaç var. Bunları konuşmak için bugün buradayız. Ev sahibine ve burada bulunan ve bulunamayan herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
AKADDER Yönetim Kurulu Başkanı Rabia Aldemir, “Gerekli işi gerekli zamanda gereken yerde yapmak salih amel olarak da tarif edilebilir. Depremin ilk günleri su ve ekmek acil ihtiyaçken üçüncü gün bu malzemelerin çöpteydi. Isıtıcı, battaniye, mont, yemek ilk ay acil ihtiyaçtı ama sonradan öyle değildi. Biz de şimdi neyi yapmak lazım, anın vacibi olan ne, neye geç kalıyoruz onu bulmalıyız, ona odaklanmalıyız."
Ali Simsar, “Zor bir süreçten geçtik ve geçiyoruz, bu süreçte ne kadar çok insana yetişirsek o insanlar zor zamanda bize sahip çıkıyor. Ülkenin her tarafından insanlar emek sarf ettiler, yardım ettiler. Bizler Yetim Komisyonu olarak bundan sonra ki süreçte yetimler ile alakalı daha sıkı çalışmalarımız olacak sizlerin buraya gelmesi bizleri mutlu ediyor, yalnız olmadığımız hissettik. Ben bu süreçte emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.”
Ferhat Kaya, “Ağır bir imtihandan geçtik, sivil toplum olarak iyi çalışmalar yaptığımızı düşünüyorum. Çok kısa sürede reaksiyon gösterdik, organize olmaya gayret ettik, kendi imkanlarımız dahilinde kriz masası oluşturduk. Elimizden gelen çabayı göstermeye çalıştık, sahada olmak bizlere iyi geldi. Çalışmalar yaptık yapıyoruz, gençlere bu anlamda çok teşekkür ediyorum. İnşallah olmamız gereken yerlerde çalışmalarımızı devam ettireceğiz.”
Sibel Karakaş, “Bu süreçte kimimiz malımızla, canımızla, çocuklarımızla imtihan olduk, zor bir süreçten geçtik. Bizler öğretmen komisyonu olarak faaliyet gösteriyoruz ve bu asrın ahlak yozlaşmasını, bu asırda milat olup yeni bir asır ile başlayacağız. Yaşadığımız bu felakette bizi ayakta tutan çalışmalarımız ve konuştuklarımızdı. Başka insanlara faydalı olabilmek için Rabbim bizlere güç kuvvet versin.”
Muhammed Sevmez, “Bu depremde bizlerin her alanda binaları çökmedi ahlakımız çöktü. Ümit ediyorum ki bu enkazı kaldırırken ahlakımızı da kaldıracağız. Bizler Esnaf Komisyonu olarak 30 adet konteyner yerleştirdik. Depremin ilk gününden itibaren çalışıyoruz.”
Aziz Taşçı, “Anadolu Federasyonu ve üye kuruluşları bu süreçte bu doğal reflekslerini en güzel şekilde ortaya koydu. Biz yaptığımız her çalışmada sorumluklarımızın fazlasını yaptık. Bu süreçte en açık anlamda kendini ispat eden sivil toplum kuruluşları bu depremle tekrardan ortaya çıktı. Bizleri uzun bir süreç bekliyor ivedilikle çalışacağız. Bizler teşkilat halkamızı genişletip farklı kurumlarla çalışmamız gerek.”
Program, soru cevap bölümlerinin ardından sona erdi.
Bülbülzade Vakfı Gönüllülerimiz ile birlikte deprem bölgelerine gıda kolilerimizi ulaştırmaya devam ediyoruz.
İsviçre Türk Topluluğu ve Bülbülzade Vakfı iş birliğiyle Adıyaman Merkezde bulunan çadırkentteki vatandaşlara gıda kolilerinin dağıtımı gerçekleştirildi. Gönüllülerimiz ve İsviçre Türk Topluluğu Başkan Yardımcısı Gökmen Gökdemir ile kolilerin dağıtımı yapıldı.
Hayata Dokun Yetim Derneği tarafından düzenlenen Gaziantep Dostlar Eğitim Kültür Sanat Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği ve Bülbülzade Vakfı sponsorluğunda yapılan yetim ailelere yönelik iftar programı 11 Nisan Salı günü Bülbülzade Vakfı Merkezinde gerçekleştirildi.
İftar öncesi programda karagöz Hacivat tiyatro oyunu oynandı. Çocuklara oyuncak dağıtımı yapıldı. Kur’an Kerim tilavetinin ardından dualar okunarak oruçlar açıldı. Daha sonra program, selamlama konuşmaları ile devam etti.
Selamlama konuşması için Hayata Dokun Yetim Derneği Başkan Yrd. Hatice Sohbet kürsüye gelerek “Böyle büyük bir aile olarak hep birlikte yemek yemenin güzelliğini ve mutluluğunu yaşıyoruz. Hayat dokun yetim derneği olarak sizlerle aile olmanın gururunu taşıyoruz. Burası sizin eviniz, yuvanız. Başınız sıkıştığı zaman sizlerle birlikte dayanışma içerisinde olmak istiyoruz. Sizler bizlere yardım ediyorsunuz bizler ise sizlere yardım ederek hayatımızı güzel bir hale getirmek için çalışmalar yapıyoruz. Hepiniz tekrar hoş geldiniz” şeklinde konuştu.
Gaziantep Dostlar Eğitim Kültür Sanat Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Üyesi Ahmet Zeki Torun, “Biz Gaziantep Dostlar Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği olarak Hayata Dokun Yetim Derneğini yaklaşık bir yıldır takip ediyoruz. Güzel yaptıkları şeyleri de görüyoruz. Kurulduğu günden belli sağ olsun Başkanları Yunus Hamallar ve Turgay Aldemir ellerinden geleni yapıyorlar ve bize de yapma fırsatı veriyorlar. Bu kuruluşun bizde farklı bir yeri var. Çocuklarımızın ufacık da olsa tebessüm etmesi bizim için dünyalara değer. Hepinize Afiyet Olsun” ifadelerini kullandı.
Yapılan selamlama konuşmalarının ardından program sona erdi.