17. Anadolu Buluşmaları'nın 2. Günü oturumlar ile devam etti. İlk Oturum Necmi Gürsakal'ın "Yapay Zekâ, Nesnelerin İnterneti, Robotik Uygulamalar Gibi Teknolojilerin Dönüştürücü Etkileri" konu başlığıyla gerçekleştirildi.
Gürsakal, "Teknoloji her konuyu o kadar belirlemeye başladı ki akıl almaz gelişmeler oluyor bunları anlayıp yorumlamak çok önemli. Temel konumuz yapay zeka bize ne getirecek ve ne götürecek. Bu yıl, insanlık tarihinin çok önemli bir noktasında bulunuyoruz. İnsanlar 2023 yılının başından beri yapay zeka bombardımanına uğruyor. Bu insanların iş bulmasını etkileyecektir. Bazı arkadaşlarım bu konu hakkında ne olacak çekersin fişini olur biter dedi. Örneğin doktorlara beyne takılan çip konusunda bu o kadar da önemli değil dediler, ben buna katılmıyorum bence çip takılması çok önemli bir konu.
Eski zamanda sanayi devrimi ile insanlar işsizliklerden dolayı makineleri kırmaya başladılar. Daha sonra pek böyle durumlar gözlenmedi. Bugün geldiğimiz noktada insanın işi, eğitimi, daha doğrusu insanın bu noktadan sonra insan olarak kalıp kalamayacağı tartışmalı bir konu olmasıdır.
Yapay zeka dediğimiz şey insan beyninin taklididir
Dünyanın eskisi gibi olamayacağını biliyorduk. İnsanlık asla durmuyor bomba yapıyor, hidrojen bombası atıyor... Ukrayna-Rusya savaşı nükleer terminalin üstünde çatışıyorlar. O kadar tehlikeli işlerle uğraşıyorlar ve yapmaya devam ediyoruz, durmuyoruz.
Çok bilinmeyen bir şair şunu diyor:" İnsanlar gerçekten aptal çünkü kendi işlerini ellerinden alacak makineler yapıyorlar." Yapay zeka dediğimiz şey insan beyninin taklididir. İnsan beyninin nasıl çalıştığını çok iyi bir şekilde bilmiyoruz. Girdiler giriyor, katmanları geçiyor ve çıktılar alınıyor. Bugün bu işin temeli yapay sinir ağlarına ve insan beyninin taklit etmeye dayanan bir modeldir.
Demek ki insanlığın geleceğinden şüphe edenler var ki böyle bir enstitü kuruldu.
Girdiğimiz yoldan geri dönüş artık pek mümkün değil. Standart iş yapan insanlar yapay zekadan etkilenme olasılığı çok düşüktür, buna karşılık doktorların, öğretmenlerin ve avukatların etkilenme olasılığı daha fazladır.
Yapay zekanın geçmişi 1950'li yıllardan başlayarak gelişiyor. Tarihçesini 2016'dan sonra çok hızlandığını söyleyebiliriz.
İnsana mı öğretmek kolay makineye öğretmek mi? Sorusu ilk başta komik geliyor fakat ciddi bir sorudur. Teknoloji bazı işleri ortadan kaldırır fakat yeni işlerin ortaya çıkmasına sebep olur. Yapay zeka bu iş gücünü çok sağlayamıyor. Emeksiz bir dünya olamaz bu gerçekçi bir yaklaşım değildir" ifadelerini kullandı.
Katılımcılardan gelen Yapay zeka insanlığı yenip insanlığın yerini alacak mıdır? sorusuna Gürsakal şu cevabı verdi:
"Makinenin işlem yapma hızı insandan çok daha fazladır fakat makineyi yapan yine insanoğludur. Ben işsizlik konusunu önümüzdeki yıllarda tüm dünyayı derinden etkileyeceğini düşünüyorum. Bu işten en büyük kârı büyük teknoloji şirketleri kazanacaktır. Bu konuda çok endişeliyim" ifadelerini kullandı.
Başka bir soru olarak "Öğrencilerin üniversite sınavlarına çalışırken doping hafıza gibi yapay zeka sistemleriyle güzel başarılar elde edebildiklerini görebiliyoruz fakat öğrencilere değer vicdani konularda eğitim veremiyor. Öğrencilere bu yapay zekaları önermeli miyiz?"
Gürsakal, "Bana göre artık bundan kaçış yok. Vicdan konusunda çok haklısınız. İşin etik tarafı çok önemli ve insanlar bu işlerle uğraşıyorlar. İnsan geri bildirimli yapay zeka üzerine çalışılıyor. Yapay zekaya insanın ahlakını, davranışını da öğretmeye çalışıyorlar. Konu öyle bir yere geldi ki bu araçları çocuklara yasaklayarak ilerleyemeyiz, bu duruma ayak uydurmamız gerekiyor" cevabını verdi.
Katılımcılardan gelen soruların cevaplanmasının ardından Necmi Gürsakal'a hediye takdimiyle oturum sona erdi.