15 Temmuz günü iradesine ve devletine sahip çıkan tüm milletimizin kahramanlık ve destan gününü ve şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bizler o geceyi ve hain darbe girişimini unutmadık, unutturmayacağız.
Tüm Haberler
Anadolu Federasyonu üye kuruluşları tarafından her yıl düzenlenen yaz okulu projesi, bu yıl da Anadolu Öğrenci Birliği ve Ortaöğretim Komisyonunun ortak çalışmasıyla yurdumuzun birçok bölgesinde hayata geçiriliyor. Anasınıfı, ilkokul, ortaokul ve lise kademesindeki öğrencileri kapsayan bu projede, zengin ve çeşitli eğitim içerikleri sunuluyor.
Program kapsamında öğrencilere Kur’an eğitimi başta olmak üzere, siyer, ahlak, temel İslami bilgiler gibi dersler veriliyor. Bunun yanı sıra dil eğitimleri, akademik eğitimler, sportif faaliyetler, akıl ve zeka oyunları atölyesi, sanatsal faaliyetler ve öğrencilerin iletişim becerilerini destekleyecek etkinlikler de düzenleniyor. Bu geniş kapsamlı eğitimler, alanında uzman gönüllü öğretmenler tarafından yürütülüyor.
Yaz okulu faaliyetleri beş hafta sürecek ve öğrencilerin yaz tatilini eğlenerek öğrenme fırsatı bulmalarını sağlayacak. Proje, öğrencilerin hem akademik hem de sosyal gelişimlerine katkı sunmayı hedefliyor.
Ankara Ofisi’nde; Gazze’den tedavi için getirilen 200 kardeşimizle bayramlaştık. 24 Haziran Pazartesi günü “Birlikte Daha İyiyiz” mottosuyla Ankara Ofisi’nde etkinlikler ve bayramlaşma programı gerçekleştirildi. Gazzeli çocuklar, takım oyunları ve geleneksel oyunlar ile keyifli vakit geçirdiler.
Tekin Başer programa katılım sağlayan Gazzeli kardeşlerimiz, STK başkanları ve gönüllüler için açılış konuşması gerçekleştirdi. Önder Ankara Şube Başkanı M. Fatih Serenli Gazze ve Özgür Filistin için dua etti.
Program tüm katılımcılara özel olarak hazırlanmış hediyelerin takdimi ve veda konuşması ardından son buldu.
Gazze'deki kardeşlerimize şifalar diliyor, Filistin'in tez vakitte özgürleşerek selamete çıkmasını yürekten diliyoruz.
Toplantıya birimlerin ve üye kuruluşların başkanları katıldı. Çevrimiçi yapılan toplantıda;
18. Anadolu Buluşmaları, Anadolu Federasyonu İkinci Genel Kurulu ve Yaz Okulları gündem olarak ele alındı.
Yapılan değerlendirmelerde, Yaz okullarının sadece bir kurs hüviyetinden çok öğrencileri ve ailelerini kuşatan, eğitim süreçlerinin tüm unsurlarına aksiyon aldıran, aile içi iletişime katkı sunan, çocuk ve ebeveyn ilişkisini doğru bir zemine oturtan, tüm paydaşları aktif kılan bir nitelikte olması gerektiği ifade edildi.
Tüm üye kuruluşlarımızda planlanan yaz okulu faaliyeti için gerekli hazırlıkların yapıldığı belirtildi. Yaz okullarında ilk defa uygulanacak modüllerle ilgili gerekli hazırlıkların tamamlandığı belirtildi. Anadolu Federasyonu İkinci Genel Kurulunun 26 Ağustos 2024 tarihinde yapılacağı, süreçle ilgili gerekli çalışma ve hazırlıkların yapılıp üye kuruluşlarımızla ve delegasyonla paylaşılacağı belirtildi.
18. Anadolu Buluşmaları ile ilgili yapılan hazırlıklar ve sempozyumun içeriği hakkında bilgilendirmelerde bulunuldu.
Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Aldemir, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Odalar ve Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileriyle birlikte düzenlenen toplantıya katıldı.
Göç, iç göç, göçmen kaçakçılığı gibi konuların ele alındığı toplantıya; Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Gaziantep Milletvekilleri Abdulhamit Gül, Derya Bakbak, Göç İdaresi Başkanı Atilla Toros, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, güvenlik birimi temsilcileri, ilçe belediye başkanları, kurum müdürleri,
sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş insanları yer aldı.
Toplantıda yapılan bilgilendirme ve müzakerelerin sonunda söz alan Aldemir, şu değerlendirmelerde bulundu:
Allah günleri insanlar arasında gezdirir. Dünya, büyük bir yüzleşmeye hazırlanıyor.
Göç ve göçle ilgili her konuda bütüncül bir yaklaşım geliştirmeliyiz. Özellikle Suriyelilerle ilgili yapılacak çalışmalara Türkiye, Suriye ve farklı ülkelerde bulunan Suriyelileri ve göçün tehditlerinden çok imkan ve fırsatlarını esas almalıyız. Üretim, eğitim ve güvenlik politikalarında bütüncül bakışa sahip olmalıyız. Suriyeli göçmenlerle ilgili konularda onları da masaya dahil etmeliyiz. Geriye göndermelerde rıza oluşturarak insan onurunu rencide etmeyecek uygulamalar gerçekleştirmeli, mesken, iş-üretim ve eğitim alanında imkanlar sağlamalıyız.
İngiltere, ABD ve Almanya gibi ülkelerde göçmenlerin sisteme dahil edilmesi göçü bir sorun olmaktan çıkarıp avantaja dönüştürmekte hem halkımızın hem de göçmenlerin rencide olmayacakları politikalar geliştirmeliyiz. Uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı uygulamalardan uzak durmalıyız.
“Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin.
Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir.
Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır.
Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur.”
Mahur Beste / Ahmet Hamdi Tanpınar
Bilinen varlık âlemi içinde gerek fizyolojik gerekse ruhsal yetenekler bakımından en mükemmel surette donatılmış yegâne varlıktır, insan. Alemin özü, kâinatın göz bebeğidir. Akletme ve muhakeme kapasitesi ile diğer varlıklardan üstün tutulmuş ve yeryüzünde onurlu bir yaşam sürmesi için tüm imkânlara sahip kılınmıştır. İnsanın bu hususiyetlerini bozan ya da zarara uğratan her türlü müdahale sadece insan tekine değil bizatihi kâinatın ahengine ve düzenine kastetmiştir. Haliyle mevcudatın ve bir işleyişin meşruiyeti ancak ve ancak insan onurunu ve bütünlüğünü koruyabildiği müddetçe geçerlidir.
İnsan insicamının hem fizyolojik hem psikolojik olarak ablukaya alındığı zor zamanlardan geçiyoruz. Küresel ekonomik belirsizliklerin, bölgesel tektonik kırılmaların, salgın, deprem gibi bir anda bütün gündelik ritimleri bozan afetlerin; bilişim ve teknoloji alanında daha önceden hiç tecrübe edilmemiş hızda yaşanan gelişmelerin, kimlikler ve cinsiyetler üzerinden bireyi, kadını, çocuğu ve aileyi sistematik olarak hedef alan ideolojik ve kültürel taarruzların ortasındayız.
Bütün bu altüst oluşlar insan tekini dünya genelinde yalnız ve savunmasız kılıyor. Tarihin bu büyük dönüşüm ve kriz dönemlerinde tekinsiz kalan insan ve toplumların daha fazla dayanışma ve birbirlerine umut olmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.
Dönüşüm çağının, insan ve toplum üzerinde oluşturduğu zihinsel belirsizliklere ve fiziksel etkilere karşı psikolojik mukavemeti ve akli dirayeti; geleceğe dair endişe ve korkulara karşı gayreti, emniyeti hatırlatacak ve sağlayacak kurumların varlığı giderek daha önemli hale gelmiştir. Hiç kuşkusuz bu kurumların başında gelen en önemli yapılardan biri de STK’lardır. STK’lar gerek misyon gerekse de faaliyet alanları olarak insanı merkeze almak ve tedirgin insanın bütünlüğüne ve varoluşsal tehditlere karşı, faaliyet alanlarını çeşitlendirmek durumundadır.
Bu yıl 18.sini gerçekleştirmeyi amaçladığımız Anadolu Buluşmaları’nda insan ve toplum hayatını küresel ölçekte etkileyen ve etkileyecek olan temel konulardan bir bölümünü konuşmayı hedeflemekteyiz. Bu oturumlardaki temel amacımız STK’ların bu tür süreçlerde nasıl bir yol izlemesi ve neler yapması gerektiğine dair bir yol haritası çıkarmaya çalışmaktır.
ANAKONU BAŞLIKLARI VE AMAÇLANAN HEDEFLER
- Yeni Kimlik ve Cinsiyet Politikaları Karşısında İnsan
Kimlik ve cinsiyet tartışmalarının tarihi bir hayli geriye gitse de günümüzde sürdürülen tartışmalar artık çok daha farklı bağlamlarda ve sistematik bir biçimde yürütülmektedir. Gender (Toplumsal cinsiyet) ve kuir gibi teoriler, insanoğlunun bütün tarihinde, kültür ve inancında kabul görmüş olan temel yaklaşımlara karşı bir söylem geliştirmekte ve küresel boyutta bu yaklaşımların egemenliğine yönelik (entelektüeller, akademisyenler, kanaat önderleri, gazeteciler, sanatçılar gibi grupların rolüyle) rıza üreterek yeni bir insanlık inşası için çalışmaktadır. Bu oturumlarda İnsanı ve aileyi tehdit eden bu yaklaşımların temel argümanları ve yöntemsel yaklaşımları ele alınıp kritik edilmeye çalışılacaktır.
- Katılımcıların toplumsal cinsiyet, kuir teori gibi yeni cinsellik yaklaşımlarına dair derinlemesine bilgi edinmelerini sağlamak.
- Bu yaklaşımların boyutları ve etkilerine dair bir kavrayışın gelişimini sağlamak.
- Bu yaklaşımlara karşı ne tür faaliyetlerin geliştirilmesine dair öneriler oluşturmak.
- Dijitalizm, Yapay Zekâ ve İnsan
Yaşadığımız çağ, dijital teknolojilerin ve yapay zekânın (YZ) hızla geliştiği, bu gelişmelerin insan yaşamının her alanına nüfuz ettiği bir dönemdir. Bu durum, dijitalizmin insan üzerindeki etkilerini, YZ’nin etki boyutlarını ve dijital çağda insan olmanın anlamını derinlemesine sorgulamamızı gerektirir. Bu oturum, katılımcıları teknoloji ve insaniyet arasındaki karmaşık ilişkiyi kritik bir perspektifle değerlendirmeye davet ediyor. Amacımız, dijital çağda insanlık durumunu anlamak, teknolojik gelişmelerin getirdiği etki ve toplumsal sorunlara dikkat çekmek ve bu zorluklara karşı duyarlı ve bilinçli stratejiler geliştirmektir.
- Yapay zekâ teorilerinde insanın nasıl tanımlandığı?
- Robot teknolojilerinin insanı ve insana ilişkin unsurları nasıl etkileyeceği?
- Bilimsel ve teknolojik gelişmeler sonucunda post-insan, insan-sonrası, insan
- 2.0 gibi tanımlamalarla anlatılmaya çalışılan insan anlayışının ne olduğu?
- Bu yeni teknolojik gelişmelerin insanı ve insanlık durumunu nasıl etkileyeceği?
gibi sorulara yanıtlar bulunması amaçlanmıştır.
- Zorluklar Karşısında Dayanıklı İnsan
Afetler, salgınlar, savaşlar ve ekonomik belirsizlikler gibi zorlu dönemler, insanları hem fiziksel hem de duygusal olarak büyük ölçüde etkileyebilmektedir. Bu tür zorluklar karşısında yalnızlaşan ve güçsüzleşen bireyler, toplumun temelini oluşturan insan bütünlüğünün korunması ve güçlendirilmesi için özel bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır. Bu oturumun temel amacı, bireylerin bu tür zorluklar karşısında özellikle zihinsel ve psikolojik olarak nasıl daha dayanıklı hale gelebileceğine dair perspektifler geliştirmektir. Oturumun sonunda, katılımcıların bu konulara dair farkındalıklarının artırılması ve uygulanabilir çözüm önerilerinin ortaya konulması hedeflenmektedir.
- Afetler, salgınlar, savaşlar ve ekonomik krizler gibi olağanüstü durumların insanlar üzerindeki etkilerinin analizi ve mevcut zorlukların boyutunun belirlenmesi.
- Bireylerin ve toplulukların bu tür zorluklar karşısında nasıl daha dayanıklı hale gelebileceğine dair stratejilerin ve yöntemlerin geliştirilmesi.
- Psikolojik, sosyal ve ekonomik destek mekanizmalarının oluşturulması ve güçlendirilmesine yönelik kapasite artırımı için yapılması gerekenler.
- STK’ların Sorumluluk ve İşlevleri
Bu oturumda, önceki oturumlarda yapılan tartışma ve görüşlerin genel bir değerlendirmesi yapılarak bu alanlarda STK’ların faaliyet ve kapasite gelişimine dair öneriler ve uygulama modelleri sunulacaktır.
- Zor süreçlerden geçen insan ve toplumlara karşı STK faaliyet ve yaklaşımları nasıl olmalıdır,
- STK’lar olarak insan onur ve haysiyetinin korunmasına yönelik ne tür politik ve kurumsal çözümler geliştirilmelidir,
- İnsani olanı sürdürülebilir kılmak için hangi tür faaliyetlere ihtiyaç duyulmaktadır,
gibi sorulara yanıtlar bulunması amaçlanmıştır.
Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Aldemir ve beraberindeki heyet EKSENDER'de bölgedeki üye kuruluş başkanlarımızla bir araya geldi.
11 Mayıs Cumartesi günü Malatya Eksen Derneğinde gerçekleştirilen Toplantıya Anadolu Federasyonu Başkanı Turgay Aldemir, Federasyon İnsan Kıymetleri ve Teşkilatlanma Başkanı Gazi Kılıçparlar, Darende Güldeste Derneği yönetimi ve beraberindeki heyet katıldı.
Toplantıda Eksen Derneği Başkanı Tamer Çalhan; Deprem süreci ve sonrasında Malatya'da yapılan çalışmaları dile getirdi. Konteynerde yaşayan kitaba erişimi zor olan öğrencilere öğretmenler komisyonu tarafından Liseye hazırlık, üniversitesi sınavına hazırlık kitapları dağıtıldığını ifade etti. Depremin olumsuzluklarına rağmen dernek bünyesinde mutat sohbetlerin, faaliyetlerin aksamadan devam ettiğini, Gazze'deki zulme yönelik toplumsal bilinç oluşması adına farkındalık faaliyetlerinin yürütüldüğünü açıkladı.
Anadolu Federasyonu İnsan Kıymetleri Başkanı Gazi Kılıçparlar; her yıl düzenlediğimiz Anadolu Buluşmalarının bu yıl 26-30 Ağustos 2024 tarihinde Ankara Kızılcahamam da gerçekleşeceğini, Federasyona üye derneklerin katılımda duyarlı olmaları gerektiğini ifade etti. Hepimizin toplumsal bilincin oluşmasına yönelik sorumlulukları var. Öğretmenler olarak okulda öğrencilerde kimlik inşasına yönelik arkadaşlarımız elinden geleni yapıyor. Bu öğrencilere okul düzleminde dokunmak yeterli değil, okul dışında, özelde dernekte, genelde farklı platformlarda öğrencilerle birlikte olmak lazım. Kaliteli zamanlar geçirmek gerekmektedir, dedi.
Anadolu Federasyonu Başkanı Turgay Aldemir; seslenmekle sorunları çözemeyiz, zira sesimiz yankı yapıp bize geri dönüyor. Sorunları bizlerin çözmesi gerekir, zayıf olanı güçlendirmeliyiz. Ömrün bu kadar kısa olduğunu bilseydik, bazı meseleleri uzatmazdık, tali meseleler üzerinde uzun uzadıya konuşmadık. Çağı doğru okumalıyız, çağın ihtiyaçlarına göre insanlığı yetiştirmeliyiz, şu an biz dijital pazarlama eğitimi veriyoruz, Dijital STK kurmanın altyapısını hazırlıyoruz dedi.
Herkes ilgiye, birlikteliğe aç, herkese temas etmek, dokunmak lazım. Merhum Akif İnan’ı, Akif İnan yapan değer, öğrencilere ayırdığı zaman ve ilgisiydi. Küçük faaliyetleri çoğaltmalıyız. Şehrimi seviyorum, Çevremi temiz tutuyorum gibi faaliyetler yapmaktan çekinmeyelim.
Federasyon olarak 3 temel faaliyet alanımız var:
1-Çocuk ve gençlik
2-Öğretmen ve eğitim
3-Kadın ve aile
Toplumsal iyileşme adına bir çok farklı yapı (STK, devlet kurumları, cemaatler, tarikatlar) ile iş birliği yapmamız elzemdir. Toplumda oluşan negatif dili, hasedi önlememiz lazım. Devletin aklını beslemeli, milletin vicdanını diri tutmalıyız. İş birliği kapsamında çalışmalıyız. Rahmetli Hasan Onat'ın ifadesi ile "mualife müsemma etmeliyiz" dedi.
Aldemir; Halil İnalcık'ın sözünü hatırlatarak: "Yüzyılın başında, Batılılar huzurlu yaşamayı değil, hüzünlü ölmeyi öğrettiler"
Uluslararası dil bilen değil; iş bilen adam lazım, kavga etmeden, barışı yükseltecek kadrolara ihtiyacımız var dedi. Suriye'de yaşanan son gelişmelere de değindikten sonra Anadolu Federasyonu Başkanı Turgay Aldemir sözlerine son verdi.
Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu Bülbülzade Vakfı'nın ev sahipliğinde 28 Haziran 2024 tarihinde Gaziantep'te toplandı. Toplantıda Anadolu Federasyonu'nun 2. Olağan Genel Kurulu, Kurumsal faaliyet ve çalışmalar, 18. Anadolu Buluşmaları, Fikri yenilenme ve sivil toplum kuruluşlarının yenilenmesi gibi konular değerlendirildi.
Yapılan değerlendirmelerde 2. Olağan Genel Kurulu'nun müzakereli ve dijital seçim sisteminin kullanılarak 26 Ağustos 2024 Pazartesi günü Ankara/Kızılcahamam'da Eliz oteli 15 Temmuz salonunda yapılmasına karar verildi. 18. Anadolu Buluşmalarının planlaması değerlendirildi. Fikri ve sivil toplumun yapısal yenilenmesi konusunda müzakereler yapıldı. Fikri yenilenmenin gerekliliği, fikir üretmenin bir ihtiyaç meselesi olduğu, yapıların kendini tekrar etmenin dışına çıkıp çağın gereklerine uygun yapılar oluşturmaları gerektiği, özellikle çağın dili ve anlamından yoksun hiçbir faaliyetin rağbet görmeyeceği, gençleşmenin kadroların gençlere bırakılmasıyla mümkün olduğu ifade edildi.
Filistin ve özellikle Gazze'de yaşanan dramın faili siyonistleri insanlık vicdanında mahkum edecek faaliyetlere yer vermek gerektiği, savaşın ve şiddetin kimden gelirse gelsin karşısında durulacağı, göç ve göçmen algısı noktasında ülkemizde çeşitli odak çalışmaların yapılması gerektiği belirtildi. Çözümsüz bırakılan ve zamana terk edilen her yaranın kaşınmaya müsait olduğu gerçeğini unutmadan atılması gereken adımların ivedilikle atılması gerektiği ifade edildi.
Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Kuzucu Hıdır ve beraberindeki heyet, Suriye'nin güvenli bölgelerinde bulunan Elbab Anadolu Kültür Merkezine ziyaret gerçekleştirdi. Heyet, ziyaret kapsamında El Bab kentinde bulunan Kültür Merkezlerini ve Deneyap Atölyeleri'ni yerinde inceleyerek öğrencilerle bir araya geldi.
Ziyaret sırasında Anadolu Kültür Merkezinde yapılan çalışmalar ve projeler hakkında bilgi alan Elvan Kuzucu Hıdır, öğrencilerin eğitim kültür sanat teknoloji ve inovasyon alanındaki çalışmalarını büyük bir ilgiyle takip etti. Öğrencilerle birebir sohbet eden Hıdır, onların projelerine yönelik sorular sordu ve önerilerde bulundu. Kültür merkezi yetkilileri tarafından karşılanan Elvan Kuzucu Hıdır, Anadolu Kültür Merkezi'nin eğitim ve kültür alanında yaptığı katkılardan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Ziyaretin sonunda, Elvan Kuzucu Hıdır ve T3 Vakfı heyeti, Anadolu Kültür Merkezi'nde geleceğin teminatı olan gençlerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduklarını ifade ettiler. Bu tür ziyaretlerin, bölgedeki gençlerin teknoloji ve kültür alanlarında gelişimlerine katkı sağlayacağına olan inançlarını belirttiler.
İstanbul Kitap Kahvede gerçekleştirilen “Dostluk Politikası” üst başlıklı söyleşi programına Yasin Aktay konuk oldu.
Yasin Aktay “Dostluğa Dair” kitabıyla ilgili yaptığı sunumda; dostluk politikası her şeyden önce hakikat sevgisi, bizi seven bir Allah'ı sevmekle ona hamd ve şükretmekle temel motivasyonunu alan bir politikadır. Gazalinin ifadesiyle "Allah için birbirini sevmek ve O'nun yolunda kardeş olmak yakınlıkların en erdemlilerinden, örf ve adetler arasında kendisinden en güzel şekilde yararlanılan itaatlerdendir. Allah için Birbirini sevmek Elbette bütün insanların yaratıcısı olan yaratıkları arasında hiç kimseyi ayırt etmeksizin Rahmetini merhametini rızkını esirgemediği bilinen bir Allah'a dostluğun sebebine bağlamak çok önemlidir.
Aktay söyleşisini “Fussilet” suresi 34-35 ayeti üzerinden tamamladı. "… iyilikle kötülük bir olmaz Sen kötülüğü en güzel bir davranışla Sav o zaman Bir de göreceksin ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş bu sonuca da ancak sabırlı olanlara ulaşabilir yine buna ancak erdemlerde büyük pay sahibi olanlar ulaşabilir."