Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Mahsum Aytepe, 18. Anadolu Buluşmaları kapsamında "Zorluk Tasavvurumuz: Öğrenilmiş Çaresizlikten Üretilmiş Sorumluluğa" başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Aytepe, konuşmasında küresel emperyalizmin etkilerine dikkat çekerek İsrail’in küresel emperyalizmin bir ürünü olduğunu ifade etti. İnsanların kendi farkındalık süreçlerinde karşılaştıkları ilk kavramların kolaylık ve zorluk olduğunu belirtti. Zorlukları üç kategoriye ayırarak bunları "imkansız zorluk", "başaçıkılabilir zorluk" ve "kolay zorluk" olarak tanımladı. Bu kategorileri bir hadisle destekleyen Aytepe, "Sizden biri bir kötülük gördüğünde eliyle düzeltsin, eliyle düzeltemezse diliyle, diliyle düzeltemezse kalbiyle buğzetsin." diyerek zorluklarla nasıl mücadele edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
İnsanın fıtratı gereği kolaylığı ve güzelliği tercih ettiğini belirten Aytepe, rutinlerin kölesi olan bireyin bedenen özgürleşemeyeceğini ifade etti. Zorluklarla başa çıkabilen insanların kendilerini bir üst seviyeye taşıyacağını dile getirdi ve şunları ekledi: "Ait olduğum dünyadan hayal ettiğim dünyaya beni götüren şey zorluklardır. Kur'an-ı Kerim de bireysel ve evrensel zorluklara karşı sabretmemizi öğütler."
Her insanın kendine "Aşmam gereken zorluk nedir?" diye sorması gerektiğini vurgulayan Aytepe, öğrenilmiş çaresizliği, insanın sürekli başarısızlıkla karşılaştıktan sonra kendine inancını yitirmesi olarak tanımladı. Müslümanların dünyada söz sahibi olabilmesi için bu çaresizlikten kurtulması gerektiğini ve adil sorumluluk ilkesine önem vermesi gerektiğini belirtti. Moğol istilası gibi tarihi olayları örnek göstererek öğrenilmiş çaresizliğin bu savaşlarda nasıl yenildiğini anlattı ve "Çaresizliğin bize öğretmen olmasına izin vermeyeceğiz. Algıların kölesi olmayacağız." dedi.
Çaresizliği aşmanın yolları üzerine de duran Aytepe; sorumluluk üretmek, çözüm üretmek ve mükellef olmanın önemini vurguladı. İyi bir Müslüman olmanın, hayatın her alanında asgari düzeyde iyi olmayı gerektirdiğini belirtti ve konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Her şeyde sorumluluk, her anda sorumluluk. İnsanı en çok yoran şey boş durmaktır. Kendimiz, geleceğimiz ve ümmet için çalışmalıyız. Toprağımızda yapılacak işlerimiz var diyerek sözlerini sonlandırdı.