Bizler, farklı toplumsal kesimlerin sesi olan bir sivil toplum kuruluşu olarak 40 yılı aşkındır ülkemizi saran terör ve şiddet sarmalına son verecek, “Terörsüz Türkiye Süreci” için atılan her adımı kıymetli buluyor ve desteklerimizi sunuyoruz. Ülkemizin geleceği adına büyük önem taşıyan bu süreci yürekten desteklediğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.

Ülkemizin onlarca yıldır maruz kaldığı terör ve şiddet ortamı, sadece toplumumuzun huzurunu ve devletimizin bütünlüğünü değil; aynı zamanda demokrasiyi, ekonomiyi ve sivil siyaseti de derinden etkilemiştir. Bu kritik dönemde atılan adımların, barış ve kardeşlik duvarına örülen tuğlaları sökme, millî birlik ve beraberliği güçlendirme potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz.

Bizler; farklı kimliklerin, dillerin ve inançların özgürce ifade edilebildiği, herkesin demokratik siyasal kanallara eşit ölçüde erişebildiği bir toplumsal yapıyı savunuyoruz. Bu nedenle “Cumhuriyetin ikinci yüzyılının demokrasiyle taçlandırılması” gerektiği fikrine yürekten katılıyoruz. Demokratik uzlaşma ve toplumsal mutabakat, silahların yerine fikirlerin konuştuğu, barış içinde bir geleceğin en sağlam temel taşıdır.

Süreç boyunca bütün tarafların, toplumun beklenti ve hassasiyetlerini gözeterek, şiddetten uzak, dürüst, yapıcı ve sabırlı bir iletişim dili kullanmaları hayati önem taşımaktadır. Bu adımların samimiyetle takip edilmesinde devlet kurumlarına, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına ve özellikle medyaya büyük görev düşmektedir.

Biz de bir sivil toplum kuruluşu olarak, bu önemli dönemi sükûnet ve sağduyuyla desteklemeyi sürdüreceğimizi, terörün son bulması ve toplumsal barışın kalıcı biçimde tesis edilmesi adına elimizden gelen tüm katkıyı sunmaya hazır olduğumuzu kamuoyuna saygıyla bildiririz.

Terörsüz bir Türkiye ve çoğulcu, müreffeh, fikri ve sınai anlamda yetkin bir toplum, ortak hedefimizdir. Bu hedef doğrultusunda atılacak her adıma destek vermeye, barış dilini hâkim kılmaya ve adil bir gelecek için çaba göstermeye devam edeceğiz.

Anadolu Federasyonu Başkanı Turgay Aldemir, Gaziantep Suriye Topluluğu Başkanı Mustafa El Hüseyin, Bekam Derneği Başkanı Mehmet Ali Eminoğlu ve Bülbülzade Vakfı temsilcilerinden oluşan bir heyet, Halep’te GLOCA Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen önemli bir toplantıya katıldı. Ardından, Halep Konsolos Muavini Tuncay Doğan’ı ziyaret edildi. Konsolosluğun tadilat sürecinde olması nedeniyle görüşme, Halep Sheraton Otel’de gerçekleştirildi.

Türkiye, Suriye ve Avrupa'nın çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren GLOCA, iş dünyası ve sivil toplum alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla biliniyor. Toplantıya ağırlıklı olarak Halep ve Gaziantep’ten sanayiciler, iş insanları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katılım sağladı.

Toplantının Gündemi ve Öne Çıkan Başlıklar;

Buluşmada, ticaretin düzenlenmesi, sanayi ve sivil toplum alanındaki gelişmeler ile bölgesel iş birliklerinin artırılması konuları ele alındı. Tartışılan başlıca konular şunlardı:

Sanayici ve iş insanlarının ticaret hayatını düzenleyen sürdürülebilir bir sistemin oluşturulması, Suriye’de devrim sonrası tüm sektörlerde yaşanacak gelişmelere yönelik sempozyumlar ve çalıştayların düzenlenmesi, Suriye'deki sivil toplum kuruluşlarının, hükümetin çalışmaları ile uyumlu ve iş birliği içinde hareket edebileceği bir mekanizmanın geliştirilmesi, Halep, Humus ve Şam'da iş insanları ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla benzer oturumların düzenlenmesi, Bülbülzade Vakfı'nın çeşitli alanlardaki bilgi ve tecrübelerinin Suriye’ye aktarılması için ortak programların hayata geçirilmesi.

Turgay Aldemir: “Halep’in Yaralarına Merhem Olunca, Biz de Şifa Göreceğiz”

"Halep’in insanları, sanayisi ve kültürü bizim şehirlerimizi, ülkemizi geliştirdi ve büyüttü. Bugün Halep’in yaralarına merhem olunca biz de şifa göreceğiz. Suriye’deki iş insanları ve sivil toplum temsilcileri, Türkiye’deki muadilleriyle bir araya geldikçe bölgedeki çalışmalar daha sağlıklı ilerleyecektir."

Turgay Aldemir, ekonomik kalkınmanın yalnızca bireyler için değil, aileler, şehirler ve ülkeler için de güçlenme anlamına geldiğini belirterek şu sözleriyle konuşmasını tamamladı:

"İnsanları güçlendirdiğimizde, aileler de güçlenir. Güçlü aileler; sanayide, ticarette, üniversitelerde ve şehirlerde kalkınmayı beraberinde getirir. Bu yüzden ortak çalışmalarımızı daha ileriye taşımamız gerekiyor."

Olumlu temenniler ve iş birliği vurgusuyla sona eren toplantı, ilerleyen süreçte benzer organizasyonların düzenlenmesi yönünde karşılıklı mutabakatla tamamlandı.

Tuncay Doğan ile gerçekleştirilen görüşmede;

Suriye’nin mevcut durumu ve bölgedeki gelişmeler üzerine istişarelerde bulunuldu. Heyet, Bülbülzade Vakfı’nın Suriye ve göç konularındaki faaliyetleri hakkında detaylı bilgi sundu. Özellikle bugüne kadar yürütülen:

Anadolu Kültür Merkezleri, Ortak Gelecek Toplantıları, Sivil İletişim ve Koordinasyon Toplantıları, Halep İrtibat ve Danışmanlık Ofisi gibi çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Ayrıca, “Halep Temizleniyor” ve “Şam Temizleniyor” programları kapsamında yürütülen çalışmalar, görseller eşliğinde paylaşıldı.

Görüşmede, Halep’te yeni bir Anadolu Kültür Merkezi’nin açılması, Halep’te bir radyo istasyonu kurulması gibi Halep merkezde hayata geçirilmesi planlanan çeşitli projeler hakkında detaylı bilgi verildi ve fikir alışverişinde bulunuldu.

Ziyaret, karşılıklı iyi niyet temennileri ve hatıra fotoğrafı çekiminin ardından sona erdi.

On bir ayın sultanı, rahmet, bereket ve mağfiret ayı olan Ramazan ayına ulaşmanın huzurunu yaşıyoruz. Tüm İslam aleminin Ramazan-ı Şerifini tebrik eder, dünyaya ve insanlığa barış, huzur ve mutluluk getirmesiniz dileriz.

Talas Belediyesi ve Cihannüma Derneği tarafından "Suriye'de Neler Oluyor" adlı bir konferans düzenlendi. Programın konuğu, Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Aldemir 14 yıl boyunca Suriye halkının yaşadığı dramı ve bu konuda, bizim devlet ve millet olarak verdiğimiz desteği anlattı.

Göç ve mülteciler üzerine yapılan proje ve toplantıları, görseller eşliğinde ifade etti.

Son zamanda gerçekleşen Suriye devriminin on beş günde olmadığını, arka planda Türk Devleti ve milletinin büyük bir emeği olduğunu anlattı.

Devrimcilerin diliyle; biz Halep'i istiyorduk, Allah bize Şam dahil, Suriye'yi bağışladı diyerek oradaki manevî iklimden söz etti.

Aldemir konuşmasını, Baas'ın kirleri temizlenecek ancak zihinlerin yeniden inşası ve temizlenmesi için yeni bir seferberlik ilan edilmelidir. İki ülkenin kadim halkı ve değerleri birbirini yeniden inşa etmelidir, diyerek tamamladı.

Yoğun bir katılımla gerçekleşen konferans, katılımcılarda oldukça geniş bir yankı uyandırdı.

Anadolu Federasyonu Başkanı Turgay Aldemir, Gaziantep Suriye Topluluğu Başkanı Mustafa El Hüseyin, Bekam Derneği Başkanı Mehmet Ali Eminoğlu ve Bülbülzade Vakfı temsilcilerinden oluşan heyet, Halep İl Kültür Müdürlüğü’nü ve Bülbülzade Vakfı'nın eğitim, kültür ve sanat çalışmaları çerçevesinde, güvenli bölgelerde yer alan El Bab Anadolu Kültür Merkezi’ni ziyaret etti.

Suriye’deki Güncel Gelişmeler ve Kültürel İş Birlikleri Görüşüldü;

Halep İl Kültür Müdürlüğü ziyareti kapsamında, Suriye’nin mevcut durumu ve bölgedeki kültürel gelişmeler üzerine değerlendirmelerde bulunuldu. Heyet, Bülbülzade Vakfı’nın Suriye ve göç konularındaki çalışmaları hakkında detaylı bilgi verdi. Özellikle bugüne kadar yürütülen Anadolu Kültür Merkezleri, Ortak Gelecek Toplantıları, Sivil İletişim ve Koordinasyon Toplantıları, Halep İrtibat ve Danışmanlık Ofisi gibi çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Ayrıca, Suriye’de yeni dönemde hayata geçirilmesi planlanan projeler üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.

Ziyaretin önemli gündem maddelerinden biri de Halep’te açılması planlanan Anadolu Kültür Merkezi projesi oldu. Kültür merkezinin konumu ve işlevselliği üzerine detaylı istişarelerde bulunuldu, merkezin Halep’te nasıl bir etki yaratabileceği konusunda görüşler paylaşıldı.

Ziyaretin sonunda, Anadolu Federasyonu tarafından yayınlanan Arapça eserler ve raporlar, Anadolu Federasyonu Başkanı Turgay Aldemir tarafından Halep İl Kültür Müdürlüğü yetkililerine takdim edildi.

Anadolu Kültür Merkezlerine gerçekleştirilen ziyarette;

El Bab Anadolu Kültür Merkezi Müdürü Cemal Osman ile kültür merkezlerinin aktif işleyişi, yürütülen çalışmalar, eğitim süreçleri ve bu süreçlerde görev alan eğitimciler ile öğrencilerin durumu ele alındı. Ayrıca, ders esnasında sınıflar gezilerek, öğretmenler ve öğrencilerle birebir görüşmeler gerçekleştirildi.

Anadolu Kültür Merkezleri, 5-35 yaş aralığındaki öğrencilere El Bab’ta 15 branşta eğitim veren kurumlar olarak, bölgenin normalleşmesi ve savaşın yaralarını sarmak adına önemli bir rol üstlenmektedir. Kültür merkezleri, eğitim ve çeşitli faaliyetlerine, bölgenin dinamiklerini gözeterek kesintisiz bir şekilde devam etmektedir.

14 Şubat 2025 tarihinde çevrimiçi olarak gerçekleştirilen toplantıda 6. Teşkilat Şurası değerlendirilmesi, Ramazan Ayı faaliyetleri, Üye Kuruluşların kapasite gelişimi ve stratejik planlama konuları ele alındı. Yapılan değerlendirmelerde Federasyonun Misyonu, Anadolu Federasyonu, bireylerin insani, ahlaki ve toplumsal değerlerle donanarak bilinçli, vicdanlı, ahlaklı ve sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesini sağlamak amacıyla eğitim, kültür, sosyal hizmet ve dayanışma alanlarında faaliyet gösteren bir çatı organizasyondur. Federasyon, üye STK’lar arasında koordinasyonu sağlayarak ortak amaçlar doğrultusunda stratejik planlamalar yapar, eğitim ve rehberlik süreçlerini destekler ve bireylerin toplumsal fayda üretebilecekleri mecraları güçlendirir ve şu temel değerlerin; 

• İnsani ve ahlaki sorumluluk: Bütün faaliyetlerde adalet, merhamet ve doğruluk ilkeleri gözetilir.
• Eğitim ve bilinçlenme: Bireylerin bilgi ve değerler temelinde gelişmesi önceliklidir.
• Toplumsal dayanışma: Yardımlaşma, iş birliği ve ortak hedeflere ulaşma anlayışıyla hareket edilir.
• Bağımsızlık ve şeffaflık: Çalışmalar bağımsızlık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda yürütülür.
• Çevresel ve kültürel sorumluluk: Doğal çevrenin korunması ve kültürel mirasın yaşatılması temel önceliklerden biridir.
• İstişare ve katılımcılık: Farklı düşüncelerin zenginlik olduğu bilinciyle ortak akıl esas alınır.
• Sürekli gelişim: Değişime açık, öğrenen ve gelişen bir organizasyon yapısı benimsenir.

 Tüm üye kuruluşlar tarafından benimsenmesi ve kurum kapasitelerinin bu minvalde geliştirilmesinin önemine dikkat çekildi. GİK birimlerinin daha senkronize ve hayata dokunur faaliyetlerini artırmaları gerektiğine dikkat çekilen toplantı iyi dilek ve temennilerle son buldu.

Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi Tarihçi, Yazar Hüseyin Özhazar'ın “Yeniden Düşünmek, Yenilenme Zamanı” yeni kitabının tahlili ve Yazar söyleşisi programı düzenlendi. Akdeniz Derneği, Ufuk Eğitim Derneği, Tarsus Açıkkapı ve İlsan-Der’de düzenlenen programlarda Özhazar, aşağıdaki konulara değindi;

İslam Medeniyetinin Doğuşu ve Geleceğe Bakış

İslam medeniyeti, verimli ve cazip coğrafyaların aksine, kurak ve gözlerden uzak, kimsenin üzerinde hesap yapmaya tenezzül etmediği bir bölgede hayat buldu. Bu varoluşun üç temel birleşeni vardı:

Akıl ve Vahiy İlişkisi – İslam, aklı ve vahyi bir denge içinde ele alarak bireyin ve toplumun inşa sürecinde her ikisine de yer verdi.

Birlikte Yaşama Kültürü ve Toplumsal Sözleşme – İslam, farklı kimliklerin bir arada yaşayabileceği toplumsal bir düzen sundu.

Zeka ve Stratejik Aklın Kullanımı – İslam medeniyeti, sadece dini değil, aynı zamanda siyasi, ekonomik ve bilimsel alanlarda da güçlü bir stratejik düşünce geliştirdi.

Ancak geleneksel din anlayışı, zamanla İslam Peygamberi ve sahabesini duygusal yaklaşımlarla idealize ederek eksik ve yanlış tanımlamalara neden oldu. Bu yaklaşım, İslam’ın dinamik ve akılcı yönünü gölgede bırakırken, medeniyetin yenilikçi ruhunu da zayıflattı.

Oysa akıl, değişmez ve kutsal bir kavram değildir. Tam aksine, sürekli düşünmeye, yeni yaklaşımlar geliştirmeye ve arayış içinde olmaya muhtaçtır.

Batı Medeniyetinin Süreci ve Müslümanların Durumu

Batı, tarih boyunca kendi iç çatışmalarını kritize etmiş, hesaplaşmalarını tamamlamış ve 15. yüzyıldan itibaren bu savaşları kendi dışındaki uluslara yöneltmiştir. Gizli anlaşmalar, işgaller ve siyasi hamlelerle dünya üzerindeki hakimiyetini pekiştirmiştir.

Bugün dünya, savaş hazırlıklarının hızlandığı, çatışmaların çeşitlendiği ve kaotik bir sürece evrildiği bir döneme girmiştir. Bu durumda Müslümanların kayıtsız kalma lüksü yoktur. 90’lı yılların zihin yapısıyla günümüz dünyasını anlamamız ve çözüm üretmemiz mümkün değildir.

Bu nedenle akıl ve düşünce yapımızı güncelleyerek, hem kendi içimizde hem de dış dünyada var olanları yeniden ele almamız gerekmektedir.

Müslüman toplumlar, geçmişin romantizmine saplanıp kalmak yerine, geleceğe yönelik yeni ve stratejik bir bakış açısı, yeni dönemin koşullarına uygun bir dil, teşkilatlanma ve söylem geliştirmelidir.

Sivil islami hareketin temel motivasyonu bilinç, fedakarlık, diğerkamlık, hasbilik, hoşgörü, paylaşım ve sorumluluktur.

Programlar, soru cevap, kitap imzalama ve plaket takdimleri ile son buldu.