14-18 Ağustos 2023 tarihlerinde Afyonkarahisar / Sandıklı'da gerçekleştirilen17. Anadolu Buluşmalarında"Dönüşen Dünya ve Dayanıklı Toplumunİnşası" konusu ele alınmıştır.
Toplam 22 sunumun gerçekleştiği programda, Yönetim Kurulu, Genel İdare Kurulu, Genişletilmiş Genel İdare Kurulu başta olmak üzere, 1. Gençlik ve 3. Çocuk Buluşmaları kapsamında ayrıca 147 tane toplantı gerçekleşmiştir. Buluşmaya 923 kişi katılmış olup 95 tane yükseköğretim öğrencisi, 87 ortaöğretim öğrencisi, 85 tane de EKE öğrencisi katılmıştır. Buluşmanın toplam maliyeti 2.904.735,00 TL'dir. 17.Anadolu Buluşmalarına katılan konuklarımıza, gönüllülerimize, bağışçılarımıza ve emeği geçen herkese teşekkür eder, kamuoyuna saygıyla sunarız.
Tüm Haberler
AKADDER, Anadolu Buluşmaları'nın 4. gününde özel oturumlarıyla devam etti. İlk oturumu Mehmet Lütfi Arslan gerçekleştirdi.
Nesrin Karataş moderatörlüğünde gerçekleşen oturum, katılımcıların Arslan'a sorularıyla başladı.
İkinci oturum ise Prof. Dr. Ayşen Gürcan ile yapıldı. Katılımcılar ile bir araya gelen Gürcan; "Yetkin olmak için neler yapılabilir ve neler yapmalıyız? sorusu üzerine yoğunlaştı.
Toplumsal değişimin dinamosu kadın olduğunu keşfeden dindir. Dönüşümün aktörleri kadınlardır. Toplumsal değişimin fıtri yapısı tanımlanan alanlar var. Alanlara göre kadın ve erkek birbirini tamamlar.
Oturum, AKADDER Yönetim Kurulu Başkanı Rabia Aldemir'in sorusu ile devam etti.
"Toplumsal dengeyi sağlayan kadınlar olarak faydalı olmak istiyoruz. Çatışmalar kaçınılmaz oluyor. Bu durumda kadını hak ettiği ortamda bulundurmak için ne yapmalıyız?"
Gürcan, "Yaratanın, yaratıcının temel özelliklerini iyice öğrenin. Allah boş yaratmaz. Her yarattığının bir hikmeti vardır. Siz yok olduğunuzda ne eksilecek, siz neyi kapsıyorsunuz? Bunların cevabı bulunmalıdır. Herkesin bir kimyası var. Bizim bir mizacımız var ne yapsak bunu engelleyemeyiz. Mizacımızı kabul edip çatışmayacağız mükemmel tek bir mizaç yok. Her şey bir yaradılışın elinden çıkmıştır. Takdir ve kader üzerine yaratılmıştır. Altın oran var bunu bozmamalı ve yaratılışımızdaki mizacımızı keşfetmeliyiz. Ben kimim sorusundan sonra biz ne yapmalıyız? Sorusuna Kur-an’dan 3370 tane yapılması gereken davranış ve 1032 yapılmaması gereken davranış çıkardım.
Zeka kullanma becerisi, sosyal zekası yüksek, kendini tanımlayabilmek, insanlarla iletişim kurabilmek ve hayır diyebilecek yetkinlikte olmak gerekir. Etrafımızdaki insanların değişiminden sorumluyuz. Yarın ve dün bugünün kavramıdır. Nerede isen o en uygun mekan ve zamandır, yanında kim varsa o Allah’ın sevgisi ile vardır.
Bir iş zor geliyorsa ya işini ya da yöntemini değiştir. Kendimizi küçümsememek, kendimize gidiş yolu seçmeliyiz. Modern olmakla Müslüman olmak arasında tezatlıklar varsa bu çözülmelidir. İnsan alanına şüphe girmemelidir, net olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Oturum, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
Kayseri İlim Hikmet Vakfı, 17. Anadolu Buluşması'na katılım sağlayan yönetim kurulu üyeleri ve gönüllüleri bir araya gelerek Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir'in de katılım gösterdiği istişare toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda, etkinliklerin değerlendirmesi, konuşmacılar ve teşkilat toplantıları hakkında geniş bir istişare yapıldı. Katılımcıların buluşmadaki deneyimleri ve edindikleri bilgiler paylaşıldı.
Toplantıda özellikle, 17. Anadolu Buluşması'nın içeriğinin, buluşmaya katılamayan üyelere aktarılması üzerine duruldu. Ayrıca, etkinliklerin içeriğinde gençlerin etkin bir rol üstlenmesinin geleceğe dair stratejiler açıdan önemli olduğu vurgulandı.
Toplantının son bölümünde, etkinliğin tertip heyetine ve organizasyon ekibine verdikleri emek ve katkılardan dolayı teşekkür edilerek kapanış yapıldı. Anadolu Buluşmaları'nın bu tür etkinliklerle gençlerin katılımını teşvik ettiği ve ülkenin geleceği için önemli bir platform sunduğu dile getirildi.
Anadolu Buluşmalarının 4. gününde Anadolu Öğrenci Birliği, öğrencilere yönelik bilgi yarışması düzenledi. Ortaöğretim ve üniversite öğrencilerinin katıldığı yarışmada, gençleri bilgiye teşvik etmek amaçlandı. Yarışmanın kazanan öğrencilere hediyeler verildi. Etkinlik, öğrenciler arasındaki rekabeti ve öğrenme isteğini artırmaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendirildi.
Her yıl geleneksel olarak düzenlediğimiz Anadolu Çocuk Buluşmaları'nın 3.sü gerçekleştirildi. Anadolu Buluşmaları'na katılan ailelerin çocuklarına yönelik düzenlediğimiz bu özel etkinlik, bu yılda eğlenceli bir şekilde öğrenmeye teşvik etti.
Anadolu Buluşmaları'nın ana temasına uygun olarak düzenlenen program içeriği sayesinde çocuklar, konuları kendi dünyalarına uygun bir şekilde deneyimleme fırsatı buldular. Program, eğlenceli aktiviteler, oyunlar ve interaktif öğrenme yöntemleri kullanarak çocukların merakını ve ilgisini çekti.
Anadolu Çocuk Buluşmaları, çocukların sadece bilgi edinmekle kalmayıp aynı zamanda düşünme, tartışma ve uygulama yeteneklerini geliştirmelerine de olanak tanıdı.
Çocuk Buluşmaları'nın son gününde çocuklar, sahne gösterileri düzenlendi. Daha sonra buluşmalara katılan öğrencilere katılım belgesi ve hediyeler verildi.
17. Anadolu Buluşmaları'nın 4. günü 3.Oturumlarla devam ediyor. 3.Oturumun ilk konuşmacısı olarak M.Furkan Yaşar'ın "Dönüşen Dünyada İnsan Merkezli, Sürdürülebilir Ekonomik Yaklaşımlar" konu başlıklı sunumuyla gerçekleşti. Yaşar, " İnsan sınırsız ihtiyaçları bulunan bir varlıktır. Ekonomi bilimi ise bu ihtiyaçlarını sınırlılık içerisinde nasıl giderileceğini bilmektir.
Bizim insanı ele alışımız, insanın tüketim hazzını ele alan karanlık yönünden imaret değildir. Ekonomi ve teknoloji ise artık birbiriyle eşdeğer haline geldi. Dijitalleşmek ve teknolojide kullanım çağını yakalamak hayatımızda ön plana çıktı. Bir yerden sonra veriler, teknoloji gelişmelerle birlikte hızla arttı. Bundan sonraki dönemde toplumların okuryazarlığı ve gelişmişlikleri açısından bir paradigma ifade etmeyecek.
Teknoloji ile birlikte bizim üretim ve tüketim tarzımız da değişiyor. Bu değişimlerin topluma zarar değil, güç vermesi gerekir. İnsanlık olarak yaşadığımız ilk ekonomik değişim; yerleşik hayata geçişimizle oldu. Toprağı ekip biçmeye başladık. Giderek artan üretim beraberinde nüfus atışını da beraberinde getirdi. Sonraki en büyük değişim ise sanayi inkılabıdır. Sanayi inkılabıyla beraber büyük kentler ortaya çıktı. Kentler de kendi insanlarını ortaya çıkardı. Her şeyi seri bir şekilde makineler üretebiliyor. İnsanlar birbirleriyle hala yeterince etkileşimde değiller. Öncekilerden farklı olarak tüm teknolojik değişimlerin bir arada kullanılabildiğini görüyoruz.
"Bizler Datalar Evresindeyiz"
Gündelik olarak dijital dünyada dijital ayak izleri bırakıyoruz. Korkunç olanı şu ki bu algoritmalar biz istesek de istemesek de bizim verilerimizi yorumlayıp bize ürün sunuyorlar.
Kendimiz somut olarak bir ülkeye gidebilmek için vizeye ihtiyacımız var fakat online olarak yurtdışında katılacağımız bir etkinlik için vizeye ihtiyacımız yok. Yeni piyasa, tüketiciyi yorumlayarak bazı platformlarda üreticiyle buluşturuyor. Dünyada büyüme hızı gitgide yavaşlıyor. Yapay zeka, kritik anlarda karar alma konusu önemli yer ediniyor. Çünkü inisiyatif almak ve kriz anlarında karar verebilmek insana özgü bir özelliktir.
Yeni dünyada hükümetler de dönüşümle boğuşuyor. Yerel bir güç kazanmak zor, o gücü devam ettirebilmek daha zor kaybetmek ise en kolayı oluyor. Bugünün politikaları ve hukuki normlarda karşı karşıya olduğumuz bir ikilem söz konusudur" ifadelerini kullandı.
Oturum hediye takdimiyle sona erdi.
17. Anadolu Buluşmaları'nın 4. gününün 2.Oturumları gerçekleştirildi. Oturumun ikinci konuşmacısı olarak Prof. Dr. Ayşen Gürcan'ın "Ailenin Değişkenleri" konu başlıklı sunumuyla gerçekleştirildi.
Gürcan, "Toplumu inşa edecekseniz öncelikle aileden başlamalısınız. Toplumdaki değişimin ve dönüşümün ana hücresi ailedir. Çünkü toplumda gördüğümüz her tür davranış kalıbı ailede kazanılmıştır. Sorunsuz mükemmel ve kendi içerisinde hiçbir sıkıntısı olmayan aile var mıdır?, Sorunları olan bir aile dayanıklılığı düşük bir aile midir? Dayanıklılık sorumsuzluk değildir. Bizler dayanıklı ve dayanıksız aileyi birbirinden nasıl ayırabiliriz? Bunu ayırt edecek bir tanımımız var mı?
Dayanıklılık bir inşada aranan bir gerekliliktir. Bir yapı zeminle ne kadar uyumlu ise o kadar dayanıklıdır. Dayanıklılığın 3 değişkeni; zemin, yük, taşıyıcı.
Ailede zemin, kültürel birlikteliktir. Bu yüzden zemin ailenin kuruluşunda yani eş seçiminde önemlidir.
İç yapıyı merkeze almak dış dayanıklılığı da sağlar
Bizim çocuğa değer veren ve yatırım yapan anlayışımız var. Ailedeki sorumluluk yüklemeleri bizim taşıyıcılarımızı oluşturuyor. Bizim taşıyıcılarımız ne kadar fazlaysa o kadar dayanaklı oluruz. Bir ailede taşıyıcılar ne kadar nitelikliyse o ailenin dayanıklılığı o derecede artar. Yükü tek bir kişiye yüklerseniz bir süre sonra yük ağır gelir. Kirişleri olabildiğince artırmak gerekiyor. Hepimiz aynı ve sabit yüklere sahip değiliz. Sünnetullah'a göre Allah insana taşıyamayacağı yük yüklemez ancak insan kendine zulmeder ve taşıması gerekmeyen yükleri taşır. Rol, sorumluluk ve koşullar bizim yük değişkenlerimizdir. Bize düşen dayanıklılığı bozan unsurları belirlememizdir.
Dayanıklılığın da iki unsuru vardır; iç ve dış unsurlar. Ailenin kendi koruyuculuğunu sağlamak olan iç dayanıklılığı sağlamaktır. Toplumsal cinsiyet eşitliği ailenin dayanıklılığını azaltan bir dış unsurdur. İç dayanıklılığı yok eden en temel unsur duygu yönetimi eksikliğidir. İç yapıyı merkeze almak dış dayanıklılığı da sağlar.
Sorunsuz aile yoktur ama dayanıklı aile sorun çözme becerisi olan ailedir. Problem çözme becerimizi daha insani yapabilmeliyiz. Ailenin dayanıklılığını toplumun dayanıklılığının gerekliliği olarak görüyorum" ifadelerini kullandı.
Oturum hediye takdimiyle sona erdi.
17. Anadolu Buluşmaları'nın 4.gününün son oturum gerçekleşti. Son oturumun konuşmacısı olarak Yavuz Yiğit, "Dayanıklı Gençlik" konu başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Yiğit, “Ürettiğiniz her “keşke” ile birlikte, tercih ettiğiniz seçeneğe karşı daha fazla pişmanlık ve daha az tatmin duyarsınız.
1945'li yıllarda kalabalık ailelere ihtiyaç vardı. Çünkü biz yüzyıllardır tarım toplumuyuz. Dönemin teknolojisi inanış biçimini değiştirir.
Siz çocukluktan beri mücadele ettiniz, bugünkü çocuklarda ise bunlar yok. Bunların da başında bazı sorunlar geliyor: Bolluk paradoksu: Yetişkinler sanıyor ki seçeneğin bol olması çocuklar için büyük bir kolaylık sağlıyor. Fakat seçeneğin çok olması iyi değildir; o kadar çok ihtimal var ki hangisini seçeceğimizi bilmiyoruz. Çocuğun zamanı hayırlı aktivitelerle dolmazsa zararlı bir şeyle dolacak. Bizim bu çocukların dikkatini TEKNOFEST, girişimcilik, teknoloji ve münazara gibi oyunlarla çekmemiz lazım.
Bugünün çocukları vizyon odaklı değil misyon odaklı" ifadelerini kullandı.
Oturum, soru cevap bölümünün ardından hediye takdimiyle sona erdi.
Anadolu Buluşmaları'nın 4. gününde Türkiye Ulusal Ajansı, Erasmus+ ve Dayanışma projeleri birim sorumlusu Aydın Öksüz ile Erasmus+ ve Dayanışma Projeleri Hakkında bilgilendirme toplantısı yapıldı.
Aydın Öksüz, toplantıda yaptığı konuşmada, gençlerin, öğrencilerin, eğitimcilerin ve sivil toplum kuruluşlarının bu tür projeler aracılığıyla uluslararası deneyimler kazanabileceğini ve farklı kültürleri yakından tanıma fırsatı bulabileceğini vurguladı. Ayrıca, projelerin sadece bireysel gelişim değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde işbirliğini artırmada da kritik bir rol oynadığını belirtti.
Anadolu Buluşmaları'nın 3. gününde, AKADDER İl Temsilcileri Toplantısı yapıldı. Toplantıda derneğin 10 farklı il temsilciliğinde gerçekleştirilen çeşitli projeler ele alındı.
Toplantı kapsamında, "Tematik Okumalar Projesi" ve "Kitap Tahlilleri" başlıkları altında yapılan çalışmalar dernek üyeleri tarafından detaylı bir şekilde paylaşıldı. Ayrıca, her 15 günde bir üyeler ve gönüllüler arasında gerçekleştirilen sanal tefsir okumalarının da önemi vurgulandı.
Toplantı boyunca, farklı illerde yürütülen projelerin etkinliği ve katılım düzeyi de değerlendirildi. İl temsilcileri, yürütülen çalışmaların topluluk üyeleri üzerinde olumlu etkiler yarattığını ve bilgi paylaşımını artırdığını belirtti.
Toplantının son bölümünde ise yeni döneme dair öneriler ve hedefler ele alındı. AKADDER İl Temsilcileri, derneğin misyonunu daha da genişleterek daha fazla insanın faydalanmasını sağlamak adına çeşitli fikirler ortaya koydu.