Anadolu Federasyonu Üye derneklerimizden Bülbülzade Vakfı Deprem bölgesinde ihtiyacı olan ailelere lojistik araç desteği, yakıt desteği, ısıtıcı, battaniye, temel gıda, temizlik, kıyafet, hijyen gibi ihtiyaçların temini konusunda gönüllülerimizin katkısıyla yardıma devam ediyor.
Bülbülzade Vakfı ve gönüllüleri Gaziantep’deki depremzedelere yardımlarımızı ulaştırdı.
Tüm Haberler
Bülbülzade Vakfı merkezine gelen ihtiyaç malzemelerini acil cevre ilçelere ulaştırmak için araç desteğine ihtiyacımız var. Buradaki acil afet koordinasyon birimi olarak bekliyoruz. En acil ihtiyaç malzeme sevkiyatı yapacak araçlar gerekiyor.
Yakın ilçe ve köylerimiz için yardım götürmek ve yardım etmek için katkılarınızı bekliyoruz.
Arabası müsait olanlar, yiyecek, ısıtıcı gibi yardım gidememiş yerler için acil yardıma gidilecektir.
Göndermek istediğiniz yardımları Bülbülzade vakıf merkezimize bırakabilirsiniz.
Adres: Güneykent, 230 Nolu Sokak No:10 27100 Şahinbey/ Gaziantep
Hayata Dokun Yetim Derneği, Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir’in katılımıyla yetim öğrencilere yönelik, tanışma ve tecrübe paylaşım programını 24 Ocak Salı günü BEKAM’da (Bilim Eğitim Kültür Araştırmaları Merkezi) gerçekleştirdi.
Bülbülzade Vakfı bünyesinde faaliyet gösteren Hayata Dokun Yetim Derneği tarafından düzenlenen programda önce tanışma gerçekleşti. Tanışmanın ardından öğrencilerin tecrübe paylaşımları aktarıldı. Daha sonra program öğrencilerin soruları ve değerlendirmeleri ile devam etti.
Hayata Dokun Yetim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Sohbet’in, Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir’e hediye takdiminin ardından program sona erdi.
06.02.2023 tarihi 04.17 de yaşamış olduğumuz deprem sonrasında hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz.
Başımız sağolsun.
Dualarımız enkaz altında bekleyen kardeşlerimizle.
Acil yardım bekleyen şehrimiz ve bölgemizdeki insanlar için birlik olma zamanı.
Bülbülzade afet koordinasyon birimi önce Gaziantep ve ilçeler sonra yakın iller için yardımları koordine ediyor.
+90342 3605050
Numaralı hattan ulaşabilirsiniz.
Afadın yardım listesine göre;
Afet destek çalışmaları için lojistik araç destegi, yakıt destegi, ısıtıcı, battaniye, temel gıda, temizlik, hijyen gibi ihtiyacların temini konusunda gönüllü olarak yönlendirilecek hizmetler noktasında yardım gönderebileceğiniz Bülbülzade Vakfı hesap numaraları
Kuveyt Türk Hesap Numaralarımız
Şube: Gaziantep Karagöz
Hesap Türü IBAN
TL Hesabı TR93 0020 5000 0006 4564 4000 02
Dolar Hesabı TR39 0020 5000 0006 4564 4001 01
Euro Hesabı TR12 0020 5000 0006 4564 4001 02
Hesap Adı: Bülbülzade Eğitim Sağlık ve Dayanışma Vakfı
AKADDER Yönetim Kurulu Üyeleri, il temsilcileri ve gönüllülerinin katılımıyla düzenlenen Tarık Buğra'nın "Küçük Ağa" kitabının tahlili, 23 Ocak Pazartesi günü Nesrin Karataş’ın moderatörlüğünde Prof. Dr Abdullah Harmancı'nın sunumuyla gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Abdullah Harmancı'nın hayat hikayesinin tanıtımıyla başlanan kitap tahlili; Tarık Buğra'nın edebi kişiliği, Küçük Ağa romanının yazılış ve yayımlanmış süreci, romandaki iç ve dış çatışma unsurları, romanın karakterleri, romanın genel hatlarıyla insana dair ne söylediği, romandaki kişilerin seçilişi ve yapılandırılışı, romandaki zaman ve mekân ögeleri, romanın yakın dönem tarihi bağlamında önemi, edebiyat eleştirmenlerinin roman hakkındaki görüşlerine değinildi.
Abdullah Harmancı, romanın yakın dönem tarihimizle ilgili iki önemli özellik taşıdığını belirtti.
1.Roman, ana mekânı olan Akşehir'den Ankara'ya doğru bir bakışı içermektedir. Bu özellik romanı yakın dönemlerde yazılan diğer eserlerden ayırmaktadır.
2.Millî mücadele toplumun bir kesimine karşı kazanılmış bir zafer değildir. Toplumun her kesiminden kişiler mücadelenin içinde yer almıştır.
Tarık Buğra'nın romanın önsözünde Peyami Safa ile kitabı yazış sürecine dair olan diyaloglarına değinerek, "Kurtuluş ümidi altı asırlık yaşama geleneğinin karşısında idi. Hiçbir milletin tarihi bu kadar trajik bir gelişme göstermemiştir." ifadelerini kullanır.
Tahlil, katılımcıların soru, cevap ve katkılarıyla sona erdi.
Bu haftaki Divan Buluşmaları konuğu Kıbrıs Türkü Film Yönetmeni ve Yapımcısı Derviş Zaim’di.
Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olan Zaim, ardından Warwick Üniversitesi’nden Kültürel Çalışmalar dalında mastır yapmıştır. 10 film ve bir belgesel yöneten Zaim’in filmleri şunlardır; "Tabutta Rövaşata (1996), Filler ve Çimen (2000), Çamur (2003), Nokta (2008), Devir (2012), Flaşbellek (2020).
Derviş Zaim film yönetmenliğinin yanı sıra Türkiye’de Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazanan “Ares Harikalar Diyarında” (1995) ve “Rüyet” (2019) romanlarının yazarıdır.
Konuşmasının merkezine 10. Uzun metrajlı Flaşbellek filmini alan Zaim, göç olgusundan ve göçmenlerin tecrübelerini aktarma aracı olarak sinema alanını kullanmıştır. Film çekmedeki temel motivasyon kaynağı şahitlik etme boyutu ile bağlantılı olarak çağa, zamana ve coğrafyaya ayna tutmak olduğunu ifade eden Zaim, “Sinemanın görevlerinden bir tanesi de ayna tutmaktır. İnsanların nasıl daha iyi bir insan olabileceklerinin, kendilerine ait insani yolculuklarını tamamlayabilmek için bazı sorular sorabilecekleri veya yanıtlar alabilecekleri bir platformdur.”
Zaim, sinemanın bize kendimizin ne olduğunu hangi arketiplerden doğduğumuzu gösterebilmek için imkanlar yaratan bu platformun önemli olduğunu düşünmektedir.
İlk filmi “Tabutta Rövaşata” filminde; yoksulluk, sınıf meselesini, Filler ve Çimen’de ise; devlet ve mafya, çeşitli illegal gruplar arasındaki karmaşık ilişkiler konu edinmektedir.
Derviş Zaim filmlerinin Gelenek- Tarih meselesine ilişkin olarak sormaya gayret ettiği, biçim ve içerik olarak kendisine olanak sunan işler olduğunu belirtmiştir.
“Devir”, “Balık” ve “Rüya” insanlığın büyük probleminden birisine eğildiği “İnsan ve Doğa” ilişkisinin nasıl olması gerektiği ilişkisine dair soru sorduğu filmlerdir. Suriye ile ilgili ve Suriye’de neler olduğunu merkeze alan Flaşbellek filmi Suriye’de ki halkın neler yaşadığını, kişilerin savaş sürecindeki deneyimleri, insan olmanın ve merhametin ahlaki tartışmaları konu almıştır.
Program, katılımcı ve konukların soru cevap bölümüyle sona erdi.
AÖB Ortaöğretim Kış Kampı Etkinlikler ve Atölyelerle Devam Etti
Anadolu Öğrenci Birliği Ortaöğretim ara dönem kış kampı çeşitli etkinlikler ve atölye çalışmaları ile öğrencilere keyifli anlar yaşattı. “Dijital Çağda Anlam Arayışı” temasıyla yapılan kampta kamp gençlik liderleri öğrencilere bilgilendirmeler yaptı. Çocuk Derneği çalışma planlaması Şüheda Uygun’un rehberliğinde istişare edildi.
Birbirinden zengin atölye konuları değerlendirildi. Atölye çalışmaları ise şöyle yapıldı;
Grup 1 “Dijital Çağda Yaşam ve Kariyer Becerileri-Mehmet Ali Güneş
Grup 2 “Dijital Çağda İletişim Becerileri- Salih Oğlakçı
Grup 3 “Dijital Çağda Üst Düzey Düşünme Becerileri - Mustafa İşçimen
Grup 4 “Dijital Çağda Bireyin Ruhsal ve Fiziksel sağlığı-Şamil Acı - İdris Fırat
Grup 5 “Dijital Çağda Hayat Boyu Öğrenme Becerileri - Semih Kançura
Grup 6 “Yerelde Kalmak Yerine Küresel Farkındalık - İhsan Özkan
Atölye çalışmalarının ardından öğrenciler Gençlik ve Spor Bakanlığı Kamp Alanında gençlik liderleri eşliğinde penaltı, sokak oyunları, bocce, meddah gösterisi, yer değiştirme oyunları, sahil temizliği gibi çeşitli etkinliklerle doyasıya eğlendiler.
Programın akşam kısmında öğrencilere müzik dinletisi gerçekleştirildi.
Kahramanmaraş Rıdvan Hoca Vakfı Kadın Öğretmen birimi tarafından "Medeniyet" üst başlığı kapsamında Kavram okuması ve Tahsin Görgün'ün "Doğu-Batı ilişkileri çerçevesinde “Medeniyet Meselesi" kitabı tahlil edildi.
Program, Vakıf Mütevelli Heyeti Başkanı Seyfi Pınarbaşı'nın "Dönüşüm, Değişim ve İnkılap Ayetleri" kapsamında medeniyet kavramı sunumu ile başladı. Programda Medeniyet Meselesi kitabı, Celaleddin Vatandaş'ın "Batılılaşma Süreci ve Medeniyet Tasavvuru", Savaş Barkçin'in "Tevhid ve Medeniyet" konu başlıklarıyla tahlil edildi.
Medeniyet Meselesi kitabında "Medeniyet" kavramının Doğu ve Batı toplumlarında, kapsadığı anlamı üzerinde durulmuş olup Batı'nın medeniyeti Doğu'dan alıp anlam ve içeriğini tamamen boşalttıktan sonra kendi çıkarları doğrultusunda doldurması şeklinde tanımlaması konuşuldu. Beraberinde bu yeni tanım ile Batı’nın toplumlara, medeniyet götürme ideali ve sonucu tartışıldı.
Kitapta 1700'lü yıllarda dünya tarihi yazımının 60 cilt kadar olup iki dönemde incelendiği ve bu dönemlerin "Antient" ve "Modern" şeklinde tanımlandığı, Antient dönemin İlk insan ile başlayıp İslamiyet'in doğuşuna kadar süreyi kapsadığı, Modern dönem ise İslamiyet'in doğuşu ile günümüze kadar olan süre olduğu belirtilmiştir. Yani o gün iyi ve güzel olan, insan hayatında olumlu izler bırakan her şeyin modern dönemde yaşandığı, Dünya Tarihi kitaplarında yazılmış fakat sonrasında tarih yazımı değişmiştir. Kitapta bahsi geçen, Goethe'nin 22-23 yaşlarındayken Hz. Muhammed'e yazmış olduğu şiirin önemi üzerinde duruldu. "Medeniyet" kavramı üzerinde durulup İslam Toplumunda medeniyetin tarihi tartışıldı. Kavramların asıl anlamlarını iyi bilmenin gerekliliği vurgulandı.
Program, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
Anadolu Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanımız Turgay Aldemir ve beraberindeki heyet Hayat Vakfını ziyaret etti.
Beşikçizade tekkesinde bulunan vakıf merkezinde, Hayat Vakfı Başkanı Dr. Ahmet Özdemir ile görüşme yapıldı. Görüşmede Hayat vakfının sürdürdüğü projeler ve Anadolu Federasyonu’nun faaliyetleri hakkında karşılıklı bilgilendirmelerde bulunuldu.
Hayat Vakfında öğrencilere yönelik yapılan faaliyetlerin yanında Anadolu öğrenci birliğinin yetkinlik ve beceri kazandırma etkinliklerine dikkat çekildi.
AÖB Ortaöğretim 6. Gençlik Buluşması Yapıldı
Anadolu Öğrenci Birliği 6. Gençlik Buluşması “Dijital Çağda Anlam Arayışı” temasıyla Mersin Silifke Gençlik Spor Bakanlığı kamp alanında 26 Ocak Perşembe günü başladı.
Program Türkiye genelinden öğrencilerin katılımıyla Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Açılış ve selamlama konuşması ile devam eden programın ilk gününde öğrencilerle 20 kişilik gruplar halinde tanışma etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliklerde kız ve erkek öğrencilere kamp alanında tahsis edilen yerlerde bilgilendirme ve açılış konuşmalarını Ortaöğretim yönetimi adına Yılmaz Ergen, Tansel Köseoğlu, Şüheda Uygun ve Mehmet Makas yaptılar. Öğrencilerden Bekir Taha Güvenç ve Osman Ziya Er tanışma etkinliği akabinde müzik dinletisi sergilediler.
Kampın ikinci gününde Anadolu Federasyonu Genel Sekreteri Hacı Abuzer Nas Dijital Çağda Kimlik Arayışı konulu bir sunum gerçekleştirdi. Nas, konuşmasında dijital çağda gençliğin sosyal mecralarda kaybolmaktan ziyade kimlik ve kişiliklerini her platformda korumaları gerektiğinin altını çizdi.
Programın ikinci kısmında Gülabi Eryaman Algı ve Manipülasyon konulu bir sunum gerçekleştirdi. Eryaman, bilginin hızla yayıldığı bu dönemde bilgiyi belli bir süzgeçten süzerek araştırmalı ve manipülasyonlara oluşturulmak istenen algılara esir olmadan düşünerek akıl ederek doğruyu bulmaya gayret edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Gül Gençlik Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği (Gül-Der) tarafından düzenlenen haftalık buluşmaların bu haftaki konusu "Film Okumaları" başlığı altında Mahmut Tökel’in sunumuyla gerçekleştirildi.
Program "Müfettişin Ziyareti" filminin izlenmesiyle başlayıp Tökel'in sahneler üzerinden filmlerin nasıl okunacağını anlatması ile devam etti.
Filmlerin 24 kare üzerinden çekildiğini ve arka plan okuması anlamını taşıyan 25. Kare ile asıl anlatılmak istenen bilgiye ulaşıldığını söyleyen Tökel, filmi değerlendirerek konuşmasını sonlandırdı.
Gül Gençlik Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneğinde (Gül-Der) düzenlenen Cuma programlarının bu haftaki konuğu Kelâm Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Öztürk oldu.
"Allah'a Kulluk Bilinci" konusunu detaylı bir şekilde ele alan ve bu hususta temel alınması gereken kavramları sıralayan Öztürk, lütuf, rahmet ve şükür üzerine kendi tecrübelerinden faydalanarak mülakatta bulundu. Özellikle deizme sebebiyet veren etkenlerden biri diye nitelendirdiği ve iyi anlaşılmadığını düşündüğü "lütuf" kavramı üzerinde duran Öztürk, "Hiç yoktan ve zorunlu olmaksızın lütufta bulunmak suretiyle Allah'ın insanı yaratmasının bir rahmet olarak addedilerek, bunun için de verilene şükredilmesi gerektiği aksi durumda ise sabredilmesi zorunludur." diyerek örneklendirme yoluyla konuyu izah etti. Ayrıca kulluğun salt olarak fıkhî bir terim olarak düşünülmesinin kulluk bilincinin maksadını idrak etmenin önünde engel olabileceğini, ibadetin ruhunu yakalamak için amacı doğrultusunda ve takvaya erişmek niyetiyle de yapılmasının etkisine değindi.
Program sonunda dinleyicilerin katkılarını değerlendiren Öztürk, gelen soruları cevaplandırmasıyla program sona erdi.