Filistin Alimler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Muhammed Said Bekir ve beraberindeki heyet 17 Kasım Perşembe günü İlim Sanat ve Kültür Derneğini (İLSANDER) ziyaret ettiler.
Ziyarette Dr. Muhammed Said Bekir ve beraberindeki heyet, Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Cevat Bal, Süleyman Dağ, Sabahattin Akın ve Mehmet Bulut ile bir araya geldi.
Tanışma ve kardeşlik bağlarını geliştirmeye yönelik yapılan istişare ve hasbihalin ardından ziyaret Kitap hediye edilmesiyle sona erdi.
Divan Buluşmalarına Cengiz Çakmak Konuk Oldu
Divan Buluşmalarının bu haftaki konuğu İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Başkanı Cengiz Çakmak oldu. 17 Kasım Perşembe günü İstanbul Kitap Kahve’de gerçekleştirilen programın konusu ‘Asrın İkindisindeki Alacakaranlık: Felsefe ve Körleşme’ idi.
Çakmak, konuşmasına öncelikle programın konusunu oluşturan kavramların analizine yer vererek başladı. Analizinde Asr Suresini merkeze alan Çakmak, Asrı okumanın önemini vurgulayarak bu okumanın zamanının alacakaranlığa kalmaksızın başlaması gerektiğini ifade etti. İkindi kavramını, asrın okunmasında önemli bir zaman olarak vurguladı.
Asrı okumak isteyen bakış, herkesin gözü önünde olan ancak herkesçe görülmemiş olanın keşfine yönelme gerekliliğinin farkında olan sorgulayıcı ve körleşmeden arınmış olmalıdır. Bu sebeple, asrın bilinmesi şimdide olanın dikkatli gözleminin bir sonucu olacaktır. Gözlemin nihayetinde geleceğe odaklanarak şimdinin olası sonuçlarını kehanetleştirmeksizin, bugün eyleme geçilebilecek bir düşünüşe tabi tutmak, önem arz etmektedir. Felsefe ise şimdide olana takılı kalmadan geleceği de kehanetleştirmeden düşünmenin imkânlarına sahiptir.
Çakmak, “şişe ve mağara metaforları” aracılığıyla konuyu derinleştirerek sinek metaforu ile ağzı açık bir şişeden dışarı çıkamayan filozofları betimlemektedir. Şişedeki filozoflar, asrın problemleri içerisinde asrın dili ve kavramlarıyla, şimdide olanın bir tekerrürünü sunmaktadır. Çakmak, bu metafordan hareketle neoliberal teknoloji, nihilizm, rölativizm, adalet, hakikat gibi kavramalara yer vererek dinleyicileri eleştirel bir düşünce sürecine davet etmiştir. Sonuç olarak, alışılagelmiş olanın -yani mağaranın- dışına çıkarak adalet ve hakikat kavramlarını aşkınlık fikri temelinde yeniden gündeme getirmek gerektiğini belirten Çakmak, “Amacımız körleşmeyi engellemek olmalıdır” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. Program, katılımcıların katkıları ve sordukları sorulara verilen cevapların ardından son buldu.
AKADDER İstanbul temsilciliği Gönül Bağı ekibi 12 Kasım 2022 tarihinde film izleme etkinliğinde buluştu.
Türkiye genelinde yapılan deprem tatbikatının uygulanmasıyla başlayan program, "Horton" filminin izlenmesiyle devam etti.
Filmin ardından başkarakterler olan Horton, Morton, Başkan, Jojo ve diğer film karakterlerinin katılımcılar tarafından tahlil edilmesiyle program sona erdi.
AKADDER İstanbul temsilciliğinin aylık oturumlarla İstanbul Kitap Kahve’de düzenlediği kitap tahlilleri devam ediyor.
Şahime Yiğit moderatörlüğünde, Meryem Özlü ve Esma Yalçın'ın anlatımıyla gerçekleştirilen programda Victor Hugo'nun Notre Dame'nin Kamburu kitabı 5 Kasım Cumartesi günü İstanbul Kitap Kahve’de tahlil edildi.
Kitap tahlilinden bazı notlar şu şekilde:
Victor Hugo'nun 1831 yılında 11 kitap bölümü halinde yazdığı eser, 6 Ocak 1482 tarihindeki Paris sokaklarının canlı tasvirleriyle Notre Dame katedrali ve katedral etrafında gerçekleşen olayları anlatır.
Kitabın "Notre Dame De Paris" olan asıl ismi, 1833 yılındaki İngilizce'ye tercümesiyle beraber Notre Dame'nin Kamburu ismiyle anılmaya başlar.
Eserin ilk dört bölümünde Paris sokaklarının detaylı tasvirlerine yer verilir. Kitabın ana mekanlarından olan Greve Meydanı, Adalet Sarayı ve Notre Dame Katedrali; kitabın baş karakterlerinden olan Esmeralda, Phoebus, Quasimodo, Frollo hakkında katılımcılar arasında karşılıklı fikir alışverişi yapıldı.
Program kitabın ana konusu ve yan konusu hakkında yapılan fikir teatileriyle sona erdi.
“Ortak Gelecek” Toplantıları’nın 8.si Kilis’te Gerçekleşti
Göçmen Hizmetleri Merkezi tarafından düzenlenen “Ortak Gelecek” toplantısının sekizincisi 16 Kasım Çarşamba günü Kilis 7 Aralık Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Seminer Salonunda gerçekleştirildi.
“Ortak Gelecek” ana başlığıyla düzenlenen istişare toplantısına, Kilis’te yaşayan kanaat önderleri, Federasyon Başkanımız Turgay Aldemir, Kilis İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Emin Akkurt, Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil Aldemir, Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Ruhat Yaşar, Kilis Memur-Sen Başkanı Bekir Şen, Elbeyli Belediye Başkanı Süleyman Şimşek, İş İnsanı Necmettin Şekeroğlu, Kilis Belediyesi Proje Birimi, Kilis Göç İdaresi Temsilcileri, Kamu kurumu temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri, AFAD ve Kızılay temsilcileri, Yerel medya temsilcileri ve Kilis 7 Aralık Üniversitesi Öğretim Üyeleri katıldılar.
Sinevizyon gösterimi ile başlayan program selamlama konuşmaları ile devam etti. Selamlama konuşmalarını yapmak üzere kürsüye gelen Kilis İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Emin Akkurt şu ifadelere yer verdi: “Kilis için göç, hakikaten ciddi bir kavram ve bunun üzerinde hep birlikte oturup konuşmamız, düşünmemiz ve ortak bir fikir üretmemiz gerekiyor. Bunun için de hepinizin ortak aklına, fikrine, önerisine ihtiyacımız var. Ben bu tür toplantıların bunlara sebep ve vesile olmasından dolayı memnuniyetimi ifade ediyorum. Bu programı düzenleyen başta Bülbülzade Vakfı ve Diriliş Derneği olmak üzere tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Toplantılarımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Ardından kürsüye gelen Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Ruhat Yaşar, “Üniversitemiz eğitim ve akademi çalışmalarının yanında temelleri üzerine kurduğu sosyal sorumluluk projelerinde önemsemekte ve bizler topluma hizmet uygulamaları gibi çeşitli projelerle birtakım faaliyetlerin içerisinde öğrencilerimiz ve akademisyenlerimizi etkin kılmaya çalışıyoruz.” Dedi.
Selamlama konuşmalarının akabinde toplantı, Gaziantep Suriye Topluluğu Başkanı Mustafa El-Hüseyin moderatörlüğünde Federasyon Başkanımız Turgay Aldemir’in sunumuyla devam etti.
Aldemir, “Kilis, Türkiye’de nüfusuna göre en çok göçmeni bağrına basan, tarihte yerini almış bir şehirdir. Pazar günü terör saldırısıyla ülkemiz hedef oldu terör örgütlerini ve bu terör eylemlerini kınıyorum. Birliğimiz, beraberliğimiz bu toplantılarımız teröristlerin planlarını bunların planlayanların hayallerini boşa çıkaracaktır. Kanaat önderlerinin, düşünürlerin çocuklarına bırakacağı en büyük miras tapu değil onur, itibar ve mücadeledir.
Yönetim bilimi sekizde iki pratiğini söyler, on sorununuz varsa en önemli ikiyi çözersiniz daha sonraki sekiz problem için çözümler daha kolay gelir. Nereden başlayacağımıza karar vermeli acil ve önemli olanları sıralamalıyız. Bizler Anadolu insanı olarak toplum, devlet ve millet olarak hep birlikte hareket edebiliriz.
Sosyal medyada olumsuz içerik insanlığın yürüyüşüne engeller oluşturuyor. İyilerin dağınıklığı kötülere destek oluyor. Bugün medyada paylaşılan verilerin %49,5 yalan haberlerden oluşuyor. Şikâyet etmeyi bırakıp doğru olanı kamuoyuyla paylaştıracak ortamlar oluşturmamız lazım. İyi bir şey üretirsek, Türkiye’ye model olur. İyi bir tablo var her açıdan ama haberdar değiliz birbirimizden haberdar olmamız gerekiyor. Pozitif yaklaşımları artırarak, önümüze hedefler koyarak, umut aşılayarak coğrafyamıza huzuru örebiliriz.
Coğrafyamızın geleceği için seyrettiğimiz yerden inip, birimize yardımcı olmamız lazım. İlgili birimlerin inanılmaz çalışmaları var, birbiriyle buluşup ötesini yapmaya çalışmalıyız. Yoksa emperyalistlerin zulmünün altında şikâyet eder dururuz” dedi.
Sunumun ardından katılımcılar söz alarak şu ifadelere yer verdiler:
İş Adamı Necmettin Şekeroğlu, “Fikir açıcı bir toplantı oldu. Benim firmam da 120 Suriyeli çalışan var. Geleceğimiz için sorunlarımızı ortak ele almalıyız.” Kilis olarak başarılı bir sınav verdiğimizi düşünüyoruz.”
Bekir Şen (Memur Sen Başkanı), “Kilis’te 30 sürü toplumla dayanışma platformu olarak dokuz yıldır bir araya geliyoruz Suriyeli kanaat önderlerimize bu masaya çağırmak isteriz.”
İnsan Onuru Derneği Başkanı Abdullah Eker, “Toplum olarak biz inkâr aşamasındayız, güzel örneklerle kabullenmeye geçebiliriz.” Ayrıca üniversite harçlarıyla ilgili ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Önemli adımlar atmanın zamanı geldi.”
Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil Aldemir, “Üniversite olarak kapımız her zaman bilime sorunların çözümü noktasında fikir alışverişine hazır. Ortak gelecek doğru seçilmiş bir başlık ortak gelecekten bahsediyorsak bu geleceği birlikte kurgulamalıyız.”
Yunus Emre Enstitüsü Kilis Koordinatörü Fikret Çıtlak, “Ortak gelecek, geçmişe dayanıyor. Geçmişin kıymetlerini alacağız, eksiklerimizi bilip şimdinin idraki ile geleceğe yürüyeceğiz. Kadim medeniyet değerlerimiz ile ayağa kalkabiliriz.”
Prof. Dr. Ruhat Yaşar, “Tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Öneriler Türkiye üzerinden gerçekleşti, Suriyeli kardeşlerimizin uzun vadeli olarak Suriye üzerinde de ortak akılla ortak geleceği sürdürmesi gerekir. Sosyal medyadaki kötü yalan haberler Türkiye’nin geleceğini tehdit ediyordu. Dezenformasyon yasasına nefret suçu yasağının da eklenmesini teklif ediyorum.” Ayıca üniversitemiz adına yapılacak her türlü iş birliğine açık olduğumuzu ifade etmek isterim.”
Cemal Osman, “Türk devletine Bülbülzade vakfına teşekkür ediyoruz. Öğrencilerimiz merkezden faydalanıyor talebimiz üniversiteden mezun olan öğrencilerin istihdam edilmesi önerisinde bulunmak istiyorum.”
Şeyh Felah El Şibli, “İşgal devletlerinin rolü ve işgalcilerin yöntemi adı altında iki kitabım var Osmanlı devletinden sonra gelen devletler söküldü. Biz Suriyeliler Fransa’ya kadar dağıldık. Her Suriyeli yardımla yaşayamaz kendi çözümünü üretmeli.”
Av. Ali Şerif, “Bölge adeta alevleniyor, insanımızda tehdit altında, ailemiz, çocuklarımız tehdit altındayız. Hepimiz bir arada yeni bir fikir icat etmeliyiz.”
Abdul Gani Şevvah, ‘’ Gaziantep modelini çok önemsiyorum. İzlediğimiz sinevizyonlarda yapılan faaliyetler beni çok etkiledi. Ben bu modelin ilk adımı olarak Kilis Suriye Topluluğu’nun kurulmasını teklif ediyorum.”
Erva El Rumar, ‘’ Öğretmenim aynı zamanda Şairler ve Edebiyatçılar derneği başkanıyım. Türkçe öğrenimini sosyal uyumun ilk temeli olarak değerlendiriyorum. Ve gönüllü olarak Türkçe öğretmeyi teklif ediyorum. Aynı zamanda dil merkezlerinin çoğalması kanaatindeyim.”
Amir El Hacı Ömer, ‘’ Kilis genelinde sosyal ve kültürel faaliyet organizasyonlarında göçmen ve yerli halkın bir arada görev alması insicamı arttıracaktır. Üzerimize ne görev düşüyorsa yapmaya hazırız.”
Toplantı interaktif soru-cevap eşliğinde sona erdi.
BEKAM Akademi seminerlerinin 4.sü Refar Enstitü Başkanı Ali Özcan’ın “Dijital Dönüşüm Kavram Seti” konu başlığıyla 12 Kasım Cumartesi BEKAM’da gerçekleştirildi.
BEKAM, "DİJİTAL OKURYAZARLIK VE DÖNÜŞÜM BECERİLERİ" başlığı ile 8 haftalık bir program düzenleyerek alanında uzman araştırmacıları ve konuya ilgi duyan katılımcıları bir araya getirmeye devam ediyor.
Bu hafta gerçekleştirilen seminerde Özcan, “Terim, Latinceden gelen bir kavramdır. Terminos denilen sınır tanrısına verilen isimdir. Sınırlarınızı belirliyorsunuz ve bir çerçeveye koyuyorsunuz. Aslında kavramda böyle. İnsan zihni, zannedilenin aksine sınırlar olmadan düşünülemez. Yaratıcılık, tahayyül dediğimiz şeylere sınırlarınız varsa sahip olabilirsiniz. Sınırlarınız yoksa asla bir şeyi geliştiremezsiniz, düşünemezsiniz ve kuşatamazsınız. Dolayısıyla problem sınırlar değil sınırları nasıl oluşturulduğu meselesidir.
Bazı kavramlar örgütleyici ve yapılandırıcı kavram olabiliyor mesela modernleşme gibi… 19. ve 20. yy.’a baktığımızda bütün kavram dünyamız, yaklaşımlarımız modernleşme kavramı içinde gerçekleştirilmiş ve bütün hikâye bunun etrafında dönmüştür. Dijital Dönüşüm Kavramı Seti konu başlığımızda da esas vurgu yapmak istediğimiz yer; biz başka levele geçiyoruz, düşünce ve kavram altyapımız aslında modern dünyadaki kavram altyapısıdır. Dijital dönüşüm diye ortada dolaşan, en büyük hasara yol açan mesele şudur: Fiziki varlıkları internete, elektronik ortama taşımayı dijitalleşme zannediyoruz. Dijitalleşme böyle bir şey değil bu yüzden başarılı olamıyoruz” ifadelerini kullandı.
Seminer, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
İlim Hikmet Vakfı Kadın komisyonunun organize ettiği yılın ilk "Çay Saati ' programı gerçekleştirildi.
Her ayın ilk Pazartesi gerçekleştirilen ve artık bir klasik haline gelen "Çay Saati" programının konusu "Annelikte Yetersizlik Hissi" oldu.
Aile ve psikolojik danışman Mine Buyukmutlu'nun sunumuyla gerçekleşen programda; anne baba duruşu, çocuğun iradi seçimleri, Allah'ın nasibi, varoluşsal değerini Allah'tan almak, çocuk yetiştirmek değil çocuğun yetişmesine vesile olmak gibi konular ele alındı.
Buyukmutlu, “Çocuklarımızın sahibi olmadığımız farkındalığı ile onları emanet olarak görmeliyiz. Mükemmel anne olma endişelerimizden arınarak elimizden geleni yapıp gerisini Allah'a bırakmanın güvenine ulaşmalıyız” sözlerine yer verdi.
Yüz yüze programa katılamayanlar için salı akşam saat 20:30’da online görüşme planının duyurusu yapıldı.
Program çay ikramı ve sohbetleriyle son buldu.
Katre Sanat Merkezinde; bağlama, gitar, keman, resim, piyano, akıl oyunları ve robotik kodlama kurs eğitimlerimiz devam ediyor.
Bülbülzade Vakfında faaliyet gösteren Katre Sanat Merkezinde İlkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen kurslarda öğrencilerin sanat alanında gelişmesinde, farkındalık kazanmasında, özgüven gelişiminde, iş birliği ve azim becerilerinin artmasına katkı sağlıyor.
Kurslar, Güneykent Mahallesinde bulunan Bülbülzade Vakfı Eğitim ve Hizmet Merkezi içinde bulunan Katre Sanat Merkezi ve BEKAM binasında yapılıyor.
AKADDER Tematik Tefsir Okumalarının dördüncü dersi "Hakikat, Gerçeklik" üst başlığıyla 10 Kasım tarihinde AKADDER İl temsilcileri ve gönüllülerinin katılımıyla çevrimiçi ortamda yapıldı.
Hakikat ve gerçeklik nedir? Arasında fark bulunmakta mıdır? Hak ve hakikat arasındaki ilişki nedir? Hakikat bize ne verir? Hakikati bilince neye ulaşırız sorularının Bakara 156, Yunus 30-32, Ali İmran 71, Kehf 56, Enam 54 ayeti kerimeleri çerçevesinde işlenmesiyle başlayan dersten bazı notlar şu şekilde:
Düşünen her insan hakikatin peşine düşmüştür.
Gerçek varolan, hakikat varolana bizim yüklediğiniz anlamdır.
Akıl ve vahyin birleşimi hakikate ulaştırır.
Akıl, Allah'ın yeryüzündeki terazisidir.
Hakikat ödünç alınamaz.
Gerçeklik varlığı için bir zihne ihtiyaç duymayan, bizim zihnimizin dışında kendi bağımsız olarak var olan şeye denilirken hakikat benim bu gerçekliğe ilişkin kendi zihnime attığım ama gerçeklikle uyumlu olan yargı manasına gelir.
İnsanın var oluşunu anlama, kavrama çabalarıyla ulaşabildiği bilinç düzeyi felsefi açıdan hakikat manasına gelmektedir.
Hakikate ulaşmanın engelleri arasında Allah'ı tanımamak ve kendini tanımamak gelmektedir.
Farabi hakikati bir şeyin kendine özgü varlığı olarak açıklar.
AKADDER Tematik Okumalar programı kapsamında iki haftada bir gerçekleştirilen “Konulu Tefsir Okumaları” Bursa, Kahramanmaraş, Kayseri, Adana, Osmaniye AKADDER temsilcilerimiz tarafından ilk dersler gerçekleştirildi.
Gaziantep temsilciliğinde dersin ilki 14 Ekim Cuma akşamı AKADDER Yönetim Kurulu Başkanı Rabia Aldemir'in sunumuyla gerçekleştirildi.
Programda, Haşr Suresi 21ve 24.ayetlerle Esmaü'l Hüsna'ya giriş yapıldı. Allah'ın şahsiyet oluşturmada etkisi olan tecellileriyle ilgili isimleri üzerinde duruldu.
"...Allah esmalarıyla bize kendini tanıtır.."
"...her insanin isimleriyle Allah'ın isimleri arasında bir ilişki vardır..."
Tesbihle başlayan ve tesbihle sona eren ender surelerden olan Haşr suresiyle ilk tefsir okumaları gerçekleşmiş oldu.
Bursa temsilciliğinde dersin ilki 30 Ekim Pazar günü Pusula Kitap-Kahve’de yapıldı. Gülistan Keleş’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen programda Haşr Sûresi 21-24. Ayetlerin tefsiri yapıldı.
Biz Müslümanlar olarak Allah’ı ne kadar tanıyoruz?
Esmâü’l-Hüsnâ’ya ne kadar vâkıfız?
Allah’a inanmak ve O’nu sevmek; O’nu tanımakla başlar.
Allah’ın isminin kullarında, mahlûkatta tecelli etmesi, O’nu tanımamıza yardımcı olur.
Allah, Kur’an-ı Kerîm’de bize isimleriyle kendini tanıtıyor.
Dua ederken Allah’ın Esmâ’sını tefekkür ve zikir etmeliyiz.
Kahramanmaraş temsilciliğinde dersin ilki Rıdvan Hoca Vakıf binasında 2 Kasım Çarşamba günü yapıldı. AKADDER İstişare Kurulu Üyesi Badegül Eren’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen programda Haşr suresinin 21-24. Ayetlerle Esmaü’l Hüsna’ya giriş yapıldı.
Allah Teala bize esmalarıyla kendini tanıtır, kişi Rabbini tanıdıkça sever ve yakınlaşır.
Adana temsilciliğinde dersin ilki 1 Kasım Salı günü Hatice Durmuş'un sunumuyla gerçekleştirildi.
Adana Ulu Camii Şadırvanında gerçekleştirilen ve çok sayıda katılımcının buluştuğu programda, Asr Suresi’nin tefsiriyle giriş yapıldı. Asr Suresi 3 başlık içerisinde işlendi: zarar, ziyan ve sabır üzerinde konuşuldu.
İnsanlığın ikindisi Asr Suresidir.
Asr, insanın özünü ortaya çıkarmak için imtihanlardan geçiririz, tefsiri üzerinde işlendi.
Asr, toplumu ve insanı onarmaktır.
İnanmak, yaşamak, direnmek…
Kayseri temsilciliğinde dersin ilki 1 Kasım Salı günü İlim Hikmet Vakıf binasında Fatma Keser sunumu ile gerçekleşti.
Haşr Suresi 21ve 24.ayetlerle Esmaü'l Hüsna'ya giriş yapıldı. Allah'ın şahsiyet oluşturmada etkisi olan tecellileriyle ilgili isimleri üzerinde duruldu.
"...Allah'ın bize gönderdiği ilkeler çerçevesinde hareket etmek, Allah'ı tesbihtir...
"...Rahman, özünde merhametli olan Allah herkese merhamet eder...
Rahim, işinde merhametli olan Allah müminlere merhamet eder.
Osmaniye temsilciliğince dersin ilki 26 Ekim Çarşamba günü Dürdane Ateş’in sunumuyla Fuat Sezgin Kitap Kahvede gerçekleştirildi.
Katılımcıların buluştuğu programda, “Haşr Suresi 21.ve 24. ayetler” ile Esmaül Hüsna’ya giriş yapıldı. Allah'ın şahsiyet oluşturmada etkisi olan tecellileriyle ilgili isimleri üzerinde duruldu.
"...Allah esmalarıyla bize kendini tanıtır…"
"Her insanın isimleriyle Allah'ın isimleri arasında bir ilişki vardır..."
Esmaül Hüsna'nın her biri Allah 'ı tanımak için bir anahtar gibidir.
Gaziantep Anadolu Öğrenci Birliği (AÖB) Ortaöğretim Komisyonunun öğrencilere yönelik düzenlediği “Dijital Çağda Büyümek, Gençlerin Gözünden Dijital Dünya” Temalı Ara Dönem Kampı 15-16 Kasım tarihlerinde gerçekleşti.
İki gün süren ara dönem kampının ilk gününde tanışmalardan sonra Anadolu Federasyonu Başkanımız Turgay Aldemir’in Dijital, Dijitalleşme ve Dijital Dönüşüm nedir? sunumuyla program başladı.
Sunumda, Dijitalleşmek nedir? Nasıl dijital olunur? Dijital ahlaksızlık nedir? Teknolojiyi irade ile yönetebilir miyiz? Nüfus artışının beraberinde getirdiği zorluklar, İnsan ve teknolojiyi nasıl geliştirebiliriz? gibi konular hakkında bilgi verdi.
Aldemir, “Kendini geliştirmeyen insan, kendini geliştiren insana mahkumdur. Teknoloji, insanı aşan bir şey değildir eğer öyle olsaydı Allah bizi bununla sorumlu tutmazdı. Teknoloji sadece tembelleri aşan bir olaydır. Resim çekmek de bir dert anlatmaktadır” ifadelerini kullandı.
Program Ömer Faruk Kavuncu’nun “Dijital Yaşam ve Kariyer Becerileri” sunumuyla devam etti. Sunumda Kavuncu, Doğru bilgiye ulaşmanın yollarını araştırmak ve sorgulamak, Amacından sapan sosyal medya mecraları, değişen dünyaya ayak uydurma telaşı, programlama ve yapay zekanın farkı, geleceğini belirleyemeyen çocuklar, yapay zekanın insanlığın üstünde olması, yapay zekâ şans mı yoksa felaket mi? İnovasyon ve yaratıcılık, iletişim, iş birliği ve takım çalışması, problem çözme, proje tabanlı çalışmalar, hayat boyu öğrenme, sosyal kültürel ve evrensel farkındalık gibi konular hakkında bilgi verdi.
Kavuncu, “Her şey düzenlidir ve asayiş bozulmaz. Dünyanızın sınırı diliniz kadardır. Yaşadığımız sorunlara inovatif yaklaşmak. Yaşadığımız çevreyi gezmek, bilmek de bir farkındalıktır” şeklinde konuştu.
Program daha sonra Meryem Aşkar’ın “Annem -Babam Çocukken Ne Yapardı?” Drama sunumu gerçekleştirildi. Ardından Akıl oyunları (Meta Formül Oyunu), Sinema Gösterimi (Searching- Kayıp Aranıyor) ile ara dönem kampın ilk günü sona erdi.
Kampın ikinci gününde “Teknoloji zararlı mı yararlı mı? konu başlığıyla münazaralar yapıldı ve değerlendirildi. Daha sonra “Dünyanın En Büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST Heyecanı” konu başlığıyla Beyza Utuş’un sunumuyla devam etti.
Sunum sonrasında kamp değerlendirilmenin yapılmasının ardından müzik dinletileriyle sona erdi.
Rıdvan Hoca Vakfı Öğretmen Komisyonunun düzenlediği tanışma ve değerlendirme programı 6 Kasım Pazar günü Rıdvan Hoca Vakıf Merkezinde yapıldı.
Programda okul çalışmalarıyla ilgili fikir alışverişleri ve değerlendirmeler yapılırken Öğretmen Komisyonu Başkanı Ahmet Akif Taşcı, komisyon olarak yaptıkları, yapacakları çalışmalar ve etkinlikler hakkında bilgiler verdi.
Ahmet Akif Taşcı konuşmasında; “Anadolu Federasyonu olarak iyi insan, etkili söz, kalıcı eser bırakmak için uğraşıyoruz. Bunu eylem planında ilk iki yıl iyi insan, ikinci iki yıl etkili söz, üçüncü iki yılda kalıcı eser ortaya koymak istiyoruz. Bu dönemde de etkinlik tabanlı çalışmalarla tüm öğretmenlerin okul çalışmalarında bulunmalarını her bir öğretmenin kendi okulunda görev bilmesini istiyoruz. Bu dönemde de öğretmenlerimizle birlikte sosyal ve kültürel etkinlikler yapmaya devam edeceğiz.” dedi.
Rıdvan Hoca Vakıf Başkanı Bayram Nurdoğan, Vakfın her türlü faaliyet yapmaya uygun olduğunu, yapılacak çalışmalarda yönetim olarak öğretmenlerin destekçisi olduğunu belirtti. Toplumun değiştirilmesinde ve dönüştürülmesinde öğretmenlere büyük görevler düştüğünü, kış şartlarında da olsa vakfın sıcak ortamının devam edeceğini taleplere cevap verebilmek için öğretmenlerden talep gelmesini beklediklerini ifade etti.
Öğretmenlere söz verilerek fikir alış-verişi sağlandı ve münazaralar yapıldı. Münazarada üzerinde durulan hususlardan bazı notlar:
Çalışmalara öncelikle kendi çocuklarımızı ve ailemizi katarak işe başlamalıyız. Okul içinde çalışma yapabilmek için örnek şahsiyet olma adına uygun okumalar yapmalıyız. Eğitimcinin çalışma yapmadan önce öğrencilerini iyi tanıması gönüllerine girebilmenin yollarını öğrenmeli, çalışmalarımızda ekip ruhuyla hareket etmeliyiz. Dijital çağda yeni neslin kuşatılabilmesi için önce kendimizi hazır hale getirmeliyiz. Biz eğitimciler öncelikle çevremize verdiğimiz imaj noktasında güvenilir sözüne itibar edilen etkin bireyler olduğumuzu göstermemiz gerekir.
Osmaniye İlim Sanat ve Kültür Derneği (İLSANDER) 5 Ekim Cumartesi günü, gün boyu süren “Yerel Yemeklerin ve El Emeklerinin Tanıtım Etkinliği” düzenlendi.
Zengin yemek çeşitleri ve el emeklerinin sunulduğu etkinliğe küçük büyük, genç yaşlı her yaştan gönüllü ve ilgililerin katılımıyla güzel, anlamlı bir dayanışmayla devam eden etkinlik EKE öğrencilerinin şiir gösterisi ve güzel anılarla sona erdi.
